Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Fatih Ergin

Fatih Ergin

25. SAAT

Özelleştire özelleştire geldiğimiz nokta!

Türkiye'de derinleşen ekonomik krizin yanında, salgının da getirdiği şartlar halkın cebini yakmaya devam ediyor.

Halkın gelirleri azalıp, giderleri artarken elektrik faturalarını daha da şişirecek bir tebliğ yayınlandı. 

Karara göre, dağıtım şirketlerinin temsil ve ağırlama giderleri, üye oldukları derneklere ödedikleri aidatlar, verdikleri ilanların giderleri gibi birçok harcama vatandaşın ödediği elektrik faturalarına yansıtılacak...

Hadi yine iyiyiz...

Elektrik faturamızla beş yıldızlı otellerde tatillerin, havyarların, şampanyaların, tekne turlarının, kiralık Ferrarilerin giderini ödeyeceğiz. Çok heyecan verici...

Yetmez bütün bunlar...

Ev kiralarını, çocuklarının eğitim masraflarını, eşlerinin kuaför parasını, mutfak, araç... Kısaca kurum yöneticilerinin bütün şahsi ve ailevi harcamalarını da biz ödeyelim...

Böyle giderse iş zaten kişiye özel fatura ödemeye kadar varacak!

Olmaz demeyin... Özelleştire özelleştire geldik buralara. Söz konusu durum da özelleştirmenin bir sonucu değil mi?

Beşerî sermaye kaybı, dış bağımlılığın artması, döviz kaybı, halkın malının sermaye kesimine aktarılması, haksız rekabet, işsizliğin artması, kamunun borç yükünün artması, tarıma, hayvancılığa darbe vurulması, ulusal güvenliğin tehlikeye atılması, ulusal kaynaklar ya da pazarların yabancıların eline geçmesi vs...

Bugün bütün bunların ve daha fazlasının altında özelleştirmeler ana sebeplerden biri olarak yer alıyor.

Özelleştirmeler bugün en ağır maliyet ve zararların, yasa dışı eylemlerin kaynağı durumunda. Çünkü yapılan özelleştirmeler Türk halkının ihtiyaçlarının gereği olarak yapılmadı, yapılmıyor.

Küresel sermayenin bir dayatması özelleştirmeler onların ve içimizdeki İrlandalıların ihtiyaçlarını karşılıyor, bizim değil, halkımızın değil. Faydaları onlara gidiyor, zararları ise bize, bizim halkımıza...

Özelleştirme anlayışı, yabancıların ve yerli iş birlikçilerinin kamu varlıklarını emme ve ülke üzerinde egemenlik ve baskı kurması için bir silah gibi işlev gördü...

Özelleştirmeler ile hiçbir kaynak yaratılmadı, kaynaklar transfer edildi. Atatürk Türkiyesi'ni başımıza yıkmak için bir araç olarak kullanılan her özelleştirme devleti daha da fakirleştirdi. Fakirleşen devlet de, zamlara yükleniyor...

Güney Amerika'da olduğu gibi, Türkiye'de de özelleştirmenin "gerçek ve çirkin yüzü" artık örtülemez, gizlenemez halde...

İktidar ise, bu tablo karşısında gerçekleri gizleme, vatandaşları yanıltma yoluna başvurdu. Ama gerçekler halkın karşısına elektrik faturasında dahi çıkabiliyor...

 

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları