Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

Sansür mizahla aşılır

1940''lı yılların ortaları...

Eleştiriye hiç tahammülü olmayan iktidar basına etkili bir sansür uyguluyor.

Gazete ve dergi kapatmalar artık olağan hale gelmiş.

O günlerde Sabahattin Ali ve Aziz Nesin, Marko Paşa adıyla çıkardıkları bir dergide mizah yoluyla düşüncelerini etkili biçimde kamuoyuna duyurmayı başarıyorlar.

 "Toplatılmadığı zamanlar çıkar", "Yazarları hapishanede olmadığı zamanlar çıkar" gibi sloganlar kullanan derginin yazarları arasında Rıfat Ilgaz da var. Karikatürleri ise Mustafa Mim Uykusuz çiziyor.

Kısa sürede yurt genelinde büyük ilgi gören ve o zaman için 70 bin gibi rekor bir tiraja yükselen dergi iktidarı çok rahatsız ediyor ve yayımlanan yazılardan biri gerekçe gösterilerek kapatılıyor.

Dergiyi çıkaranlar yılmıyorlar.

Hemen Merhum Paşa''yla çıkıyorlar okuyucunun karşısına.

Bu dergi de birkaç sayı sonra kapatılınca Malum Paşa yayımlanıyor.

Malum Paşa''nın ömrü de uzun olmuyor ne yazık ki.

Bu defa yola Ali Baba dergisiyle devam ediliyor.

Yani diyeceğim şu:

İktidarlar genellikle gazetelerden, televizyonlardan, sosyal medyadan rahatsız olur ve sonuçta onu ya yanına çekecek yöntemleri bulur ya da cezalarla susturmaya çalışır.

Baskılardan yılmamak, mizahı da kullanarak ayakta durmaya çalışmak gerekir.

Dezenformasyonu Önleme Yasası''nın düşünceye ve eleştiriye getirdiği sınırlamalar ancak bu şekilde aşılır.

***

 

Adil ve vicdani olan...    

Çıkarılacak bir yasayla, 2003 yılından sonra meydana gelen maden kazalarında ölen madencilerin kıdemlerine bakılmaksızın eşlerine, eşleri yoksa çocuklarına, çocukları da yoksa anne ve babalarına emekli aylığı bağlanması, ayrıca ölen her madencinin ailesinden bir kişinin devlette istihdam edilmesi hedefleniyormuş.

İktidarın böyle bir yasa hazırlığı içinde olması doğrudur, yerindedir.

Ancak ortada önemli bir sorun var:

Yasanın sadece 2003''ten sonra ölen madencilerin ailelerini değil cumhuriyet tarihi boyunca kazada ölen tüm madencilerin ailelerini kapsaması gerekir.

Resmî verilere göre cumhuriyet döneminde meydana gelen maden kazalarında 3 bini aşkın madenci yaşamını yitirmiş.

Devletin koruyucu eli bu işçilerden sadece birkaç yüzünün ailelerine değil tümünün ailelerine uzanmalıdır.

Adil ve vicdani olan budur.

***

Neden affediyorsunuz?

Pandemi döneminde kamunun koyduğu kuralı çiğneyerek maske takmayanlara verilen para cezaları affediliyor.

Akıl alır gibi değil.

Ülkemizde pandemi nedeniyle 100 binden fazla can kaybı oldu.

Ölen insanlardan muhtemelen bazıları hasta olduğu halde maske takmayıp etrafa virüs saçanlar yüzünden hayata veda ettiler.

Ve şimdi o kural tanımazlara af geliyor.

Olayın vahim bir boyutu da şu:

Yarın ülkemizde yeni bir salgın daha çıkarsa ve yine maske takmanın zorunlu olacağı açıklanırsa bunu kim dinler Allah aşkına?  

***

Boşa esen rüzgâr

Londra merkezli düşünce kuruluşları E3G ve Ember''in hazırladığı rapora göre, Rusya-Ukrayna savaşı başladıktan sonra bazı Avrupa ülkeleri doğal gaza bağımlılığı azaltmak için olağanüstü çaba göstererek rüzgâr ve güneş enerjisinden daha fazla yararlanmanın yollarını bulmuş.

O kadar ki İspanya elektrik üretiminin yüzde 35''ini rüzgâr ve güneşle karşılamaya başlamış. Bu oran İtalya''da yüzde 20''ye, Polonya''da yüzde 17''ye ve Fransa da yüzde 14''e çıkmış.  

Önümüzdeki yıllarda bu ülkeler belki de doğal gaz ithalatını asgari düzeye indirip enerjilerinin önemli bir bölümünü rüzgâr ve elektrikten sağlamaya başlayacaklar.

Bizde ise bu konuda kayda değer bir çabanın olmadığı, rüzgârdan da güneşten de gerektiği şekilde yararlanılamadığı görülüyor.

Rüzgârı boşa estirmeyelim, güneş enerjisini heba etmeyelim.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları