Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

Sağlıkta çifte standart

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sağlık personeline yönelik şiddet eylemlerinde son derece duyarlı davranıyor.

Şiddeti yapanların ağır biçimde cezalandırılması için çağrılar yapıyor, yasal süreci yakından izliyor, mağdur doktor ve hemşireleri ziyaret edip geçmiş olsun dileklerini iletiyor.

Kutlamayı hak eden yerinde bir duyarlılık bu.

Ama Sayın Bakan'ın tıbbi hatalar konusunda aynı duyarlılıkla davrandığına pek tanık olamıyorum doğrusu.

Saç ekimi, estetik ve mide küçültme operasyonlarında yaşanan ölümler doğalmış gibi karşılanıyor örneğin. Safra kesesi operasyonunda bir damarın yanlışlıkla kesilip ölüme neden olunması sessizce izleniyor.

Son vahim tıbbi hata Adana'da yaşandı.

Hamile bir kadının bebeği karnında öldüğü gerekçesiyle operasyonla alındı ve babasına verildi.

Talihsiz baba bebeğini mezarlığa doğru götürürken duyduğu ağlama sesiyle şok geçirdi. "Öldü" denilen bebek yaşıyordu.

Hemen hastaneye koştu.

O bebek yoğun bakımda yaşam savaşı veriyor şimdi.

Hiç olmazsa bu olayda devreye girmesini ve yanlışlığı yapan doktor ve hemşirelerin cezalandırılması için çaba göstermesini bekliyorum Sayın Bakan'dan.

 

SON SIĞINAĞA BASKIN

 

Televizyon haberlerinde sık sık karşılaşıyorum.

Bazı belediye yöneticileri, zabıta ekiplerini seyyar satıcılar üzerine gönderiyor.

Çoğu kez kraldan daha kralcı olan zabıta ekipleri de o satıcıların tezgâhlarına el koyuyor, el arabalarını parçalıyor, sattıkları ürünleri yerlere saçıyorlar.

Zaman zaman polisin araya girmesini gerektiren arbedeler de yaşanıyor.

Şu unutuluyor:

Seyyar satıcıların sağda solda kurup limondan çoraba, bazlamadan hamam lifine çeşitli ürünleri sattıkları mini tezgâhlar evlerine ekmek götürmek isteyen işsizlerin son sığınağıdır.

O tezgâhlar yok edilerek yasalara uyulmuyor, tam aksine insanlık suçu  işleniyor.

Olur olmaz yerlerde tezgâh açılması uygun olmayabilir ama bunu önlemenin yolu satıcıların tezgâhlarını ve ürünlerini yok etmek değil, onlara satışlarını yapabilecekleri uygun yerler göstermektir.

Zabıta memurlarına şunu hatırlatmak isterim:

Bir şans sonucu zabıta memuru üniformaları giymeseydiniz o seyyar satıcıların yerinde pekâlâ sizler de olabilirdiniz.

EVDEKİ HESAP ÇARŞIYA UYMUYOR

 

Alkollü içkiler ile sigaradan alınan Özel Tüketim Vergisi'ne yılbaşından itibaren yüzde 47 zam yapıldı.

Böylece 70'lik bir şişe rakının fiyatı 230 liraya yükselirken en ucuz sigaranın fiyatı 20 lirayı geçti.

Hükümet içki ve sigarada yüksek oranlı vergi artışlarına giderek vatandaşların bu ürünleri daha az tüketmesini sağlamayı ve bütçeye önemli bir kaynak yaratmayı hedefliyor.

Ama evdeki hesap çarşıya uymuyor.

Şöyle ki:

İçkideki yüksek fiyat artışı tüketimi değil yasal içki satışını azaltıyor. İnsanlar pahalı olduğu için alamadığı yasal içki yerine ya sahte içkiye yöneliyor ya da evinde kendi olanaklarıyla içki üretiyor.

Sigaradaki yüksek fiyat artışı da tüketimi azaltmıyor ama başta Irak olmak üzere kimi komşu ülkelerdeki derme çatma fabrikalarda üretilen sahte sigaraların ülkemize getirilip satılması sonucunu doğuruyor.

Sahte içki bazen ölümle sonuçlanan zehirlenmelere yol açıyor. Sadece geçtiğimiz Aralık ayında 88 kişi sahte içki yüzünden hayatını kaybetti.

Yurt dışında üretilen sahte sigaraların ülkeye getirilip satılması ise bazı yasa dışı örgütlerin işine yarıyor.

İktidarların bir alanda adım atarken bunun ne gibi sonuçları olacağını iyi düşünmesi gerekiyor.

Öyle anlaşılıyor ki içki ve sigaradan alınan vergiler sürekli artırılırken buna pek dikkat edilmiyor.

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları