Değerli okuyucularım Yeniçağ gazetemizin sitesinden bir haber aktarıp Türkiye'de 16 Nisan sonrasında kurulan Saray Rejiminin tehlikesini sizlere anlatacağım.
Haber kısa olduğu için tamamını siz okuyucularımla paylaşıyorum:
"Azerbaycan'da iktidardaki Yeni Azerbaycan Partisi, oy çokluğuyla milletvekillerinin Meclis'ten çekilmesine karar verdi.
Azerbaycan'ın Yeni Azerbaycan Partisi "Meclis ve Yönetim uyuşmazlığını" sebep göstererek meclisten milletvekillerinin istifa ederek hükumetin feshedilmesi gerektiğini açıkladı.
Yeni Azerbaycan Partisi'nden konuya ilişkin "Bu karar Millî Meclis'in şu anki unsurları ile Cumhurbaşkanı'nın politikaları arasındaki uyumsuzluk sebebiyle alınmıştır" açıklaması geldi.
Alınan kararı Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in onaylaması durumunda Azerbaycan'da yeni parlamentonun oluşturulması için erken seçime gidilecek."
***
16 Nisan Saray Rejimi 2.5 milyon mühürsüz oyla geçerken Meclis feshedilecek demiştik. Olur mu ya!.. Dediler. Azerbaycan'da da çok partili hayat olduğunu yukarıdaki haberde görüyoruz. Haberdeki şu ayrıntıya dikkat: "Bu karar Millî Meclis'in şu anki unsurları ile Cumhurbaşkanı'nın politikaları arasındaki uyumsuzluk sebebiyle alınmıştır." Açık net yazıyor değil mi okuyucularım. Meclis Cumhurbaşkanı'na uyumlu değil Meclis'i feshediyoruz. Yazık Azerbaycan'a.
Bunun aynısı Türkiye'de olmaz ya!.. Diyeceklerdir. Bal gibi olur.
Ne diyor 16 Nisan anayasa değişikliğinde ilgili anayasa maddesi?
Şunu diyor: Cumhurbaşkanı, Meclis'i feshederse Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de yeniler.
Bu Meclis'i feshetmek değilmiş. Meclis'in seçim kararını neden Cumhurbaşkanı alıyor? Bu tek adamın kararı ile Meclis seçimlerinin yenilenmesi kararı fesih değil de nedir?
TBMM, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın partisinin ilgili sayısı yeterli olmasaydı ne olurdu? Seçim yenilenseydi 7 Haziran, 1 Kasım gibi Erdoğan kazanasıya kadar seçim olmazdı da ne olurdu?
Bugün MHP kuvvetli bir muhalefet partisi olsaydı, Erdoğan'ın partisi AKP, Meclis çoğunluğunu kaybetmiş olacaktı. TBMM seçimlerini yenilemek Azerbaycan'daki gibi Cumhurbaşkanı ile uyumsuz Meclis'i feshetmek değil ne nedir?
***
Türk dünyasındaki demokratlar Türkiye gibi Parlamenter Rejimi hayal ederken bizim onlara benzeyip Tek Adam Rejimini almamız bize yakıştı mı? Elbette yakışmadı.
Elbette Meral Hanım'ın dediği gibi, iyileştirilmiş Parlamenter Rejimi Türkiye'ye geri getirmeliyiz. Ama dünya görüşümüz, önce Türk dünyasına Parlamenter Rejimi sonrasında da İslam dünyasına bu sistemi ihraç etmek olmalıdır.
***
Parlamenter Rejimi Türk dünyasına da ihraç etmemiz Azerbaycan'la ilgili Yeniçağ'dan aktardığım haberde de gördüğümüz gibi çok önemlidir.
***
İyileştirilmiş Parlamenter Rejimi Türkiye geri getirmek için öncelikle Millet İttifakı'nın bir adayını Cumhurbaşkanı yapmalıyız. Sonrasında zaten iyileştirilmiş Parlamenter Rejim anayasasını zaten Meclis'ten geçirmek ve referandum kolay bir iş olur.
***
Türkiye'ye tekrar gelen Parlamenter Rejim sonrasında Türk dünyasına ihraç olunması meselesi de kolaydır. Çünkü Türk dünyasındaki demokrasi sevdalıları başlarındaki tek adamların ülkelerini esir almasından bıkmışlar. Türkiye'ye bakarak Millet İttifakı'nın zaferini bekliyorlar.
Ankara, İstanbul Millet İttifakı'nın zaferi sonrasında, Türk dünyasındaki demokrasi sevdalısı soydaşlarımız için umut ışıkları yandı.
31 Mart ve 23 Haziran sonrasında iki yazımda da İstanbul ve Ankara'daki oylarımızla Türkistan'a selam çaktık diye yazmıştım. İşte bugün o yazılarımın haklılığı bu Azerbaycan haberinden sonra bir kez daha ispatlandı.
***
İslam dünyası da Parlamenter Rejimi hak ediyorlar. Demokrasi sevdalısı Müslüman kardeşlerimiz de İstanbul ve Ankara seçimlerini Millet İttifakı'nın kazanmasından sonra umutlandılar.
