Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

EKONOMİ VE GERÇEKLER

Pahalı ama dandik konutlarda depremi bekliyoruz

Türkiye''de çok ciddi bir barınma krizi yaşandığından hiç şüphe yok. Konut fiyatları gelirlere göre çok yüksek, bu yüzden ücretle çalışan dar gelirli geniş kesimin bir konut satın alması bir yana kiralayabilmesi bile nerede ise imkânsız bir hale geldi, lakin tek sorun bu da değil.

Çok daha vahim bir sorunumuz daha var ülkemiz deprem bölgesi ve birçok yerleşim birimimiz ciddi depremler üretecek fay hatlarının tam da üzerinde ama bu yerleşim birimlerinde inşa edilmiş bulunan konutlar olacak bir şiddetli depreme yıkılmadan dayanabilecek nitelikte değil!

Bilim bize nerede, ne şiddette ve hangi zaman aralıkları ile deprem olacağını açık ve net olarak söylüyor. Hangi teknoloji ile inşa edilmiş binaların ne şiddette depremlere dayanabileceğini de kesin olarak bilmekteyiz. Kısacası deprem ile ilgili olarak tek bilinmeyen şey sadece günü ve saati...

Bilimi bir yana bıraksanız bile tarihi kayıtlar, yaşanmış deneyimler bulunduğumuz topraklardaki deprem gerçeğini bas bas bağırıyor.

Bütün bu bilgiler bize Türkiye''nin bir deprem ülkesi olduğunu anlatıyor, üstelik Türkiye''de dünyanın Japonya, Şili ve benzeri bölgelerinde görülen büyüklükte depremleri üretebilecek fay hatlarının olmadığını da biliyoruz yani işimiz Japonlara ya da benzer bölgelerde yaşayanlara göre epeyce daha kolay.

Biliyoruz ki ateş çemberi olarak da adlandırılan Pasifik Deprem Kuşağı, dünyadaki tüm depremlerin yüzde 90''ına, büyük depremlerin ise yaklaşık yüzde 80''ine sahne oluyor, bu bölgede 8 ve hatta 9 şiddetinde depremler görülebiliyor. Ülkemizde bu büyüklükte bir deprem riski de bir okyanus kıyısında olmadığımız için deprem kaynaklı devasa bir tsunami riski de yok.

Bütün bunlara rağmen geçmişte yaşanmış depremlerde büyük can ve mal kaybı ortaya çıkıyorsa bunun tek sebebi dandik, niteliksiz ve depreme dayanıksız inşaatlar yapılması, böyle inşaatların yapımına siyaset ve bürokrasinin izin vermesidir.

Rasyonel akla, bilime ve teknolojiye zerrece kıymet vermeyen, gözü inşaat rantından başka bir şey görmeyen siyasetçi, bürokrat ve müteahhit üçgeni insanlarımızı bilim ve teknolojinin bu kadar gelişmiş olduğu bir çağda dandik konutlarda ölümcül bir depremi beklemeye mahkûm etmektedir.

Bu Ağustos''un 17''sinde gene 99 yılında yaşanan büyük deprem konuşuldu, ölenler anıldı, ah vah edildi velakin 23 yıldır ortada duran barınma sorununun neden çözülmediğine dair kimse hesap vermedi.

Son 23 yılda Türkiye''de inşaata milyarlarca dolar kaynak aktarıldı fakat aktarılan bu kaynağın pek az bir kısmı depreme dayanıklı, nitelikli konut üretimine gitti.

Deprem tehdidinin en ağır olduğu İstanbul''un Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul''un deprem riskinin bugüne kadar ifade edilenden çok daha büyük olduğunu vurgulayarak "Veriler İstanbul''da deprem durumunda yaklaşık 48 bin binada ağır ve çok ağır, 146 bin binada ise orta hasar yaşanabileceğini ortaya koyuyordu. Önümüze konmuş olan veri, son derece endişe vericiydi. Ama çok geçmeden detaylı bir çalışma yapınca gördük ki, bu rakamlar doğru değil. Yaptığımız tespitlerden sonra ağır hasar görebilecek binaların 1.8 kat, orta hasar görebilecek binaların ise 3.3 kat daha fazla olduğunu bize gösteren sonuçlar elde ettik" bilgilerini paylaştı.

Görüldüğü gibi deprem riskinin çok yüksek olduğu en önemli kentimizde sorunun büyüklüğünü tespit etmekte bile yeterince başarı gösterilememiş, böyle bir durumda sorunun çözümü nasıl mümkün olabilir ki?

En doğusundan en batısına kadar topraklarımızda yıkıcı bir deprem riski ile karşı karşıya olan birçok yerleşim birimimiz var bunlardan birçoğunda milyonlarca insan her an deprem korkusu ile yaşıyor. İktidarın yaptığı tek şey ise kaynakları saçma sapan işlerde kullanmak, paraları har vurup harman savurmak.

Eh nasılsa iktidarda bir deprem olup binlerce kişi ölünce "takdir-i ilahi" der sıyrılırız düşüncesi hâkim...

 

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları