Herkesin hayata bakışı, algıları, ritüelleri ve alışkanlıkları farklılık gösterir. Bu son derece normal ve bilindik bir kavramdır. Örneğin benim için yeni bir yıl yaz mevsimi ile başlar. Bu düşünceye benzer birçok kişi olduğunu tahmin ediyorum. Yıllarca okul okumuş iş yerinde çalışıp yıllık iznini yaza getiren insanlar için yaz mevsimi ayrı bir önem taşır. Kışın iş ve okul yorgunluğunun kısmen sona erdiği bu dönem çoğu insan için yeni bir sayfa açmak, yeni yerler görmek ve en önemlisi daha fazla kendi olabilmek için bir fırsat.
Özellikle bu yıl kış mevsimi uzun ve sert geçti. Yıllardır doğru düzgün kar yağmayan İstanbul''a üç kez kar yağdı ve uzun süre boyunca yollarda kaldı. Kış mevsiminin kendine has güzellikleri olsa da benim ve benim gibi hissedenler için can sıkıcı bir dönem. Vücudu saran kalın giysiler, sık sık hastalanma riski ve bunun için alınan tedbirler, olumsuz hava şartları ve tıkanan yollar ve yoğun iş ve eğitim süreci kışı benim için can sıkıcı yapan etkenlerin başında geliyor. Tabii ki zaman zaman yağmur ve karın yağışını izlemek, soğuk ortamdan sıcak bir alana geçince yaşanan rahatlama ve bazı kış yiyeceklerini insan özlüyor. Ama ben ve benim gibi bakış acısına sahip olan kimseler kışın insan ruhuna yüklediği ağırlığı pek tercih etmez. Ve bu kış özellikle ekonomik olarak son yılların en zor günlerini geçirdik. Akaryakıta gelen fahiş zamlar sonrası benzin ve motorin 20 lira bandına yükseldi. Haliyle akaryakıttaki bu büyük artış diğer ürünlere de yansıdı. Ekmek, ayçiçeği yağı, sebze ve meyve fiyatları da vatandaşın cebini fazlasıyla zorlayacak düzeye geldi. Ekonomideki bu büyük çıkmaz birçok siyasi tartışma ve toplumsal gerginliğe neden oldu. Uzun yağ ve ekmek kuyrukları hafızalardaki yerini aldı. Üstüne yanı başımızdaki Ukrayna ile Rusya arasında çıkan savaşta bizi yine ülke olarak ekonomik ve mental olarak olumsuz etkiledi. Ülke olarak zaten iç meselelerimizi rayına koyamazken üstüne çıkan bu savaş son dönemdeki olumsuz ruh halimize katalizör etkisi yaptı.
Mevsimin değişmesi bu sorunların elbette çözümü olmayacak. Ekonomik, siyasi ve toplumsal sorunlarımız yıllardır süregeliyor. Yazın bize getirdiği avantajlarda bu süreçte büyük ölçüde törpülendi. Dışarı çıkıp bir yere gitmek istesen otobüs fiyatları zamlandı. Şahsi aracınla dolaşsan benzin ateş pahası. Kafeye otursan ayrı bir sıkıntı. Kışın ısıtıcılar için ek para isteyen kafe sahipleri yazın klima için aynı tarifeyi uygulayabilir. Dolar ve Euro kurundaki yaşanan artış yurt dışı işleri ve gezilerinin önüne büyük bir engel oldu. Hobi edinmek, bir şeyler üretmek, sporla, sanatla ilgilenmek lüks oldu. Konfor alanımızda yaşanan bu daralma kişilerden başlayan ve giderek büyüyen bir mutsuzluk seline neden oldu. Bunun sonucu da daha fazla olumsuz geri dönüşe neden oluyor. Saf duyularla bu sürecin sonlanmasını istesek te kısa vadede bu döngüden kurtulamayacağız gibi.
