MHRS KRİZİ SÜRÜYOR: İKİ YIL BEKLEYENLER VAR!
Sağlık sisteminde yaşanan tıkanma devam ediyor. Hastanelerde yaşanan yoğunluk nedeniyle Merkezi Hekim Randevu Sistemi üzerinden yaşanan randevu sorununa vatandaşlar ve uzmanlar tepki gösterdi. Genel Sağlık İş-Başkanı Derya Uğur, pandemi başlangıcından bu yana “CİMER’e tehdit ve şikâyet yağdığını” söyledi. Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastaneler ve üniversite hastanelerinde yaşanan yoğunluk nedeniyle, Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden yaşanan randevu sorunun çözülmemesine tepki gösterdi.
ÖZEL HASTANELER KARLI ÇIKTI
Cumhuriyet''ten Sarp Sağkal''ın haberine göre, aile hekimliği sistemine de yeterli özen gösterilmediği için hasta yığılmaları yaşandığını söyleyen Uğur, “Yurttaşlar merkezlerden uzakta şehir hastaneleri yerine daha kolay ulaşabilecekleri, yakın bir tarihe randevu alabilecekleri özel hastaneleri tercih ediyor. 2020’de aktif hizmet veren bin 534 hastaneden 900’ünü Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastaneler oluştururken üniversite hastane sayısı 68, özel hastane sayısı ise 566. AKP‘nin iktidara geldiği 2002’de özel hastane sayısı 271’di. Bilinçli ve sistemli sağlık politikaları sonucunda özel hastaneler güçlendirildi” dedi.
Yaşanan randevu sorunun en yoğun olarak Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri’nde (ADSM) yaşandığını söyleyen Uğur, “ADSM’lerde 15 dakikada bir randevu verilmesi bile sorunları çözmüyor, yeterli olmayan 15 dakikanın aşılması ile sıra bekleyen yurttaşlar için tedavi çileye dönüşüyor. Aylar sonrasına bile randevu alamayan yurttaş, ekonomik koşullarının yetersizliği nedeniyle özel kliniklere de gidemiyor, çaresizliğe terk ediliyor” diye konuştu.
CİMER''E ŞİKAYET YAĞIYOR
Randevu sorunu nedeniyle CİMER’e her gün şikâyet ve tehditler savrulduğunu aktaran Uğur, şunları kaydetti: “Çözüm için siyasi iktidarı; sağlıkta dönüşüm programından vazgeçmeye, etkili bir sevk zincirini oluşturmaya, yeterli kadrolu, güvenceli personel alımını bir an önce sağlamaya, sağlık çalışanlarına verilen sözleri tutmaya, ulusal, kamucu ve halkçı sağlık politikalarını uygulamaya çağırıyoruz.”
