İstatistikler her zaman dosyalarda, sayfalarda, ekranlarda boyunları bükük birer sayı olarak kalmaz, bazen büyük acıları, dramları, sorunları çığlık çığlığa haykırır yüzümüze.
Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü''nün suça sürüklenen çocuklarla ilgili yayımladığı 2021 yılı istatistiği de işte böyle çığlık çığlığa haykıran sayılardan oluşuyor.
Şu verilere bakar mısınız?
2021''de ceza mahkemeleri çocuklar hakkında tam 78 bin 790 ceza vermiş.
Bir diğer deyişle her gün ortalama 215 çocuk ceza almış.
Devam edelim:
Çocukların bir günde aldığı cezalardan 88''i hapis, diğerleri adli ve idari para cezası ve hapis cezasının ertelenmesi şeklindeymiş.
Şunu da vurgulamak gerekiyor:
Başta hırsızlık olmak üzere ekonomik nitelikli suçların fazlalığı da aynı istatistiğin ortaya koyduğu bir diğer çarpıcı veriyi oluşturuyor.
***
Lunaparklardaki oyuncakların sandalyesi yerine mahkemelerdeki sanık sandalyesine oturtmak çocukları...
Parklarda, bahçelerde arkadaş gruplarıyla kahkahalar atıp dolaşmak yerine cezaevi avlularında elde tespih volta atmak zorunda bırakmak çocukları...
***
Milli gelir, ihracat, büyüme hızı, banka mevzuatı, kredi hacmi, sanayi yatırım oranı filan ortaya koymaz bir ülkenin gelişmiş olup olmadığını...
Ölçü son derece basittir:
Çocukları mutlu ülkeler gelişmiştir.
Binlerce çocuğunu sanık sandalyesine oturtan ülkeler geri kalmıştır.
CHİCAGO FİLMİNDEKİ GİBİ...
Üniversitesi öğrencisi Pınar Gültekin''i vahşice öldüren katile mahkemenin "haksız tahrik indirimi" adı altında önemli bir ceza indirimi uygulaması Oscar''lı film Chicago''yu hatırlattı bana.
Filmde, sevgililerini öldürdükleri için hapse atılan iki kadına, avukatları, "Bakın şu söylediklerimi ezberleyin, mahkemede aynen tekrarlayın. Jüriyi ancak bu şekilde etkileyebilir ve cezaevinden çıkmanızı sağlayabilirsiniz" diyordu.
Ve katil kadınlar, ezberledikleri rollerini duruşmalarda başarıyla oynayarak tahliye olmayı başarıyorlardı.
Pınar Gültekin''in katiline acaba böyle bir taktik veren mi oldu?
RANDEVU İPTALİ
Yaşlı kadın Alo 182''yi aradı. Sağlık Bakanlığı''nın Ankara Balgat Diş Sağlığı Merkezi''nden 10 gün sonraya randevu aldı.
10 gün boyunca dişleri çok ağrıdı ama ilaçla filan zar zor idare etti. Bütçesi özel kliniğe gitmesine uygun değildi çünkü.
Randevu günü yani 21 Haziran''da evinden erkenden çıktı, üç araç değiştirerek kliniğin bulunduğu semte geldi, oturduğu parkta randevu saatini beklemeye başladı.
Tam bu sırada telefonuna gelen şu mesajı gördü:
"Balgat Diş Sağlığı Merkezi''nden aldığınız randevu iptal edilmiştir."
Şaşırıp kaldı.
Randevu niye iptal edildi?
Personel yetersizliğinden iptal edilmesi düşünülemezdi. Orada onlarca diş hekimi çalışıyordu.
Cihazların arızası da iptal nedeni olamazdı. Merkez çok sayıda modern cihazla donatılmıştı.
Bildiği kadarıyla elektrik kesintisi de yoktu.
Şu soru da aklına takılıp kaldı:
Madem iptal edildi, yeni randevu günü ve saatinin belirlenip bildirilmesi gerekmez miydi?
Çaresiz evinin yolunu tuttu.
Akşam komşularına yaşadıklarını anlatırken gözlerinden yaşlar boşanmasına da, ellerinin titremesine de engel olamıyordu.
