Sembolik Cumhurbaşkanı
Esas itibariyle sembolik cumhurbaşkanı sözü son derecede yanlış bir kullanımdır, her
ne kadar bu tabir icrai yetkileri olmayan bir cumhurbaşkanı makamını anlatmak için
kullanılıyor olsa da son derecede yanlıştır.
Esas itibariyle cumhurbaşkanlığı makamı bir taraftan ülkenin birlik ve beraberliğini
simgelerken diğer taraftan da asli görevi denetleme, iktidarın ve devlet aygıtının
yanlış yapmasını, yanlış kararlar almasını önlemektir. Parlamenter sistemde
cumhurbaşkanı seçilme kaygısından arınmış, bir bilge akil kişidir.
Cumhurbaşkanı bu özelliği ile sistemin doğru işlemesini sağlar, yanlışa sapılmasını
engeller, güçler ayrılığının teminini sağlar ve bu kadar önemli bir işlev üslenen bu
makamı sembolik cumhurbaşkanı diyerek önemsizleştirmek ya da değersizleştirmek
son derecede sakıncalıdır.
Çünkü bir ülkede evet devletin ve iktidarın icraat yapması son derecede önemlidir ve
lakin asıl önemli olan, çok daha fazla ehemmiyet taşıyan konu iktidarın ve devletin
geri dönüşü olmayan vahim hatalar yapmasını önlemektir.
Türk demokrasi tarihine baktığımızda cumhurbaşkanı ve başbakan çatışması dikkat
çeker. Başbakanlar seçilebilmek kaygısı ile hep daha fazla iş yapmak ister ve çoğu
zaman seçilemezsem benden sonra tufan düşüncesi ile hareket ederek icrai kararlar
alır, bu kararlar cumhurbaşkanından dönünce de bu makamı kendi siyasi arzu ve
istekleri önünde bir engel olarak görür.
Özellikle cumhurbaşkanı ve başbakanın aynı siyasi görüş ya da partiden olmadığı
durumlarda bu gerilim çatışmaya varan sonuçlar doğurabilir.
Fakat demokrasinin özü zaten farklı görüşlerin çatışması, tartışılarak en doğru yolun
bulunması risklerden kaçınılması demektir.
AKP ve MHP tarafından devamlı olarak bugünkü sistem ile hızlı karar alındığı iddia
edilerek sistem savunulmaktadır fakat unutmayınız ki devlet yönetiminde hızlı karar
almaktan çok daha önemli olan şey doğru karar almaktır. Devlet yönetiminde verilen
yanlış kararların bedeli son derecede ağır olmakta ve çoğu zaman geri dönüşü
mümkün olmayan yapısal hasarlar oluşmaktadır. Örneğin dünya tarihinde ince hesap
kitap yapılmadan hızlıca alınan savaş kararları ile mahvolan, yakılan, yıkılan, yok
olan bir sürü ülke vardır eğer üzerinde uzun uzadıya düşünülüp hesap kitap yapılsa
hızlı karar alınmasaydı böyle sonuçlar ortaya çıkar mıydı?
Son yapılan anayasa reformu ile başbakanlığın kaldırılması ve tüm yürütme yetkisinin
cumhurbaşkanının elinde toplanması ile beraber bu denge ve denetleme
mekanizması tamamen ortadan kalkmış, cumhurbaşkanı makamında oturan kişi her
istediğini yapabileceği, keyfi kararlar alabileceği bir güce sahip olmuştur.
Daha da kötüsü cumhurbaşkanı olan kişi parlamentoda çoğunluğu bulunan partinin
de resmen başkanıdır ve yasamayı da kontrol etmektedir. Bu husus demokrasilerin
olmazsa olmazı güçler ayrılığı ilkesinin ihlal edilmesine yol açmıştır.
Üstüne üstlük sistemin sakıncası bu kadarla da kalmamakta yargı üzerindeki
belirleyici etkisi sayesinde güçler ayrılığı ilkesi toptan berhava edilmektedir.
Tabiri caizse Devlet Bahçeli''nin azmettirmesi ve Recep Tayyip Erdoğan''ın hevesi ile
tesis edilen bu tek adam rejimi freni olmayan kamyon gibidir, herhangi bir denge ve
denetleme mekanizmasına sahip değildir. Nasıl ki freni olmayan bir kamyonun
durmadan kazaya karışması ve yol alamaması kaçınılmazsa Türkiye''de bu sistem ile
durmadan vahim hatalar yapmakta, bir uçtan diğerine savrulmakta, yanlış kararlar
vermekte ve yol alamamaktadır.
Bir devlet için yol almak; kalkınmak, güçlenmek ve bir refah toplumuna dönüşmektir.
Türkiye ise bu tek adam rejiminde kalkınamamakta, bırakın bir refah toplumuna
dönüşmeyi halk yokluk ve yoksulluğun pençesinde kıvranmaktadır.
Son olarak altılı masada toplanan partiler tarafından açıklanan anayasa taslağı var
olan sistemdeki hataların giderilmesi, Türkiye''de denge ve denetleme
mekanizmalarının kurulması, bağımsız ve tarafsız yargı erkinin işlemesi ve güçler
ayrılığı ilkesinin tesisi açısından son derecede önemlidir.
Burada yeni kurulacak sistemi anlatır ve cumhurbaşkanını tanımlarken sembolik
cumhurbaşkanı tabirinin kullanılmasından ise özenle kaçınmak gerekmektedir.