Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

Parti kapatmak çözüm mü?

27 Mayıs 1960'daki darbeyle DP kapatıldı.

Sonra ne oldu?

Normal döneme geçilince, bu partinin yerine kurulan AP, 1965'te tek başına iktidara geldi.

...

12 Eylül 1980'deki darbeden sonra siyasi partilerin faaliyetleri durduruldu.

Sonra ne oldu?

Faaliyetleri durdurulan partiler ilk etapta değişik adlarla aynı toplumsal tabanlara yönelik siyaset yaptılar. CHP'liler, HP, SODEP ve SHP'de buluştular örneğin. Demokratik düzene tümüyle geçilince de eski adlarıyla sürdürdüler mücadelelerini. AP'liler de DYP çatısı altında toplandılar ve iktidara geldiler.

...

Milli Nizam Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi kapatıldı. 

Sonra ne oldu?

Söz konusu partilerin devamı sayılan Ak Parti 2012'de tek başına iktidar olmayı başardı.

...

 

DEP, HADEP ve DTP kapatıldı.

Sonra ne oldu?

Bu partilerin devamı niteliğindeki HDP girdiği seçimlerde hem Meclis'te hem yerel yönetimlerde güçlü biçimde temsil imkânı buldu.

...

Bu örnekleri vermemin nedeni MHP lideri Devlet Bahçeli'nin HDP'nin kapatılmasını istemesi.

Partileri kapatınca o partilerin tabanları yok olmuyor.

Ve onlar çok geçmeden kapatılan partinin yerine kurulan partide bir araya geliyorlar.

...

HDP, ne yazık ki terörle arasına mesafe koymayı başaramadı.

Nitekim partinin eski genel başkanı ile bazı milletvekilleri şu anda cezaevinde. Kimi belediye başkanları ile belediye meclis üyelerine de işten el çektirildi.

Partide terörle bağlantılı kim varsa yakalanmalı, yargılanmalı, hak ettikleri cezalara çarptırılmalı.

Ama partiyi kapatmak çözüm olmaz.

Aksine mağdur sıfatıyla onlara geçmişin her türlü hatasını, yıpranmışlığını unutturarak yeni bir başlangıç imkanı sağlar.

...

Türkiye'de 1960'dan bu yana 26 parti kapatılmış.

Kapatmalar işe yarasaydı, bugün daha güçlü bir demokrasimizin olması gerekmez miydi?

 

Bez bağlama

 

Korona salgını Çin'den dünyaya yayıldığı halde nasıl oldu da ilk önce Çin'de önlendi?

Bu soruya çeşitli komplo teorileriyle yanıt verenler var.

Ben onların hiçbirine itibar etmiyorum.

İşin sırrı, salgını ciddiye almak ve önlemleri tavizsiz uygulamaktan geçiyor.

Çin bunu yaptı işte.

Geçen hafta yazmıştım:

Bir havaalanında iki görevlinin testi pozitif çıkınca o sırada orada bulunan 14 bin kişi karantinaya alınmıştı.

Dün, Çin'in aldığı önlemler konusunda daha çarpıcı bir örnekle karşılaştım.

BBC'nin haberinde özetle şöyle diyordu:

"Çin Sivil Havacılık İdaresi, uçakta tuvalete gitmelerini sakıncalı bulduğu kabin görevlilerinin altlarına bez bağlamalarını istedi.

Bu önlem, charter uçuşlarda ve her 1 milyon kişiye düşen vaka sayısının 500'ün üzerinde olduğu yerlere yapılan uçuşlarda görev yapan kabin görevlileri için geçerli olacak."

 

İlginç değil mi?

Fener neden ışık vermiyor?

Fenerbahçe futbol takımının tarihinde ilk kez kendi sahasında üst üste üç kez yenilmesinin nedeni araştırılıyor.

Benim tespitlerim şöyle:

1) Teknik direktör Erol Bulut, mütevazı bir Anadolu kulübünden dev bir camiaya gelince şaşırıp bocaladı.

2) Maçların seyircisiz oynanması takımı olumsuz etkiledi. Çünkü seyirci büyük motivasyon kaynağıydı.

3) Transfer döneminde gereğinden fazla futbolcuyla anlaşıldı. Hepsi de kariyer sahibi bu futbolcuların bir kısmı yedek oturmak zorunda kalınca tepki gösterdi, kırıldı, küstü.

4) Teknik ekipte asabi yaratılışlı Emre Belözoğlu ve Volkan Demirel gibi isimlerin yer alması takıma faydadan çok zarar getirdi.

5) Yöneticiler, işler iyi gitmeyince sağ duyulu bir değerlendirme yapmadı, başarısızlıktan hakemleri sorumlu tuttu.

6) Sezon başında neredeyse tüm medyanın şampiyonluğun en büyük adayı olarak Fenerbahçe'yi işaret etmesi yöneticileri de, teknik ekibi de, futbolcuları da gerdi.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları