Hakkımda yaratılan algı operasyonunun, ne kadar büyük boyuta ulaştığını ancak bugün anlayabildim.
Yazılanları, konuşulanları, bana gelen bilgileri birleştirince, nasıl büyük bir sisteme karşı mücadele ettiğimizi çok daha iyi anlıyorum.
Dört buçuk yıl önce Binali Yıldırım'ın Boğaziçi Üniversitesi ilgili açıklamasına tepki olarak "yazdığımı sonradan hatırladığım" bir twit nedeniyle linç edildim ve tutuklandım.
Bu twit üzerinden benimle birlikte, mensubu olmaktan onur duyduğum İYİ Parti ve kendisine "bir tuz zerresi kadar da olsa" sonuna kadar destek olacağıma söz verdiğim genel başkanım Sayın Meral Akşener de yıpratılmaya çalışıldı.
Zamanın ruhunu ters algı ile diriltip operasyon yapmayı çok iyi bilen güruh, işlerini yine çok iyi yaptılar.
Zamanlama mükemmeldi!
İYİ Parti yükselişe geçmişti.
İYİ Parti'nin henüz kurulmadığı tarihteki bir twite, mal bulmuş mağribi gibi sarıldılar.
Twitin tarihindeki gündeme bakmadılar.
O günün gündeminde, Binali Yıldırım'ın Boğaziçi Üniversitesi ile ilgili sözlerine gelen tepkileri görmezden geldiler.
Twitin hukuken suç içermediği de onlar için önemli değildi.
Nasılsa yargı sistemi sosyal medya üzerinden şekillenebiliyordu.
Twit tarihinde, Binali Yıldırım'ın "Boğaziçi Üniversitesi'ni kazandım. Okula gidip baktım, kızlar erkekler birlikte eğleniyorlar, 'ben burada yoldan çıkarım diye korktum' gitmedim" sözlerinin onlar için hiç bir önemi yoktu.
Boğaziçililer ve Mezunları Derneği, o gün açıklamalar yaparak büyük tepki göstermişlerdi.
Benim de oğlum, aynı tarihte Boğaziçi Üniversitesi'ni çok iyi bir derece ile kazanmış, ailece sevinçten uçuyorduk. Binali Bey'in düşüncesine göre ise "yoldan çıkmış" oluyordu.
Twittin anlamı; "Boğaziçi Üniversitesi'ne yoldan çıkarım diye korktun gitmedin. Acile de gitme hastalar senden korkarlar. Hanımefendi de korkmuş rahatsızlanmış" ve "böyle başa böyle tarak" sözü de "böyle zihniyete böyle cevap" başa böyle tarak" sözü de "böyle zihniyete böyle cevap" anlamında olmasına rağmen; sanki twit bugün tarihinde yazılmış gibi kabul edilerek, Semiha Yıldırım hanımefendiyi incitici, aşağılayıcı bir anlam çıkarıldı.
Böyle bir tarzımın, böyle bir üslûbumun olmayacağını beni tanıyan herkes bilir.
Bizim anlayışımızda kadına, çocuğa hele bir öğretmene incitici bir söz söylemek yoktur.
Twitte Semiha hanımın fotoğrafını kullanmış olmanın yanlış olduğunu, bugün düşündüğümde anlıyorum. Tepkimin doğru olduğunu, sunumun hatalı olduğunu gördüm.
Bu nedenle hanımefendiden özür dilemiştim, tekrar özür diliyorum.
Ülkeye onarılmaz hasarlar veren sorumlular "Allah affetsin" diyerek, görevlerine devam ediyor.
Muhalif biri, ufak bir hata yaptığında cezalandırılıyor.
Malûm troll grubunun hocalarından öğrendikleri algı ve kumpas operasyonu tekrar sahne aldı.
Önce sosyal medyadaki öncüleri, sonra havuz medyasının başrol oyuncuları, en sonunda medya manşetleri ile linç kampanyası taktiği...
Ben bu operasyonla ikinci kez karşılaştım. Birincide başarılı olamadılar, ikincisi de kısmen başardılar.
Ergenekon ve Balyoz'da yaşadıklarımızın kopyalanmış halini sürekli görüyoruz.
O bina Mustafa Kemal Mahallesi'nde, o makam da Sayın Meral Akşener olduğu müddetçe, ben İYİ Partiliyim.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Ortadoğu ülkeleri sınıfına düşmemesi için reçetenin, derhal güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş ve Meral Akşener liderliğinde İYİ Parti olduğuna inanıyorum.
Bugün için başka bir alternatif olmadığını görüyorum.
31 Mart ve 23 Haziran 2019 tarihi de bu düşüncemin ispatı oldu.
Kalpten inanıyorum, inşallah ilk yapılacak seçimde bu düşüncem taçlanacaktır.
