Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

Murat Sururi ÖZBÜLBÜL

EKONOMİ VE GERÇEKLER

Otokrasi mi, demokrasi mi?

İşin açığı zerrece aklı olan bir politikacı otokrasiye kayıp, diktatör olmayı istemez. Bakın dünya tarihine baktığımızda gördüğümüz manzara otokrat politikacıların sonunun hemen hemen daima bir felaket olduğudur. Üstelik bu politikacılar hemen hemen her zaman sadece kendilerini değil yönettikleri toplumları da felakete sürüklemişlerdir.

Yakın tarihte Hitler ve Mussolini gibi politikacıların insanlığa nelere mal olduğunu, toplumlarına ne gibi bedeller ödettiğini ve bu politikacıların sonlarını hepimiz biliyoruz değil mi?

Oysa bunlar bir zamanlar gücün ve iktidarın zirvelerindeydiler, adeta ol dedikleri oluyor, öl dedikleri ölüyordu ama çıktıkları bu zirveden yuvarlanmaları çok uzun sürmedi ve ne kadar yükseldilerse o kadar düştüler.

Saddam, Kaddafi, Zeynel Abidin Bin Ali, Pol Pot, İdi Amin, El Beşir, Franko, Salazar, Stalin, Çavuşesku, Jivkov, Papadopoulos, Pinochet ve benzeri bir çok diktatör ya da otokrat lider geldi geçti, bunlardan daha şanslı olanları hayata yumuşak yataklarında veda etti ama bir çoğu son derecede kanlı olaylar sonucunda öldü. Daha şanslı olup da eceli ile yataklarında ölenlerin hepsi de bu gün lanetle anılmaktadır.

Elbette sadece diktatörler değil mutlak güç sahibi monarklarda insanlığa sınırsız kan ve acıya mal olmuştur. Kral, imparator, padişah ya da çarların doymak bilmez iktidar ve toprak hırsları bin yıllar boyunca insan uygarlığının kanlı bir bataklıkta debelenmesine yol açmıştır.

Üstelik hanedanlar sadece birbirleri ile değil kendi içlerinde de çok sert ve kanlı bir iktidar mücadelesi içindeydiler. Bu topraklardaki Osmanlı tarihi bize babanın oğlu, kardeşin kardeşi iktidar uğruna nasıl katlettiğini açık ve net bir şekilde göstermektedir. Burada hatırlatmadan da geçemeyeceğim aslında Osmanlı hanedanının da Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyete çok can borcu vardır, cumhuriyet kurulduğundan beri Osmanlı hanedanından kimse iktidar uğruna katledilmemiştir oysa bu geçmişte son derecede sıradan bir olaydı.

Monarşiler ve diktatörlüklerde iktidarın el değiştirmesi çoğu kere kurala bağlı değildir, belli kurallar olsa dahi zor oyunu bozar, yeterince güç devşirebilen kural mural tanımazdı ve bir monarkı ya da diktatörü devirip katleden daima iktidarı ele geçirirdi.

Bu noktada gücü güç ile ele geçirmiş kişi dama gücünü ve iktidarını koruyabilmek için zalim ve korkutucu bir zorbaya dönüşürdü.

Yönetim biçimleri arasında sadece ve sadece demokrasilerde iktidarın el değiştirmesi meşrudur ve adil kurallara bağlıdır, işte bu yüzden de demokrasiler daima istikrarlı bir iktidar ve toplum yapısı oluşturur. Demokrasilerde iktidar değişimleri toplumda asla bir şiddet dalgası yaratmaz ve kimse iktidarını koruyabilmek için şiddete başvurmaya gerek duymaz.

Toplumsal enerji demokrasilerde kısır iktidar çekişmelerine harcanmadığı için toplumun refahı ve gelişimi için tahsis edilebilir ve bu yüzden de demokratik toplumlarda refah ve gelişme oranı daima daha yüksektir.

Demokrasilerde iktidarın meşru bir şekilde, kurallara bağlı olarak el değiştirmesi toplumsal muhalefetin biriken basıncını zaman zaman tahliye eder ve bu yüzden de bir toplumsal patlama yaşanmaz. Yaşamından mutlu olmayan muhalif kesim iktidarı değiştirebilmek için meşru yolları kullanır, başarır ya da başaramaz o ayrı konu ama en nihayetinde basınç birikimi olmaz.

Demokrasilerde iktidarı kaybeden bir politikacı muhalefete geçer, kendisi ya da ailesi için hukuki ya da yaşamsal bir tehdit hissetmez.

Ayrıca demokrasilerde iyi işleyen bağımsız ve tarafsız bir yargı sisteminin bulunması politikacıları suç işlemekten de alıkoyar. İktidardayken bile yargının nefesini ensesinde hisseden bir politikacı suç sayılacak fiilleri işlemekten kaçınır oysa diktatörler ve monarklar yargıdan bağışık ve dokunulmaz olduklarını düşündükleri için kolayca suç sayılacak fiillerde bulunabilirler. İktidardan düştüklerinde bu suçların hesabını vereceklerini bildiklerinden iktidarda kalabilmek için yeni suçlar işlemekten örneğin muhaliflerini öldürtmekten bile kaçınmazlar.

Sonuç olarak demokrasi sadece halka değil politikacılara da lazımdır ve aslında onların hayat sigortasıdır.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları