Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

Sağlıkta tek sorun koronavirüs değil ki...

Sağlık Bakanlığı, enerjisini ağırlıklı olarak koronavirüs salgınını önlemek için harcıyor.

Bu nedenle; örneğin kalp hastalıkları, obezite ve intihar vakalarındaki artışlarla yeterince ilgilenemiyor.

Bakanlığın çözüm arayışına giremediği bir diğer sorun, kimi güzellik salonlarında ve özel sağlık kurumlarındaki "estetik" uygulamalar.

Bugün bunu ele alacağız.

*

Son zamanlarda gazete ve televizyonlarda şu tür haberlere sık sık rastlamaya başladık:

-Yüzüne botoks yaptıran genç kız, enjekte edilen sıvının ardından bayıldığı için güzellik salonu çalışanları tarafından hastaneye götürüldü. Tedavisi sürüyor.

-Yanakları ve boynunda oluşan kırışıklıkları gidermek için güzellik salonuna gidip dolgu yaptıran kadın ertesi gün aynaya bakınca kendini tanıyamadı. Yüzünde aşırı şiş ve morarma meydana gelen kadın soluğu hastanede aldı.

-Botoks sırasında enfeksiyon kaptığı için yüzü tanınmaz hale gelen genç kadın, "Bana tüm işlemlerin doktor tarafından yapılacağı söylenmişti. Sonradan öğrendim ki enjeksiyonu yapan kişi doktor değilmiş" diyerek güzellik salonunu şikayet etti.

-Epilasyon sırasında cildinde yanıklar oluşan kadın, gittiği hastanede, "Bu yanıklar maalesef geçmez. Böyle yaşayacaksınız" denilmesi üzerine şok geçirdi.

-Lazer epilasyon yaptıran üniversite öğrencisi kızın kol, bacak, bel ve göbek bölgelerinde yanıklar oluştu. Güzellik merkezinden şikayetçi olan talihsiz kız tazminat davası açtı.

-Dermatoloji uzmanları, ucuz taklit ürünler kullanılarak yapılan dolgu ve botoks işlemlerinin öldürücü olabileceğini söylüyorlar.

- Özel hastanede kalça küçültme operasyonu geçiren kadın iki gün sonra hayatını kaybetti. Doktorlar, hataları olmadığını, hastada beklenmeyen biçimde alerjik reaksiyon oluştuğunu belirterek kendilerini savundular.

- Aşırı şişmanladığı için midesini küçültmek amacıyla hastaneye yatan kadın ameliyattan sonra giderek fenalaştı, yoğun bakıma alınmasına karşın kurtarılamadı.

 

*

 

Tabii "estetik kurbanları" konusunda Sağlık Bakanlığı'nın yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK'e de sorumluluk düşüyor.

Dört-beş aylık kursları bitirenler güzellik salonu açmak için gerekli yasal yeterliliğe sahip oluyorlar.

Çoğu özel olan bu kursların nasıl çalıştığı, katılımcıların gerekli eğitimi görüp görmediği, sınavların standartlara uygun biçimde doğru düzgün yapılıp yapılmadığı meçhul.

Nitekim yaşanan vakalar kursların pek de nitelikli eleman yetiştirmediğini gösteriyor.

Estetik operasyonlarda ortaya çıkan sorunlar da tıp fakültelerindeki eğitime mercek tutma gerekliliğini ortaya koyuyor.

Özetleyecek olursam:

Sağlık Bakanlığı; görevinin sadece koronavirüsle mücadele olmadığını, sağlığı ilgilendiren diğer konularda da etkin rol alması gerektiğini görmelidir.

Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK de, gerek güzellik uzmanı yetiştiren kurslar gerekse tıp eğitimi konularına daha dikkatle eğilmelidir. 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları