Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Fatih Ergin

Fatih Ergin

25. SAAT

'Sen Türkiye kokuyorsun abla...'

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Müsa­vat Dervişoğlu anlatıyor:

"Referandum dö­nemi, yer Muş. Esnaf geziyoruz. Bir dük­kâna girdik. Girince gördük ki dükkân malum renklerden ibaret. Dükkân sahi­bi atik davrandı, çay ısmarlamak istedi. Edep gereği oturduk. Oturur oturmaz iki genç Meral ablaya yaklaşarak foto çekinmek istedi. Ben bir malum işaretli poz ihtimaline binaen yerimden doğrul­dum. Gençler bozkurt kaldırarak fotoğ­raf çekildiler. Çaylar geldi. Dükkân sahi­bi söz aldı;

''Ben HDP''liyim abla, ancak bu gençlerin dükkânımda bozkurt kaldırmasın­dan hiç rahatsız olmadım Niye biliyor musun?'' diye sordu. ''Niye'' sorusu üzerine, ''Çünkü sen Türkiye kokuyorsun abla ve her şeyden önce adil insansın'' cevabını verdi..."

Bunu neden mi anlattım?

Anlatayım; yıllar­dır söylüyorum, Türkiye''nin bölünme tehlike­si, sadece askerin ve polisin verdiği bir müca­dele ile ortadan kaldırılamaz. Güvenlik güçleri­mizin terör örgütüne karşı verdiği mücadele işin temeli ve olmazsa olmazıdır ama sorunla ekonomik, eğitimsel ve sosyal açıdan da mücadele verilmedikçe, güneydoğu sorununun yok olması mümkün değil. Devlet, sadece gü­venlik güçleri ile değil, bütün kurum ve mezi­yetleri ile bölgede varlığını hem terör örgütüne hem de terör örgütünün insafına terk edilmiş bölge insanına hissettirmelidir. Tabiri caizse, bölgede kadife eldiven içindeki demir yumruk olmalıdır. Bölgenin ve bölge halkının PKK te­rör örgütü tarafından istismar edilen sorunlarını ortadan kaldırmada kadife eldiven, PKK te­rör örgütünün bölgeden gölgesini kaldırmakta da o eldiven içindeki demir yumruk olduğunu göstermelidir. Maalesef ki Türkiye AKP''den önce bu sorun ile mücadeleyi tamamen aske­re bırakmıştı. TSK''nın yıllar süren kararlı mü­cadelesi sonunda terör örgütü pasifize olmuş ve AKP sıfır terörle iktidarı devralmıştı. Can çe­kişen PKK, AKP''nin verdiği hayat öpücüğü ile yeniden doğruldu ve terörle müzakere süreci başladı. Aslında biten terör, PKK ile müzakere edilebilmesi için hortlatıldı. Sonuç ise güney­doğunun bugünkü halidir...

Terörle edilmesi gereken bir mücadele ala­nı daha var ki, o da siyasi mücadeledir. Terör­le siyasi mücadele, diğer alanların bir bileşeni ve askerî mücadele kadar temel olanıdır. Bu dönemde sadece PKK değil, siyasal ayağı da altın dönemini yaşadı ve TBMM''ye parti ola­rak girecek konuma geldi. Bunda, devletin eksikliği, zaafları ve iktidarın yanlış politikaları­nın yanında, "Türkiye''yi böldürmeyece­ğiz" diyen milliyetçilerin de kabahati yok mu? Milliyetçiyim diyen bir partinin güneydo­ğuda herhangi bir il ya da illerde sadece bir milletvekili dahi olsaydı, bu durum Türki­ye''nin bütünlüğüne çok büyük katkı sağlar ve bölünme tehlikesine ciddi manada ivme kay­bettirirdi. Oysa bugün Türkiye''nin terörle mü­cadele ve güneydoğu sorununda yaşadığı en büyük sıkıntılarından biri, Türkiye''yi bölmeye endeksli bir siyaset yapan partinin, Türkiye''yi böldürmemeye endeksli bir siyaset yapan partiden daha fazla milletvekiline sahip olma­sıdır. Üstüne, söz konusu İkinci partinin gü­neydoğuda milletvekili şöyle dursun, hatırı sa­yılır bir oy oranına dahi sahip olamayışıdır. Daha da dehşet verici olanı ise, bu durumun ne manaya geldiğini, ne devletin ne de siya­setin milliyetçi cenahların tam anlamıyla an­layamaması, farkına varamamasıdır. Bu farkındalık, HDP''yi "flu" görmek ile değil, böl­ge halkının HDP''yi neden "flu" gör(e)mediğini ve ülkeyi böldürmemekten yana olanları neden "flu" görmek zorunda kaldığı üzerine düşünmek, çareler üretmekle olur. AKP İkti­darının çözüm sürecinde devletin gölgesi yeri­ne PKK terör örgütünün gölgesine alan ve hâkimiyet kazandırması ile milliyetçilerin gü­neydoğumuzu siyaseten siyasal Kürtçülerin gölgesi arasına bırakması arasında bir fark yoktur.

Türkiye''de bugün ülke bütünlüğü vardır ama millet bütünlüğü yaralıdır ve kanamaya devam etmektedir. Bu bütünlüğün tesisi nok­tasında, en az diğer partiler kadar ülkeyi böl­dürmeme iddiasında olan İYİ Parti terörle mücadelenin siyasi ayağının gerçekleştirilme­si ve başarıya ulaştırılması konusunda ümit vadediyor. Zaten İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, güneydoğuya yaptığı ziyaret­ler ile aslında bu mücadeleyi de başlatmış oldu. Evet, milliyetçi politikaları temel alan İYİ Parti''nin Genel Başkanı Meral Akşener, iki seçenek arasına mahkûm edilmiş güneydo­ğu insanına üçüncü seçeneği sunarak ve "buradayız" diyerek resmen terörle müca­delenin siyasi ayağını gerçekleştiriyor. Meral Akşener''in bu ziyaretleri devam ettikçe, Muş''taki o HDP''li esnaf gibi bölge halkı ken­disinin ve partisinin Türkiye koktuğunu ve millet bütünlüğünün temel dinamiklerinden olan adaleti tesis edecek adil bir insan oldu­ğunu daha çok anlayacaktır. Tekrar hatırlatı­yorum, Türkiye''nin bölünmemesi, Türkiye''yi böldürmeyeceğiz diyenlerin Diyarbakır''dan, Mardin''den, Hakkâri''den, Şırnak''tan milletvekili çıkarmasına bağlıdır...

----

Not: 20 Aralık 2017''de kaleme aldığım bu yazımı Dokuz Sütun gazetesindeki köşemde yayımlamıştım.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları