Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

Salgında boş vermişlik dönemi

Türkiye''de ilk koronavirüs vakasının açıklandığı 11 Mart 2020 tarihinden bu yana geçen iki yılı değerlendiren İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Osmanoğlu, salgını dünyada en ağır yaşayan ülkelerden biri olduğumuzu belirtti, şöyle konuştu:

"14.5 milyon vakayla dünyada 9''uncu sırada yer aldık.

Sağlık Bakanlığı''nın verilerine göre 95 bin kişi vefat etti. Gerçekte ise vefat sayısı 250 bini aştı. Her biri bir can, her biri bir insan, her biri bir anne, bir baba, bir eş, bir dost, bir arkadaş, bir sevgili, bir çocuk. Her birinin acısını yüreğimizde taşıyoruz. Korunması ve önlenmesi mümkün olan bir hastalık yüzünden öldüler."

*

Aslında salgınla mücadeleye iyi başlanmıştı.

Maske takmanın zorunlu olması, HES uygulaması, ulaşım ve kapalı alanlar için getirilen sınırlamalar, kısmi ve tam kapanma kararları, test ve aşı seferberlikleri, filyasyon ekiplerinin çalışmaları, hastalananların ya da hastalandığından şüphelenilenlerin karantinaya alınmaları v.s.

Ne var ki belli bir noktadan sonra bu tür önlemler ekonomik hayatı olumsuz etkiliyor diye bir bir gevşetildi ve sonuçta vakalar da vefatlar da arttı.

Son haftalarda ise salgınla mücadelenin iyice zayıfladığını görüyoruz.

Resmi verilere göre, günlük vaka sayıları 20 binin, vefat sayıları 100''ün üzerinde seyretmesine karşın hemen hemen hiçbir şey yapılmıyor, akıl almaz bir boş vermişlikle davranılıyor. Öyle görülüyor ki salgın kendiliğinden bitinceye kadar daha çok can vereceğiz.

 

DOLANDIRICILIK NEDEN ARTTI?

Gazeteler ve televizyonlar dolandırıcılık haberleriyle dolu:

-Mahalleden 6 milyon liralık altın topladı, ortadan kayboldu.

-Kendini polisim diye tanıttı, 500 bin lira çarptı.

-Benzincide depoyu doldurttu, ödeme yapmadan kaçtı.

-50 liralık çakmağı altın diye 5 bin liraya sattı.

-İnternette marka ürün diye pazarladı, kargoyla eski elbise yolladı.

-Yine sanal para vurgunu... Geride yüzlerce kurban bıraktı.

-Ticaret Bakanlığı üretiminde hile yapılan ürünleri açıkladı.

-Sahte dolar basarken polise yakalandılar.

-Olmayan bungalov evleri internet üzerinden kiraladı.

*

Türkçe sözlüklerde dolandırıcılıkla ilgili çok sözcük var.

Bunlardan bazılarını sayalım:

Dalgaya getirme, dalavere yapma, aldatma, yedirme, dümen çevirme, üç kâğıt açma, sahtekârlık, sokuşturma, göz boyama, yutturma, kazıklama, mandepsiye düşürme, mantara bastırma, kakalama, zokayı atma, kerizci, madikçi, dubaracı.

Bilmiyorum, İngilizcede, Fransızcada, Almancada, İtalyancada dolandırıcılığa karşılık gelen bu kadar sözcük var mıdır?

Şayet yoksa bizde neden bu kadar var?

Üniversitelerimiz konuyu araştırsa hiç fena olmaz doğrusu.

Onlara bir kopya vereyim:

Eğitim hayatlarında doğru düzgün bir mesleğe kavuşturulup üretim sürecine aktif şekilde girmesi sağlanmayanların bir kısmı hayatlarını kurnazlıkla, başkalarını çarparak sürdürmeye kalkarlar.

 

PARALI ASKERLER

Rusya''nın Ukrayna''ya saldırmasıyla başlayan savaşta bundan böyle iki taraf da paralı askerlere ağırlık verecekmiş.

Ukrayna''ya dünyanın dört bir yanından binlerce paralı asker gelmeye başlamış.

Rusya da Suriye ve Çeçenistan''dan paralı askerler bulmuş.

Bu askerlerin her birine günlük bin dolar ile iki bin dolar arasında ücret ödenecekmiş.

Bana kalırsa iki ülke de ateşle oynuyor.

Paralı askerlerin nasıl mücadele edecekleri bilinemez.

Ayrıca savaş bittiğinde bu askerler başa bela olabilir.

Kalmalarına izin verilirse savaşmak dışında ellerinden bir şey gelmediği için barış zamanında kolayca çeteleşebilirler.

İzin verilmezse gönderilmelerinde sıkıntılar yaşanabilir.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları