Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

Rüşvet olarak ada isteyen Amerikalı

Cahit Kayra 104 yaşında hayata veda etti.

Bürokraside önemli görevlerde bulunmuş, daha sonra siyasete atılıp CHP'den Ankara Milletvekili seçilmiş, 1974'te kurulan Ecevit Hükümeti'nde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak görev almıştı.

Kendisine Allah'tan rahmet dilerken, İş Bankası Kültür Yayınları arasından çıkan kitabı 38 Kuşağı'nda yer alan ilginç bir anısını özetleyerek nakletmek istiyorum:

İktidarda Demokrat Parti vardı.

Amerikalı siyasilerin ve uzmanların biri gidip biri geliyordu ülkeye.

Amaçları, verecekleri bir miktar kredi karşılığı her işimize karışmak, kaynaklarımıza el koymak, istedikleri gibi bir müttefik yaratmaktı.

Gelenlerden biri hem siyasetçi hem uzman olan Thourbourg'du.

İlk ziyaretindeki izlenimlerini Türk Ekonomisi Üstüne Bir Çalışma isimli kitabında yazmıştı.

Bu kişiye ikinci gelişinde Ankara Palas'ta bir ziyafet verildi.

Yemek sırasında yaptığı konuşmada, Bahreyn Emiri'nin kendisine bir ada armağan ettiğini, bunun karşılığında önemli bir işlerini hallettiğini ifade etti.

Masada oturan Maliye Bakanı ile İşletmeler Bakanı'na adamın dediklerini tercüme ettik.

Ne var ki bakanlar yemeğin tadını çıkarmakla meşguldüler. İlgi göstermediler.

Tepki gelmeyince Thourbourg isteğini daha açık söyleme ihtiyacını duydu, şöyle konuştu:

"Van Gölü'nde Akdamar Adanız var. Benim böyle bir adam olsa gelip buraya yerleşirim ve size çok yardımcı olurum."

Merkez Bankası Guvernörü Nail Gidel yanımda oturuyordu.

Thornbourg'un sözlerini aynen tercüme ettim ona.

Tepkisi sert oldu:

"Herife bak üstadım, gelmiş adayı alıp gidecek. Böyle utanmazlık olur mu?"  

Tadında bırakmayı bilmek...

Boğaziçi Üniversiteli gençler eylemleriyle şu önemli mesajları verdiler:

-Rektörün belirlenmesinde inisiyatif öğretim üyeleri ve öğrencilere bırakılmalı.

-Siyaset kurumu, bilim yuvası üniversitelerin iç işleyişine karışmamalı.

-Gençlerin barışçıl eylemlerine demokratik bir hakkın kullanımı olarak bakılıp saygı duyulmalı.

Bu mesajlar toplumun önemli bir bölümünde olumlu yankılar uyandırdı. Siyaset dünyasının iktidar ve muhalefet kanatlarınca da yeterince anlaşıldı.

O halde eylemleri uzatmamak, deyim yerindeyse tadında bırakmayı bilmek gerekiyor.

Bunun tersi bir yaklaşım beraberinde şu olumsuzlukları getirir:

-Üniversitede eğitim faaliyetleri ciddi biçimde aksar.

-Provokatörler işe bugüne kadar olduğundan daha fazla karışır.

-Öğrencilere verilen toplumsal destekte önemli bir düşüş olur.

-Güvenlik güçlerinin eylemcilere yönelik tavrı değişir, sertlik artar.

-İktidar, "Madem öyle işte böyle" anlayışıyla sadece Boğaziçi'ni değil tüm üniversiteleri zapturapt altına alacak önlemlere yönelir.

Özetleyecek olursam:

Öğrenci kardeşlerimiz demokratik haklarını kullanarak ne istediklerini gayet güzel ifade ettiler.

Ama artık eylemlerini bitirmeleri, sınıflarına, derslerine, kitaplarına dönmeleri gerekir.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları