Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Halim Bahadır

Halim Bahadır

Yazar

Şehrazad ve bizleri büyüleyen şeyler…

Bilirsiniz, Binbir Gece Masalları, Arap edebiyatının en güzel eserlerindendir. Bir hikâyeye göre; Fars Kralı Şah Şehriyar, karısının kendisini aldattığını öğrenir ve çok öfkelenir. Kral, tüm kadınların sadakatsiz, nankör olduğuna inanmaya başlar. Kadınlardan intikam alma düşüncesiyle önce karısını öldürtür, sonra da vezirine her gece kendisine yeni bir kadın bulmasını emreder. Her gece yeni bir gelin alan Şehriyar, geceyi geçirdikten sonra tan vaktinde kadını idam ettirir. Bir süre bu böyle devam eder. Vezirin akıllı kızı Şehrazad bu kötü gidişata son vermek için bir plan yapar ve Şehriyar'ın bir sonraki eşi olmaya aday olur. Evlendikleri geceden başlayarak, her gece ona çok güzel ve heyecanlı masallar anlatmaya başlar ama tam şafak vakti gelip çattığında, en heyecanlı yerinde anlatımını bitirir. Masalın sonunu merak eden Şehriyar, Şehrazad'ın o olağanüstü heyecanlı anlatımına ertesi gece devam edebilmesi için, o gecelik onun idamını erteler. Her gece bir önceki masalın devamını anlatıp yeni bir bölüme başlar ve yine tam tan vakti en heyecanlı yerinde anlatmayı bırakır kadın. Bu böyle devam ederken, Şehrazad üç erkek çocuğu doğurur ve evliliklerinin üzerinden yıllar geçer. Kadınlara olan öfkesi nihayet dinen Şehriyar, Şehrazad'ın sadakatine artık inanmıştır…

Düşünsenize… Kelle koltukta bir yaşam. En küçük bir hatada hayatının elden gideceğini bilmek. Buna rağmen muazzam bir kararlılık. Tavan yapmış bir kendine özgüven. Ve bir kadının; o ince, berrak, koca hükümdarı bile dize getirecek billur gibi zekası… Bir adanmışlık. Katıksız bir kazanma azmi, ama aynı zamanda da hayatından dahi vazgeçebilme kayıtsızlığı. Gece boyu anlatılacak heyecan dolu bir masal ve tan yeri ağarmadan hemen önce, olaya o heyecan kasırgasını ekleme kapasitesi…

Kadının esamesinin okunmadığı bin beş yüz yıl evvel, hükümran bir erkeğin güvenini kazanabilmenin olağanüstü güçlüğü…  

Düşünüyorum da, bir çok şeyin yanında özellikle şunu diyor bize bu masal:

“Ey faniler! Bütün bunları tek bir kadın, tek bir zeka başardı! Şehrazad kararlılıkla yola çıktı ve sonunda amacına ulaştı!”

Şimdi masalın bir yanı bu…

Şimdi masalı şimdilik bir yana bırakıp, kendi hayatlarımıza şöyle kuş bakışı bir bakalım…

Neler görüyoruz?

Kaçımız risklerini göze alarak hayallerimizin peşine düştük? Tan yerine kadar sürükleyen ve ondan sonra da dinleyenleri bir sonraki geceye kadar ölesiye merak ettiren tek bir hikayemiz oldu mu hayatlarımızda? Yeni bir şeyi kazanmak için elimizdeki nelerden vazgeçmeyi başardık? Onu biz seçtiysek eğer, kendi hayatımızın sorumluluğunu aldık mı omuzlarımıza hiç mızmızlanmadan? Hayatlarımızda anlamlı neler var? 

Ne zaman bu masal aklıma düşse, çok şeyin yanında bir anı da gelir oturur gözümün önüne. Uzak geçmişimin bir döneminde kısa bir süre için genç bir kadınla yollarımız kesişmişti. Gençti, zekiydi, bilgiye açtı, durmadan okurdu, akıllıydı, dinamikti, heyecanlıydı. Ve kırklı yaşların başlarındaki bu fani bu kızdan epey şey öğrendiğini itiraf etmiştir yeri geldiğinde. Sıkça tekrarladığı bir öğüt vardı:

“Seni büyülemeyen şeylerin peşinden gitme. Sıradan şeylere önem verme. Ve hayatın her daim heyecan yüklü olsun…”

Hayat tuhaf. Bu akıllı kızın öğüdünü tutmaya çalıştım, ama onu hayatımda tutmayı başaramadım…

Efendim, denilecektir ki, sen de amma da abarttın canım, altı üstü bir masal yahu bu! Derim ki, hayır abartmadım. Zira bazı hayatların, masallardan bile daha görkemli olduğunu bilecek kadar yaşadım bu yeryüzünde… 

Ve bir şey daha…

Geçenlerde yaptığımız bir telefon konuşmasında kadınların zekasını küçümseyen eski dosta bir soru:

Ne dersin, hala aynı görüşte misin usta?

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları