Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Oğuz Ekici

Oğuz Ekici

Her Telden

Medcezir

Normalde köşe yazarı olmak her konuyu ele almak anlamına gelmiyor. Fakat toplumu ilgilendiren konularda kalem oynatmak, köşe yazarının görevlerinden biri haline geliyor bazen. Bu da öyle bir konu.

Aslında köşe yazarları, bir olayı irdeledikleri zaman daha rahat kalem oynatabiliyor. Ayrıntılar her zaman yazarların işine yarıyor. Ancak ben sıradan bir yazar olmak istemediğim için, kimsenin değinmek istemediği konuyu yazmaya karar verdim…

İzan eksikliğimiz mi var?

Kusura bakmayın ama bazı kelimeleri kullanmak zorundayız. Eğer bugün kullanmazsak, yarın çok geç olacak.

Türk toplumu, 80'lerin başından bu yana ciddi bir izan eksikliği ile boğuşuyor. Yeni medya çağına girmemize rağmen, kendi ülkesinin gerçeklerinden haberi olmayan binlerce genç var…

***

Peki, gençleri kendi ülkesinin gerçeklerinden uzaklaştıran ne? Yine medyanın kendisi değil mi?

Medya, ürettiği rol modeller ile gençleri yönlendirmiyor mu? Sizlere dikkat çeken bir diziyi hatırlatacağım.

Medcezir'i biliyor musunuz? Bilmiyorsanız da muhakkak sosyal medyada rast gelmişsinizdir. Başrollerini Çağatay Ulusoy ve Serenay Sarıkaya oynuyor. İkiliyi de Mine Tugay ile Barış Falay destekliyor.

Tabii Taner Ölmez ve Hazal Ergüçlü'nün katkısını da söylemeden geçmemiz olmaz.

***

Peki bu dizi ne anlatıyor?

Ekonomik ve sosyal anlamda başarısız olmuş, para sorunu çeken, doğal olarak da tüketemeyen ve bu nedenle zorda kalmış insanların yaşadığı bir mahalleden, bir anda Türkiye'nin en zengin insanlarının yaşadığı Altınkoy diye bir ütopyanın içine düşen genç delikanlının, nasıl da yeni hayatına adapte olduğunu anlatıyor.

Alt sınıf ve üst sınıf arasındaki uçurumun, orta sınıfta toplanmasını konu ediniyor.

Dizi, alt sınıftakilere 'siz de başarabilirsiniz', 'sistem size de şans tanıyor' mesajını pompalıyor.

Bunları size söylerken, yapmanız gereken bazı hamleleri de size hatırlatıyor. 'Onun gibi olman için ceketini giymelisin, arabasından almalısın, deniz kenarında yalın olmalı, altında lüks bir araban olmalı'

Mesajı alan alt sınıftaki genç ne yapıyor? Saydıklarımızı elde etmek için ya kolay yoldan para kazanma derdine düşüyor ya da kendisini sisteme teslim ediyor.

Şimdi bu anlattıklarının konu ile ne ilgisi var diyeceksin. Açayım:

Herkes rahat bir hayat arzuluyor. Ancak kimse refahın toplumsal bir kaygı olduğunu görmüyor. 'Ben kurtulayım' düşüncesi, bizi biraz daha birbirimize muhtaç bırakıyor.

Yeniden diziye gelelim…

*

Bu dizi başarılı oldu mu?

Yayınlandığı dönemde reyting rekorları kıran dizi, son bölüm tarihinin üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen hala izleniyor, paylaşılıyor ve izleniyor.

Diziyi yazanlara, yapanlara bir sözüm yok. İzleyenlere de bir sözüm yok. Benim sitemim bizi bu hale getiren sisteme.

İnsanları metalaştıran, duygularından arındırarak kazandıkları ile var sayan sisteme sitem ediyorum. İşte yukarıda saydığımız bütün bu aksaklıkların sebebi bu sistem.

Çünkü bu sistemde:

Bilginin,

Birikimin,

Makul olmanın

Tarihin

 Kültürün ve en önemlisi maneviyatın yeri yok.

Türk toplumu, bu ve bu tür kurgularla kendi gerçekliğinden koparılıyor. Peki, sadece dizi ve film sektöründe mi sıkıntılar var?

Hayır, gazetecilik de büyük sorunlar yaşıyor.

Kültür işçiliği gazetecilik, her geçen gün biraz daha plaza mesleğine dönüyor. Her geçen gazetecileri biraz daha beyaz yakalılara yaklaşıyor. Bu söylediklerim beyaz yakalıları kötülemesin, gazeteciliğin temel prensibi halkın bilmediği bir bilgiyi halka taşımak… Halkın zaten bildiği şeyleri yeniymiş gibi sunmak değil.

Tüm bunların yanı sıra, her geçen gün bilgi toplumu idealinden biraz daha uzaklaşan Türk gençliği, dizi ve film sektörü tarafından yaratılan 'ütopyaların' içine çekiliyor.

Sistem, daima tüketenin ayakta kalacağı izlenimi veriyor. Reklamlar, sürekli güzel görünmek isteyen erkek ve kadınlara hitap ediyor. Üstelik de gençler, kendi ayakları ile gidiyorlar avcılarının yanına.

Bilginin gerçek güç olduğunu kavrayamayan toplumlar tarih sahnesinde debelenmeye devam ediyor.

Peki, bu debelenme nereye kadar devam edecek? Hiçliğin gücü ne zaman kaybolacak? Hiçbir anlam ifade etmeyen içerikler ne zaman tüketilmeyi bırakılacak.

Örümcek kafalar ne zaman, gerçek gücün kültürel birikimde olduğunu anlayacak.

Yakında, çok yakında…

Dünya, yeniden ulusal ekonomilere ev sahipliği yapacak dediğimizde gerçekçi bakılmıyordu. Bu dip dalgası, gençlerimizde de bir aydınlanmaya neden olacak.

Türk gençliği, arkasındaki ve önündeki fırsatları gördükçe Atasına ve bıraktığı mirasa biraz daha sahip çıkacak. Aslında aradığımız kanın, damarlarımızda mevcut olduğunu göreceğiz.

Çok yakında yeni dünya düzeninde Türkiye de yerini aldığı zaman, bugün 'fikir işçiliği bitti, artık devir böyle' diyenlerin halini göreceğiz.

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları