Tiryakisi mutlaka okumalı!

Tiryakisi mutlaka okumalı!
Memorial Ataşehir Sigara Bırakma Merkezi’nden Göğüs Hastalıkları Uzmanları, sigarayı bırakma teknikleri ve sigaranın zararları hakkında bilgi veriyor. Ayrıntılar bakın sigara gerçeğini nasıl gözler önüne seriyor?

SİGARA İÇEN KADINLAR DÜŞÜK YAPIYOR, BEBEKLERİ ÖLÜ DOĞUYOR

Binlerce zararlı kimyasal madde içeren sigara, sadece akciğerleri değil, vücutta hemen her organ ve sistemi etkiliyor. Sigara, baba adaylarında sperm sayısı ve kalitesini düşürürken anne adayları için de kimi zaman; dış gebelik, düşük ve ölü doğum riski anlamına geliyor.

SİGARA BEBEKTEN ÖNCE ANNE VE BABAYI ETKİLİYOR!

Sigara içen kadın ve erkeklerde kısırlık, içmeyenlere göre çok daha sık görülmektedir. Sigara içen erkeklerin sperm sayısı düşmekte ve sperm hareketliliği azalmakta iken kadınların gebelik için gerekli hormonları sigaradan etkilenmektedir. Ayrıca sigara, yumurtanın tüplerden rahme yolculuğunu da sekteye uğratmaktadır. Tüm bunlara ek olarak sigara, kısırlık tedavisinin başarısını düşürmektedir.

Sigara içen kadınlarda, “dış gebelik” adı verilen, döllenmiş yumurtanın rahim dışında bir yere yerleşmesi durumu ve düşükler ile ölü doğumlar da sık görülür.

Sigara, “plasenta” ya da “bebeğin eşi” olarak bilinen ve bebeğin anne ile arasındaki besin maddeleri ile oksijen, karbondioksit gibi gazların alışverişinde rol alan organ ile ilgili zararlara da yol açmaktadır. “Plasenta previa”, plasentanın rahmin alt kısmında yerleşmesi anlamına gelir. Bunun sonucunda gebeliğin ilerleyen dönemlerinde kanama görülebilir ve erken doğum yaptırılması gerekebilir. Sigara içenlerde, hem plasenta previa, hem de plasentanın doğumdan daha önce rahim duvarından ayrılması olayı daha sık görülmektedir.

ANNE SİGARA İÇİYORSA BEBEK DE İÇİYORDUR!

Anne karnındaki bebek, göbek kordonu aracılığıyla annenin yediği besinlerden yararlandığı gibi, annenin aldığı ilaçlara ve zararlı maddelere de maruz kalır. Sigaradaki kimyasallar da bebeğe bu yolla ulaşıp, henüz gelişmekte olan minik organlara zarar verir. Nikotin, katran ve karbon monoksit (egzoz gazında bulunan ya da soba zehirlenmelerinde solunan gaz), bebek için sigaradaki en tehlikeli maddelerin başında gelmektedir. Anne sigara içiyorsa, bebek de içiyordur. Sigara, bebeğin küçücük organlarına annesine göre kat kat fazla zarar vermektedir.

SİGARA İLE GELEN ERKEN DOĞUM TEHLİKESİ

Anne gebelik boyunca ne kadar çok sigara içerse, bebek de o kadar küçük doğmaktadır. Erken doğum riski de artmaktadır. Erken doğan bebekler daha küçük dünyaya gelmelerinin yanı sıra, akciğerleri de henüz doğuma hazır olmadığından solunum sorunları yaşayabilmektedir.

SİGARA ANİ BEŞİK ÖLÜMÜ SENDROMUNA YOL AÇIYOR!

Gebeliği boyunca sigara içen annenin bebeği sağlıkla dünyaya gelmiş olsa da, sigaranın bebek üzerindeki zararlı etkileri sona ermez. Bu çocuklarda nedeni bilinmeyen “ani beşik ölümü sendromu”, sigara içmeyen annelerin çocuklarına göre 2-3 kat daha sık görülmektedir.

SİGARA İÇEN ANNELERİN ÇOCUKLARINDA DUDAK/DAMAK YARIKLARI DAHA SIKTIR.

Bu çocuklar, solunum yolu hastalıklarına, kulak iltihaplarına ve bademciğe daha fazla yakalanırlar. Daha da önemlisi, ileriki yıllarda öğrenme, davranış ve dikkat bozuklukları gelişebilmektedir.

EMZİREN ANNELER DE SİGARADAN UZAK DURMALI!

Gebeliği sigarasız geçiren anne, süt verme döneminde de sigaradan uzak durmalıdır. Sigara, anne sütünü azaltmaktadır. Anne sigara içtiğinde, bebek de emdiği süt yoluyla sigaradaki maddelere maruz kalmış olur. Diğer tüm zararlarının yanında, sigara bu çocukları daha huzursuz yapmakta ve uyku düzenlerini bozmaktadır. Bebeklerin kalp hızları artmakta, karın ağrısı, kusma ve ishal görülebilmektedir.

SİGARAYI BAŞKA BİR ODADA İÇMEK DE ÇÖZÜM DEĞİLDİR

Sigara içen anne-babalar, sigarayı bebeğin yanında değil, başka bir oda ya da cam açık/balkonda içtiklerinde sigaranın bebeklerine zarar vermeyeceğini düşünürler. Oysa kişinin giysilerine ya da derisine sinen nikotin ve diğer zararlı maddeler, bebeğe yanında sigara içilmişçesine taşınmaktadır. Amerika’da yapılan bir araştırmada, evin farklı odasında ya da dışarıda sigara içilen evlerin bebek odalarında, hiç sigara içilmeyen evlere göre nikotin ve diğer kimyasalların düzeyi 5-8 kat daha yüksek bulunmuştur. Bebeklerde yapılan idrar tahlillerinde de, sigara ürünleri 8 kat fazla saptanmıştır. Bebeklerin akciğerleri o kadar küçüktür ki, çok az miktardaki sigara dumanı bile onlara zarar verebilmektedir.

ANNE BABA OLMADAN ÖNCE SİGARAYI BIRAKIN

Tüm bu zararlı etkileri göz önüne alındığında, gebelik planlayan her annenin sigarayı bırakması uygun olacaktır. Hamile bir kadının ise, sigarayı bırakmak için gerçekten çok güçlü bir motivasyonu vardır. Özellikle ilk birkaç aydaki bulantı ve kusmalar, sigarayı bırakmayı kolaylaştırabilir. Kimi gebeler, sadece bırakmaya karar vererek bu kötü alışkanlıktan kurtulabilmektedirler. Bu; hem anne, hem de bebek için en güvenli yoldur.

CANINIZ SİGARA İSTEDİĞİNDE BİR BARDAK SU İÇİN !

Sigarayı hatırlatacak her şeyden uzak durmak, sigara ile “iyi giden” çay ve kahve tüketimi gibi alışkanlıkları azaltmak, spor yapmak, sigara isteği geldiğinde bir bardak su içmek, sakız çiğnemek ya da ortam değiştirmek gibi küçük tedbirler işe yarayabilir. Bunu yaparken aile veya iş çevresinde sigara içen biriyle birlikte bırakmayı denemek de faydalı olabilir. Eğer baba adayı da sigara içiyorsa, bebek için risk katlanmış demektir. Bu yüzden anne ve babanın beraberce sigarayı bırakmaları bebek için çok daha önemlidir.

Eğer kendiliğinden bırakmada sorun yaşanırsa, mutlaka bir hekime danışılması uygun olacaktır. Göğüs hastalıkları uzmanları tarafından yürütülen sigara polikliniklerinde sigaranın bırakılmasına yönelik tedaviler, gereğine göre gebelikte de uygulanabilir.

SİGARA SAÇ TELİNDEN AYAK TIRNAĞINA KADAR ZARARLI!

Akciğer kanserinden ölümlerin % 90’ının, tüm kanser ölümlerinin % 30’unun sorumlusu sigaradır.

Kronik bronşit ve amfizemin başlıca sebebi sigaradır. Bu hastalıklar, kişiyi yatağa ve oksijene bağımlı hale getirebilmektedir.

Sigara, akciğerin doğal savunma sistemini bozar, solunum yollarını kaplayan titrek tüylerin felce uğramasına neden olur, zatürre gibi mikrobik hastalıklara yakalanma riskini artırır.

Sigara, kalp krizi riskini 3 kat arttırır, yüksek tansiyona yol açabilir.

Sigara, damar tıkanıklığına, el ve ayaklarda kangrene ve bunun sonucunda bu uzuvların kesilmesine yol açabilir.

Sigara, cildi erken yaşlandırır.

Sigara, mide rahatsızlıklarına yol açabilir.

Sigara, vücutta C vitamininin tüketilmesine ve bu vitaminin eksikliği sonucu hastalıklara eğilimin artmasına neden olur.

Hamilelikte sigara içilmesi düşüğe, erken doğuma, bebeğin küçük doğmasına neden olabilir. Bu bebeklerde ileride astım ve alerjik rahatsızlıkların gelişme olasılığı artar.

Anne veya babası sigara içen çocuklarda öksürük, hırıltı, astım, sinüzit, bademcik ve orta kulak sorunları daha sık görülmektedir.

Sigara, cinsel organlara giden kan miktarını azaltarak iktidarsızlığa neden olabilir, seks hormonlarının azalmasına ve spermlere zarar vererek kısırlığa neden olabilir.

Sigarayla alınan karbonmonoksit gazı, hücrelere oksijen taşınmasını engeller.

Sigara, yalnız içene değil, çevresindekilere de ciddi boyutlarda zarar vermektedir. Sigara dumanıyla ortama yayılan zararlı maddeler, hem nefes almayla, hem de ciltten emilerek kana karışmaktadır. Ortamda içilen her 5 sigara, içmeyenlerin 1 sigara içmesine neden olur.

SİGARA İÇMEMEK YETMEZ PASİF İÇİCİ DE OLMAYIN!

Sigaranın zararı, yalnızca sigara içene değil, dumana maruz kalan herkesedir. Kendi sigara içmediği halde, kişinin sigara dumanına maruz kalmasına “pasif içicilik” denmektedir. Sigara dumanıyla ortama yayılan zararlı maddeler, hem nefes yoluyla, hem de ciltten emilerek kana karışmaktadır. Sigara içmeyen kişilerin yanında içilmese dahi, sigara içen kişinin saçına, cildine ve giysilerine sinen dumandan etkilenebilir. Evin bir odasında sigara yakıldığında, dakikalar içinde tüm eve sigara dumanı yayılır. Halı, duvar, mobilya gibi tüm yüzeylere siner ve günler içinde buradan havaya geri yayılır.

Sigara dumanına pasif olarak maruz kalmak, öksürük, boğazda yanma, baş ağrısı, bulantı gibi belirtilere yol açmaktadır.

YARIM SAATLİK SİGARA DUMANI KALBE GİDEN KANI AZALTIYOR

Ev ortamında pasif dumana maruz kalan kişilerin kalp hastalığı ve akciğer kanseri riski, %25 artmaktadır. İşyeri ve kamu alanlarında da sigaraya maruz kalındığı göz önüne alındığında, kalp hastalığı riski %50-60 kadar fazlalaşmaktadır.

Sigaranın içerdiği 4 bin kadar zararlı maddenin yaklaşık 60 tanesi, kansere neden olmaktadır. Pasif sigara dumanına maruz kalanlarda akciğer kanseri riski, %20-30 kadar artabilir. Sadece akciğer değil, mide, karaciğer, böbrek, rahim kanseri ve lösemi riski de pasif içicilik ile artış gösterir.

“LIGHT SİGARA İÇİYORUM, BANA BİR ŞEY OLMAZ” DEMEYİN!

Sigaranın akciğer kanseri ile ilişkisinin anlaşılmasını izleyerek, “light” ya da düşük katranlı sigaralar, ilk olarak 1960’ların sonunda piyasaya sürülmüştür.Sigara içenlerin çoğu, “light” ya da “mild” sigaraların daha az zararlı olduğunu veya bu şekilde daha kolay sigarayı bırakacaklarını düşünür. Oysa İngilizce’de “hafif” anlamına gelen light sigaralar, normal sigaralar kadar, hatta belki biraz daha fazla zararlıdır.*** Light sigara boğazda daha “hafif” bir his bırakıyor olabilir; ancak çoğu light sigaradaki tütün miktarı, normal sigaralardaki kadardır.*** Light sigaralar normal sigaralara oranla daha az katran içeriyor olabilir. Ancak sigara, içerdiği nikotin nedeniyle hem fiziksel; hem ruhsal bağımlılık yapabilen bir maddedir ve kişi light sigara içmeye başlasa da vücudunun alışık olduğu nikotin miktarı değişmez. Bu nedenle sigara bağımlısı; nikotin ihtiyacını light sigarayı daha derine çekmekle, sigaradan daha uzun nefesler almakla, sigarayı sonuna kadar içmekle ya da içe çekilen nefesi daha uzun süre akciğerde tutmakla gidermeye çalışır. Hatta bazen kişi günde birkaç adet daha fazla light sigara içme ihtiyacı bile duyabilir. Bu şekilde günlük toplam nikotin gereksinimini telafi etmiş olur. Bu kompanse edici tarzdaki sigara içme yöntemi ile sigara kaynaklı kimyasal maddeler, sigara içen kişinin daha da uç havayollarına gider. İşte bu nedenle, özellikle light sigara içen kişilerde, geçmişte daha az görülen özel bir akciğer kanseri tipi olan “adenokanser” sıklığı artmıştır.

Light sigaraların daha zararsız olduğu yanılgısı, sigara içme makinelerinden kaynaklanmaktadır. A.B.D.’de bu makineler, sigaradaki katran miktarını ölçmek için kullanılmaktadır. Ancak, makine, bir insanın sigaradan ne miktar katran alacağını doğru olarak saptayamaz. Light sigaraların filtrelerinde küçük havalanma delikleri bulunur. Bu delikler, sigara makinesi tarafından içildiğinde, sigara dumanını seyreltir ve makine yanlış olarak sigaradaki nikotin ve katran miktarını daha düşük gösterir. Oysa sigarayı içen makine değil de, bir insan olduğunda, yukarıda bahsedilen kompanse edici içme şekillerinin yanı sıra, birey farkında olmadan sigaranın üzerindeki havalanma deliklerini parmaklarıyla kapatır. Dolayısıyla, light sigaranın normal sigaradan pek bir farkı kalmaz.

ZARARSIZ YA DA AZ ZARARLI SİGARA YOKTUR

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, sigara dünyadaki en önemli ikinci ölüm nedenidir. Sigara sayısız hastalığa neden olabilir. Düşük ya da yüksek katranlı, light ya da normal, tüm sigaralar ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Sadece akciğerlerde değil, vücudun neredeyse tüm organlarında hasar yapabilen sigaranın zararlarından korunmak isteniyorsa, yapılacak en iyi şey sigarayı azaltmak ya da “daha hafifine” geçmek değil, sigarayı tamamen bırakmak olmalıdır. ***Yapılan araştırmalar, 30 yaşından önce sigarayı bırakmanın sigara kaynaklı hastalıkların gelişimini neredeyse tamamen önlediğini göstermektedir.*** Yaş ne olursa olsun, sigara bırakıldığında sağlık riskleri azalmaktadır. Sigarayı bırakmakta zorlanan kişilerin, sigara bırakma tedavisinde uzmanlaşmış özel sigara polikliniklerinden yardım alması faydalı olacaktır.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Öne Çıkanlar