Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Levent Özeren

Levent Özeren

Yazar

Sanki 2014 ve 2018'teki gibi bir senaryo yazılıyor

Hatırlayın...

24 Haziran 2018 seçimi öncesi tüm araştırmalarda Tayyip Erdoğan karşısında, "ikinci turda" en yüksek oyu alacak isim olarak Meral Akşener görülüyordu.

Anketlerde, Akşener % 40-42, Erdoğan %44-46 oy oranına sahipti.

CHP adayı olarak İlhan Kesici, Abdüllatif Şener konuşuluyordu. Kemal Kılıçdaroğlu Saadet Partisi ile birlikte, Abdullah Gül ismi üzerinde mutabakat sağlanması için görüşmeler yürütüyordu. Ancak Meral Akşener, İYİ Parti kuruluşunda verdiği sözden dönmedi.

Hem Abdullah Gül'ün adaylığının önünü kesti, hem de Cumhurbaşkanı adayı oldu. Doğrusunu yapmıştı, çünkü seçim ikinci tura kaldığı takdirde yüksek ihtimalle kazanacaktı.

Taa ki Muharrem İnce aday olarak açıklanana kadar!

Araştırma sonuçları bu şekildeydi.

Ayrıca araştırmalarda, İYİ Parti oyları da %16-17 çıkıyordu.

CHP'den İYİ Parti'ye 5-6 puan geçiş olduğu, CHP'nin yaptırdığı anketlerde görülüyordu.

İYİ Parti-CHP ittifakı ile 5-6 puanın bir kısmı CHP'ye geri döndü. Kalan kısmı da, Muharrem İnce'nin kampanyası sırasında CHP'ye dönüş yaptı. İnce'nin adaylığı, CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu için zorunlu hale gelmişti.

YSK'nın İYİ Parti'yi seçime sokmama kararı alacağı endişesi de 15 milletvekili geçişini zorunlu hale getirmişti. O günlerde çok "ince" hesaplar yapıldı. Bir kesim CHP'nin İYİ Parti'ye "kıyak" yaptığını söyledi. Fakat CHP'nin seçim sistemi nedeniyle, ittifakla birlikte en az 30 milletvekili fazla çıkardığı yeterince konuşulmadı.

İYİ Parti ve CHP için ittifak, adeta mecburiyet haline gelmişti. Sonrasında TRT, A Haber gibi bütün iktidarın himayesinde bulunan medya, Muharrem İnce'nin parlatılması için kampanya başlattı. Her mitingi canlı yayınlandı.

İnce de hitabet gücü ile meydanları salladı. O günlerde sosyal medya hesaplarımdan "İnce'nin kazanma şansı sıfırın altında" yazıyor, algı operasyonuna dikkat çekmeye çalışıyordum.

Birçok Muharrem İnce'nin yanında olan CHP'li arkadaşım, beni gizli AKP'li olarak suçluyor, kızıyor ve küsüyordu. Bugün o kızan küsenlerden hiçbiri, 4 Eylül'de Sivas'ta, Muharrem İnce'nin yanında değildi!

Gelelim bugüne... Çok detay var ama, şimdilik özet olarak gördüğümü belirteyim. Cumhur İttifakı, seçim zemini hazırlamak adına, ekonomik gündemi örtmek için her türlü hamleyi sırasıyla yapıyor.

Bu noktada, iki kritik partinin seçmen sayısı kilit olarak ortaya çıkıyor. 

İYİ Parti ve HDP oy oranlarını koruduğu takdirde, Cumhur İttifakı'nın seçimi kazanma ihtimali, sıfırın altında. İkisinden birini eritseler dahi, yine de kazanmaları garanti görünmüyor.

O nedenle, İYİ Parti ve HDP'yi birbirleri üzerinden yıpratıp bir taşla iki kuş vurma peşine düşmüş durumdalar.

Dikkat ederseniz Abdullah Gül ismi için, kimse olumsuz bir söz söylemiyor. Sanki 2014 Ekmeleddin İhsanoğlu ve 2018'deki Muharrem İnce senaryosu, bu kez Abdullah Gül üzerinden yazılıyor.

"Kahvaltı" üzerinden kopartılan fırtınanın, "minik bir kahvaltı" olmadığını, aslında seçim zemini oluşturmak üzere, geniş kapsamlı bir çalışma olduğunu, önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Düşüncem; İki kez bu hataları yapanların, üçüncü kez yapmayacağı yönünde...

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları