Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mehmet Akif Cenkci

Mehmet Akif Cenkci

Ne zaman bitecek bu taşeron mevzusu?

Günboyu gazetesi ve internet sitesinde yayınlanan ''İş'te Sosyal Güvenlik'' köşe yazımız siz değerli okuyucularımız tarafından büyük ilgi görmüş olup, özellikle 8 Şubat 2020'de yayınlanan ''Sağlık Bakanlığı'ndan, Taşeronda Çalışmakta İken Kadro Alan İşçilere Sözleşme Şoku'' başlıklı köşe yazımız kamuoyunda bu durumun mağdurları tarafından ilgiyle okundu. Taşerondan kadroya geçen ve geçemeyen KİT'lerde çalışan emekçilerin yaşamış oldukları sıkıntıları, sorun çözülüp aksaklıklar giderilinceye kadar her fırsatta kalemime alacağım.

''Sağlık Bakanlığı'ndan, Taşeronda Çalışmakta İken Kadro Alan İşçilere Sözleşme Şoku'' köşe yazımız sivil toplum kuruluşlarının ve siyasi partilerin dikkatini çekmiş olup duyarlı tarafların bu konuda çalışmalar yapmasına vesile olmuştur.

Eski bir sendikacı olan Adana Milletvekili Sayın İsmail Koncuk bu konuya duyarsız kalmayarak Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Zehra Zümrüt Şelçuk'a ve Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca'ya yazılı soru önergesi vermiştir. Soru önergesinde İş Kanunu'na açıkça aykırı olan bu yanlış düzenlemeye karşı sayın bakanların müdahale edip etmeyecekleri sorulmuştur. Eğer ilgili bakanlar bu durumdan habersizlerse haberdar olmaları sağlanmış, haberdar iseler bu durumun yanlış olduğunun ve vazgeçilmesi gerektiğinin vurgusu yapılmıştır. Konu yakından takip eden sayın vekile çalışan kardeşlerimiz adına teşekkürlerimi takdim ettiğimi de belirtmek isterim. 

Gün geçmiyor ki taşerondan kadroya geçen işçiler için yeni uygulamalar gündeme gelmesin. Ne yazık ki daha bir konuyu kapatmadan, sonuçlandırmadan yeni bir adaletsizliğe tanık oluyoruz.

Ülkemizde alt işveren işçisi yani taşeron işçi en çok çalıştıran kurumlardan biri de Sağlık Bakanlığı'na bağlı kamu hastaneleriydi. Bu taşeron işçisi arkadaşlar 02.04.2018 tarihinde kadroya alındılar. Ancak, kadroya alınmalarının en temel şartı kamu kurumuna açmış oldukları dava ve icra takiplerinden vazgeçmeleriydi. Daha kadroya alınıp alınmayacağı belli olmadan yani güvenlik soruşturmasından ve mülakattan geçip geçmeyecekleri belli olmadan, baskı ile açmış oldukları davalardan ve icra takiplerinden feragat ettirildiler. Halbuki olması gereken ve yönetmelikte belirtildiği gibi başvuru esnasında önce feragat edeceğine dair yazılı beyanda bulunmaları akabinde ise kadroya geçişleri kesinleştiğinde resmî olarak feragat işlemlerini gerçekleştirmeleriydi. Ama buna hemen hemen hiçbir kurum uymadı. Şimdilerde ise kadro alan personellerin yazılı savunmaları alınmak istenmekte ve daha önce kuruma ibraz etmiş oldukları feragat başvuru evrakları tekrar istenilmektedir. Oysa tüm bu evraklar kurumlarda mevcut. Zaten bu feragat evrakı ile bu taşeron işçiler kadro aldılar. Kamu hastanelerinin yöneticileri işçilere sen bize evrak teslim etmemişsin diyerek savunma alıyorlar. Yapılmak istenen nedir? Ne anlamak mümkün ne de anlatabilmek. Ancak aklıselim birilerinin artık bu işçi ve emekçi kardeşlerimizden ellerini eteklerini çekmeleridir.

İşçi aleyhine neler yapabiliriz yerine biraz da işçi lehine neler yapabiliriz onu düşünmek, kafa yormak hem vicdani hem de bir kamu görevidir.

Evine alın teri dökerek ekmek götürenlerle uğraşmaktan artık vazgeçin...

Sendikalar sizler de artık tarafı olduğunuz, aidatını işçiden aldığınız, arkadaşınız da olan bu büyük güce olması gereken hakkın temin ve tesisini sağlayınız, ya da tarafınızı değiştiriniz.

Gün gelir alın teri dökenlerin gözyaşlarının hesabını vermekte zorlanırsınız.

ek1.jpegek2.jpeg

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları