Bu yılın şubat ayında Rus ordusunun ani ve amansız saldırısı ile başlayan Ukrayna Rusya savaşı hala sürüyor.
Elbette Rusya''nın diktatör Putin''in emri ile bağımsız bir ülkeye saldırarak topraklarını işgal etmesi ve emperyalist hayaller peşinde koşması kabul edilemez. Bu saldırıyı kabul etmemek, meşru görmemek bir tarafa, elinde binlerce nükleer silahı olan saldırgan bir gücün varlığının, hem bölgemiz ve hem de tüm yerküre için çok ama çok büyük bir tehlike olduğunu da kabul etmek de gerekmektedir.
Böyle bir saldırının küresel ölçekte çok önemli ve etkili askeri, siyasi ve ekonomik sonuçlar doğuracağı ise aşikârdır.
Bu saldırının küresel enerji, emtia ve gıda fiyatlarını nasıl yükselttiği zaten ilk andan beri gözlemlenen bir gerçekliktir. Dünyanın en büyük iki tarım üreticisi ülkenin savaşa girmesi ve gıda üretim ve ihracatının aksaması anında tüm gıda fiyatlarını yukarı çekmiştir.
Özellikle Rusya gibi büyük bir enerji kaynakları ihracatçısının yaptırımlar yüzünden ihracat yapamaz hale gelmesinin enerji maliyetlerini yükseltmesi ve dahası çok ciddi arz sorunları ortaya çıkarması da kaçınılmazdır. Avrupa gibi enerjide Rusya''ya bağımlı ülkelerin yaşadığı sıkıntı ortadadır.
Bu saldırının ekonomik sonuçları en hızlı ortaya çıkan sonuçlar olacaktır fakat askeri ve siyasi sonuçları hem daha geç ortaya çıkacak ve hem de daha kalıcı olacaktır.
Savaşın ilk başladığı dönemlerde hemen herkes Rus ordusunun çok güçlü olduğunu, Ukrayna ordusunun direniş gösteremeyeceğini, Kiev''in iki üç günde düşeceğini ve Zelenski''nin kaçacağını iddia ediyordu. Oysa Ukrayna ordusu ve halkı direndi, Kiev düşmedi ve Zelenski kaçmadı, tam tersine ülkesinin bağımsızlığını korumak için son derecede kararlı ve onurlu bir duruş sergiledi, savaştı.
Savaşın ilerleyen aşamalarında Rus ordusu işgal ettiği birçok bölgeden ağır kayıplar vererek çekilmek zorunda kaldı, abartılan, gözde büyütülen Rus ordusunun sadece kâğıttan bir kaplan olduğu görüldü.
Savaşın bu gelinen aşamasında Rusya sağa sola, sivil altyapıya füze yağdırmaktan başka pek bir şey yapamıyor. Rus ordusu saldırı pozisyonundan savunma pozisyonuna geçmiş gibi görünüyor, daha fazla toprak işgal etmektense işgal ettiği toprakların ne kadarını elde tutabileceğinin hesabını yapıyor.
Ukrayna ise Kırım dâhil Rusya tarafından işgal edilen tüm topraklarını kurtarmadan savaşın asla bitmeyeceğini söylüyor.
Savaş bu şekilde sürerken Rusya Ukrayna''nın büyük kentlerine yoğun bir füze saldırısı düzenledi. Ukraynalı yetkililer Rusya''nın Şubat ayında başlayan işgalin en yoğun füze saldırılarından birini düzenlediğini belirtirken, bazı füzeler Polonya sınırına sadece 80 km uzaklıktaki Lviv kentine isabet etti.
Bu arada Polonya''nın sınır köylerinden birine de bir Rus füzesi düştü. Polonya Dışişleri Bakanlığı füzenin, Ukrayna sınırından yaklaşık 6 km uzakta olan Przewodow kasabasına düştüğünü açıkladı. Bu olayda iki Polonya vatandaşı hayatını kaybetti.
Malum Polonya NATO üyesi bir ülke ve buraya yapılacak bir saldırı bir anda savaşa NATO''nun da müdahil olmasına yol açabilir.
Saldırı bir Rus saldırısı mı? Rus saldırısıysa kazara mı oldu, yoksa taammüden bir saldırı mı yapıldı? Bunlar şu anda belirsiz, fakat şu net bu savaş sürdüğü, barış en azından ateşkes sağlanmadığı müddetçe savaşın bölgeye ve akabinde dünyaya yayılma olasılığı her daim mevcut.
Demedi demeyin; Putin barut deposunda oturmuş cigara tellendiriyor, tüm dünya da umarım bir şey olmaz diye seyrediyor.
Umut edelim de bu savaş bir an önce adil bir barış ile sonuçlanır da dünyamız rahat bir nefes alır
