Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Levent Özeren

Levent Özeren

Yazar

Meral Akşener Ordu'dan geçti

Çarşamba akşam saatlerinde Ordu'daydım.

Cuma günü İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in programına katılmak ana hedefti.

Akşener Çarşamba Kastamonu, Perşembe Sinop ve ilçelerinde esnaf ziyaretlerini tamamlayıp Cuma günü de Ordu programında olacaktı.

Ordu'yu görmemiştim, bugüne kadar gitmek kısmet olmamıştı.

Eşimle birlikte, Perşembe gününü Ordu'yu gezmeye ayırdık.

Hayatımda ne büyük eksiklikmiş.

Hayran kaldım.

Coğrafi güzelliği, deniz ile yeşilin iç içe geçişi, Ege'yi aratmayan koyları bir tarafa;

Şehir merkezinin, çarşı sokaklarının, caddelerin, kilometrelerce uzanan sahilin güzelliği insanı büyülüyor.

Sokak aralarında bulunan kafelerden gelen müzik ve sohbet sesleri, sahilde köpeği ile yürüyüş yapan gençlerin modernliği beni çok şaşırttı.

Ordu'da AVM çılgınlığı henüz kendini göstermiyor.

Bu bile kentin nefes almasına katkı sağlıyor.

Hiç beklemediğim bir tablo ile karşılaştım.

Sanki İzmir'in Alsancak'ında veya Avrupa ülkesinde mağazaların bulunduğu bir caddede geziyormuş gibi hissettim kendimi...

"Böyle bir kentte AKP nasıl seçim kazanır" sorusunun cevabını bulmaya çalıştım gün boyu?

Sonra öğrendim ki Ordu'da kırsal kesim nüfusu, toplamın yüzde 70'ini kapsıyor. Yaşam şekli, yapılaşma sahil ve merkeze göre 180 derece farklılık gösteriyor.

Ordu'yu anlatmayı bir köşe yazısına sığdırmak mümkün değil.

Görmeyenin mutlaka gidip görmesini tavsiye ediyorum.

Cuma sabah Meral Akşener programına başladı.

İlk durak merkez ilçe Altınordu.

Biz biraz erken giderek yerimizi aldık.

Fındık hasat zamanı olması nedeniyle, bazı dükkanlar kapalı.

Ağustos ayı Ordu'da böyle olurmuş, öğrenmiş olduk.

Hayat fındığa endeksli.

Çarşı sakin.

Hava sıcak ve oldukça fazla nemli.

Her şeye rağmen, Meral Akşener ve ekibi yine büyük bir ilgi ile karşılandı.

Henüz iki veya üç dükkanı ziyaret etmişti.

Küçük bir sokağın başında, bir kadın Akşener'in önüne çıktı;

"Meral hanım çok yoruldunuz terlemişsiniz, benim hemen burada çay ocağım var, lütfen bir çayımı için ve biraz dinlenin" deyince, Meral Akşener arkasına baktı, kalabalık arasından danışmanlarına "bilmem zaman var mı" diye sorarken, "hadi içelim" diye kendisi kararını verdi.

Küçük bir sokakta, bir çay ocağında, kalabalık arasında tabureye oturduğunda farkettim.

Üzerindeki giysi boynundan beline kadar ter içinde kalmıştı.

İşte belki de tarihe geçecek fotoğraf kareleri o anda çekildi.

30-agustos-meral.jpg

Ben de telefonumla o anı ölümsüzleştirdim, hemen twit ile paylaştım.

Benden önce o anı medyaya aktaran olduğunu sanmıyorum.

Yazıya başlamadan önce, kafamda tasarladığım metnin hemen aynısını, İYİ Parti Ordu/Perşembe İlçe Başkanı Şenol Anşin sosyal medyasında paylaşmış.

Aynen aktarıyorum;

"Bu fotoğrafa iyi bakın lütfen.

Bir eş, bir anne, bir babaannedir, gördüğünüz hanımefendi.

Kalan ömrünü ailesiyle gezip tozarak, torununu severek geçirebilecekken, o Türk Milletini aydınlık günlere kavuşturabilmek için yollara düştü.

Hiç bir hırs ve ihtirasının olmadığını, bu yola çıkarken "Bu durum bizim bir tercihimiz değil, milletimizin bize yüklediği misyondur" sözünden zaten anlamıştık.

30-agustos-meral-1.jpg

Önüne çıkarılan her türlü engellere, atılan her türlü iftiralara, yapılan fiili ve sözlü saldırılara rağmen, Türk Milletinin talebi ve desteğiyle, Türk Milletinin umudu olan İYİ Partiyi kurmayı başardı.

Her türlü entrikaya rağmen, henüz teşkilatlanmalarını bile tamamlayamamış 7 aylık parti iken, baskın seçime girmeyi ve mecliste grup kurmayı başardı.

Yarım asırlık parti aldığı % 11 oy için bayram sevinci yaşarken, O, alınan % 10 luk oyu yeterli bulmadı ve çok üzüldü.

Vekil seçilmesi kesin olduğu halde, O, oynanmak istenen oyunu gördü ve bu oyunu bozmak için cumhurbaşkanlığına aday oldu.

O zaman da söylediğim gibi, M. İnce üzerinden oynanan oyunla seçilmesi engellendi ve R.T. Erdoğan, birinci turda hedefine ulaştı.

Parlamenter Demokratik Sistemden uzaklaşan ülkemizin, bu ucube sistem ve tek adam yönetiminde bugün getirildiği durum maalesef içler acısıdır.

İşte bu durumu gören ve içine sindiremeyen Genel Başkanımız, tıpkı partimizin kuruluş sürecindeki gibi tekrar yollara düşerek, Anadolu'yu adım adım dolaşmaya başladı.

Bu memleket gezilerinin amacı, iktidarı eleştirmek ya da kötülemek değil. İYİ Partiyi övmek ya da reklamını yapmak hiç değil. Amaç, insanlarımızın dertlerini, sıkıntılarını yerinde görmek, bizzat kendilerinden dinlemek, Milletin Meclisinde gündeme getirmek ve çözümüne yardımcı olmaktır.

İşte bu kapsamda, bugün Ordu'muzdaydı Sayın Genel Başkanımız. O kavurucu sıcakta, bıkmadan, usanmadan, yorulmadan dolaştı caddelerimizde.

Değerli hemşehrilerimizi dinledi.

Kendisi de bir iki kelam etti.

Başkaları klimalı makam odalarından dışarı çıkmadan bizlere salvolar atarken, halkının ayağına giden ve bir esnaf hanımefendinin çay ikramını geri çevirme nezaketsizliğini göstermeyen Sayın Genel Başkanımızın yüzüne ve elbisesine dikkatli bakın lütfen.

İşte o dikkatinizi çeken alın teridir.

Sandıkta vicdanınızla başbaşa kaldığınızda, bu durumu dikkate alacağınıza inancım tamdır.

Ülkemizin İYİ olması dileğiyle."

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları