Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Levent Özeren

Levent Özeren

Yazar

Pazarcının tezgah altı satışı

Adına "tam kapanma" denilen, esasında adı "Tam kapanmama" veya "Kısmi kısıtlama" olması gereken sokağa çıkma yasakları yaşıyoruz.

Yayımlanan bir çok genelgelerle kafamız karışsa da kısıtlamalara ayak uydurmaya çalışıyoruz.

Meselâ, marketlerden ne alıp alamayacağımız konusunda halen tam olarak bilgi sahibi değiliz.

Meselâ 23 Nisan'da, 1 Mayıs'ta yürüyüş ve kutlamalarda kısıtlamaları ihlâl edenler, yaka paça yerlerde sürüklenip gözaltına alınırken, İsrail'i protestolarda yasak ve kısıtlamaların ihlal edilmesi görmezden gelinebiliyor.

Tıpkı AKP kongrelerinde yaşanan çifte standart, bugün de yaşanıyor.

Bugün Ramazan ayının son günü, bayram arefesi.

Herkes bilir, arefe günü ve arefeden bir gün öncesi esnafın ticari olarak bayram yaptığı günlerdir.

O günlerde, yılın en yüksek ciroları yapılır.

Dün "Arefeden bir gün önce" alışveriş yapmak için Bursa şehir merkezinde dolaştım.

Bir telefon aksesuarı satan dükkanın içinde, yasak olmasına rağmen esnaf vatandaşın oturduğunu gördüm.
Çok önemsemedim, "Herhalde kısa bir işi vardır, iş yerine gelmiş, o ana denk geldim" diye düşündüm.

Biraz daha yürüyünce öyle olmadığını anladım.

Bir ayakkabıcı dükkanının önüne geldim.
Sahibini, çalışanlarını tanıdığım, arada ayakkabı da aldığım bir esnaf...

Kapısı kapalı, içi karanlık dükkanın önünde duruyorlar.

Hal hatır sorduktan sonra, anladım ki tanıdık bildik müşteri gelirse, içeri buyur edip servis yapıyorlar.

Oradan "Pazaryeri" diye bilinen, Bursa'nın en eski pazarı olan çarşıya yöneldim.

Pazarcı tezgahları brandalarla örtülmüş, hemen hepsi kapalı.

Bir kaç tezgâhta hareketlilik görünce dikkatimi çekti, yaklaştım.
Tezgahta, brandanın altında sebze meyveler vardı.

Karşıdan bakınca görülmüyor, önüne kadar gelen müşteriye brandanın altına plastik küreği daldırıp erik, çilek satışı yaptığını fark ettim.

Biraz ilerde, yeşillik satan tezgahta da aynı sahne vardı.

Dayanamadım sordum;

"Yasak değil mi kontrole gelen olsa ceza yiyeceksiniz"?

Aldığım cevap yürek yakıcı oldu;

"Kardeşim birincisi bahçede yetişen ürünü ne yapacağız, bırakalım çürüsün mü..?
İkincisi gelen bayram, evde çoluk çocuk bekler, biz ne yiyeceğiz, evimize bir tatlı bile götüremeyecek miyiz..?

Ayakkabı pantolon almayı zaten aklımıza bile getiremiyoruz."

Bir kaç tezgah ve dükkanda da aynı sahneleri gördükten, ihtiyaçlarımı aldıktan sonra evin yolunu tutarken düşündüm;

Bu ülke sigaranın, içkinin, margarinin tezgah altından satıldığını gördü.

Pazarcı esnafının domatesi, biberi, marulu, ayakkabıcı esnafının ayakkabısını tezgah altından satmaya çalışmasını hiç görmemişti.

Çelişkiler ve çifte standartlar ülkesi olmaktan bir an önce kurtulma dileklerimle...

Herkesin Ramazan Bayramı'nı kutlarım.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları