Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Levent Bulut

Levent Bulut

DOĞRUYA DOĞRU

Normalleşme

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kademeli normalleşmeye geçiş sürecinde uygulanacak kararları açıkladı. Alınan kararlara göre, İller 4 kategoriye ayrıldı. Böylece koronavirüs tedbirleri illerin risk durumuna göre değişecek. Hafta sonu sokağa çıkma yasağı düşük ve orta riskli illerde kalkarken, yüksek riskli illerde bir müddet daha devam edecek. Kırmızı ve turuncu ile işaretli iller dışında restoranlar ve halı sahalar açılabiliyor. Yüksek ve çok yüksek riskli illerde kafe ve restoranlar, halı sahalar kapalı kalmaya devam edecek.

*

İllerin farklı 4 kategoriye ayrılması ve normalleşme adımlarının il bazlı risk durumuna göre değişecek olması, ister istemez bir karışıklığa yol açıyor. Bu yüzden madde madde İstanbul için özetlersek alınan  kararlar şöyle:

* Restoran, lokanta, kafeterya, tatlıcı, pastane, kıraathane ve çay bahçesi gibi yerler sabah 07.00 ile akşam 19.00 saatleri arasında yüzde 50 kapasiteyle açık olacak.

*  Hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması Cumartesi yok ama  pazar günü devam edecek.

*  Sokağa çıkma saatleri sınırlı olan 65 yaş üstü ve 20 yaş altı grubundaki vatandaşların sokağa çıkma süresi arttırılacak. Bu süre ne kadar uzayacak İl Hıfzıssıhha Kurulu karar verecek.

* Okullar, Türkiye genelindeki tüm okul öncesi eğitim kurumlarında, ilkokullarda, 8. ve 12. sınıflarda eğitim-öğretime açılacak.

Bununla beraber İstanbul'da genel uygulamanın dışında sadece liselerdeki yüz yüze sınavlar yapılacak.

* Nikah ve nikah merasimi şeklindeki düğünler, 50 kişiyi geçmemek ve 1 saati aşmamak kaydıyla yapılabilecek.

* Sivil toplum kuruluşları meslek odaları kooperatifler ve benzeri kuruluşların genel kurulları katılımı 300 kişiyi geçmeyecek şekilde yapılabilecek.

 

İSTİHDAMSIZ BÜYÜME

 

Koronavirüs nedeniyle bütün dünya ekonomileri küçülürken, TÜİK'in açıkladığı rakamlara göre Türkiye 2020'nin son çeyreğinde yüzde 5,9 yıl genelinde ise yüzde 1,8 büyüdü.

Salgın döneminde açıklanan büyüme rakamları bir yazımda şöyle anlatmıştım:

"Görülüyor ki yine harcayarak büyümüşüz.

Ve bu durum hiç sağlıklı değil.

Çünkü istihdamsız büyüme dikine değil yatay büyümedir.

Zira üreterek büyüseydik istihdam oluşurdu.

Oysa şu dönem işsizlik her geçen gün daha da artıyor.

***

Şöyle bir düşünün; insanın boy atarak büyümesi mi daha sağlıklı yoksa göbeklenerek büyümesi mi?

Eğer boy atarak büyümezse insan, obez olur değil mi?

Ve bu büyüme de kalp, şeker, damar ve benzerleri gibi birçok hastalığa davetiye çıkarır.

İşte Türkiye'nin ilk çeyrekteki ekonomi alanındaki büyümesi de boya değil göbeğe yansıyan büyüme gibi...

Sürekli övünüyorlar ama işin aslı samanı, nohudu, eti, börülceyi bile ithal eden Türkiye yarattılar.

***

Peki tüketerek nasıl büyüdük diyorsanız eğer yanıtlayayım. Devlet para basıp kamu harcamalarına yüklenirken salgın muhabbetine millet kredi çekip marketlere koştu.

Yani harcamaları, olmayan parayla borçlanarak yaptı.

Var ki harcıyoruz gibi bir durum da yok ortada hani.

E, bir de bunun geri ödemesi olacak şüphesiz

Kısacası alım gücü her geçen gün düşen milletin borcu artarken Türkiye de boyuna değil enine büyüyor.

***

Son açıklanan sektör destek kredilerine bile bu durum göze çarpıyor. Allah aşkına bakın: Konut, taşıt, sosyal hayat gibi hepsi yine tüketime yönelik. Üretime çiftçiye yönelik bir şey yok? Ama ne var? Tatile çıkmak isteyen vatandaşlara tatil kredisi var. Pes!

***

Vatandaş, sürekli tüketime teşvik edilirken, ekonomi milletin borçlanması ve para harcaması üzerine şekillenirken havuz medyada ise Avrupa'yı solladık manşetleri atılıyor. Keşke diyor insan. Bir Türk olarak ülkemin güçlü olmasını elbette isterim. Ama eğer ekonomi politikaları son 18 yıldaki gibi;  üretim ekonomisi yerine tüketim ekonomisi uygulayarak, fabrikalar yerine taş yığınları yaparak, işi ehline vermek yerine liyakatsiz atamalar yaparak, adamına uygun ihaleler açarak, özelleştirme adı altında ülkenin değerlerini satarak, bilime ve eğitime katkıda bulunmayarak devam ederse, "Avrupa'yı solladık" manşetleri sadece kâğıt üzerinde bir hayal olarak kalır."

Değişen birşey yok. Pandemi döneminde ABD ve Almanya gibi dev ekonomiler küçülürken, Türkiye'nin büyümesi olsa olsa hormonlu büyümedir.

Bu yüzden önce yatay büyümeyi itiraf edelim, yanlışlarımızı bilelim ve kendimizi kandırmayalım.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları