Mehmet Ocaktan'dan çarpıcı açıklama! Yarın çok geç olabilir

Mehmet Ocaktan'dan çarpıcı açıklama! Yarın çok geç olabilir
AKP eski Milletvekili ve Karar Gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun hapis cezasının onanması, Gezi davasında Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi örneklerini vererek, “Eğer adalet bugün değilse, yarın çok geç olabilir” ifadelerini kullandı.

AKP'Lİ ESKİ VEKİLDEN ÇARPICI AÇIKLAMA! YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR

"Geçmişte sadece ifade özgürlüğü haklarını kullandıkları için mahkumiyetler ve mağduriyetler yaşayan bugünkü AK Parti yöneticilerinin böyle bir yasağı nasıl savunacaklarını doğrusu çok merak ediyorum" diyen ocaktan, son dönemde verilen mahkumiyet cezalarını eleştirdi.

Ocaktan yazısında, “Peki Canan Kaftancıoğlu’na 7 yıl önce attığı tweetler yüzünden ve de İstanbul seçiminin kaybedilmesinden sonra dava açılmasını nasıl izah etmek gerekiyor. Yargımız tweetlerde ifade edilen görüşlerin suç olduğunu ancak 7 yıl sonra görebilmiş olmalı herhalde… İşte şimdi Kaftancıoğlu, ceza aldığı o beş davanın üçü Yargıtay tarafından onanarak siyasi yasağa mahkum edilmiş bulunuyor. Geçmişte sadece ifade özgürlüğü haklarını kullandıkları için mahkumiyetler ve mağduriyetler yaşayan bugünkü AK Parti yöneticilerinin böyle bir yasağı nasıl savunacaklarını doğrusu çok merak ediyorum. Bilindiği gibi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 1997 yılında Siirt’te yaptığı bir konuşmada okuduğu şiir sebebiyle “halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” gerekçesiyle 10 aya mahkum edilmiş ve cezaevinde yatmıştı. Tesadüfe bakın ki Kaftancıoğlu’nun mahkum olduğu davalardan birinin gerekçesinde de aynı ifadeler yer alıyor." dedi.

"25 YIL SONRA HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEMİŞ"

"Eğer adalet bugün değilse, yarın çok geç olabilir" başlıklı yazısında Ocaktan şunları kaydetti:

"Peki 25 yıl sonra ne değişti? Görüldüğü gibi hiçbir şey değişmemiş. O gün de devletimiz kutsaldı, bugün de kutsal devletimiz kendisine yan bakanlara haddini bildirmeye devam ediyor… Oysa anayasal demokrasilerde yargının en temel görevi; siyasi ya da başka bir tesir altında kalmadan, tamamen bağımsız ve tarafsız bir anlayışla halkın vicdan terazisine uygun kararlar alarak adaletin tecellisini sağlamaktır. Maalesef Türkiye Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve anayasamız tarafından güvence altına alınan ifade özgürlüğü konusunda adeta antidemokratik ülkeler ligini çağrıştıran bir fotoğrafı bütün dünyaya göstermiş bulunuyor.

Açıkçası bu görüntü, özellikle AK Parti’nin geçmişten bugüne savunageldiği bütün mağduriyet tezlerini yerle bir etmektedir. Adaletin her zaman, herkes için elzem olduğu dikkate alındığında bugün adaletsizlikleri alkışlayanların da yarın mutlaka adalete ihtiyaç duyacaklarını tekrar tekrar hatırlatmak gerekiyor. Zira yarın çok geç olabilir…

Kabul edelim ki bugün Türkiye yargısal alanda ciddi bir zaaf görüntüsü sergiliyor. Çünkü Türkiye geçtiğimiz günlerde Osman Kavala’yı ağırlaştırılmış müebbete mahkum ederken, kendi iç hukukunun bir parçası haline getirdiği AİHM’ye ve üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi’ne meydan okuyarak uluslararası kurumlarla bağlarını kopardığını açıkça ilan etmişti. Şimdi Canan Kaftancıoğlu’nu da mahkum ederek kapılarını demokratik dünyaya tümden kapatmış bulunuyor."

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İlgili Haberler
Öne Çıkanlar