6''lı masanın dağılması önemli siyasi sonuçlar doğurur:
1 - Recep Tayyip Erdoğan önümüzdeki yıl yapılacak seçimde cumhurbaşkanlığına yeniden seçilir.
2 - Ak Parti-MHP ittifakı Meclis''te çoğunluğu yakalar.
3 - Ülke bir dönem daha mevcut iktidar tarafından yönetilir. Ekonomi, demokrasi, ifade özgürlüğü, hukuk alanlarında bugünkü sorunlar ağırlaşarak sürer.
4 - 6''lı ittifakı oluşturanlardan Saadet, Deva, Gelecek ve Demokrat partileri yeni bir ittifakta buluşup milletvekili seçimine bu şekilde giremezlerse baraj altında kalırlar. Temel Karamollaoğlu, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu ve Gültekin Uysal''ın liderlik serüvenleri hayal kırıklığı ile sona erer. Partileri de ya siyasi hayatlarını noktalar ya da yola yeni liderlerle devam eder.
5 - CHP''deki iç huzursuzluk seçimin ardından tavan yapar. Olağanüstü kurultaya gitmek kaçınılmaz olur. Yapılacak genel başkanlık seçiminde Kemal Kılıçdaroğlu yeniden genel başkan olamaz. Parti girdiği krizden yeni başkanıyla çıkmaya çalışır.
6 - İYİ Parti Meclis''e geçen seçimden daha güçlü şekilde girer. Ancak Cumhur İttifakı iktidarının sürmesinin ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönülemeyecek olmasının burukluğunu yaşar.
7 - Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde bir arada hareket edemeyen Millet İttifakı partileri yerel seçimlerde de birleşemez. Diğer yandan Ak Parti yeniden iktidar olmanın moraliyle yerel seçimleri de önde tamamlar.
8 - HDP''nin davası muhtemelen kapatma kararı verilmesiyle biter. Bu partiden seçilip Meclis''e girenlerin milletvekilliklerinin devam edip etmeyeceği siyasi gündemin önemli bir tartışma konusunu oluşturur. Kürt seçmenin oyuna talip yeni siyasi oluşumlar doğar.
***
Sonuç olarak diyeceğim şu:
CHP adına konuşanların cumhurbaşkanı adayı konusunda dayatma içine girmeleri nezakete uymadığı gibi siyasetin doğasına da ters düşüyor.
Masanın ayakta kalabilmesi ve gelecek için umut verebilmesi için ağızdan çıkan sözlere azami derecede özen gerekiyor.
Aksi takdirde yukarıda maddeler halinde dile getirilen senaryo bir gerçek olarak karşılarına çıkabilir.
"BİZ İDARE EDERİZ!"
Avrupa ülkeleri, Rusya''nın doğalgaz sevkiyatında kesintiye gitmesi yüzünden ciddi önlemler almaya başladı.
Binaların, mağazaların ışıklandırılmasına sınırlama getirildi.
Kış aylarında resmi binalarda en yüksek sıcaklığın 19 derece olmasına ilişkin kararlar alınıyor.
Ampulleri söndürüp mumla idare eden restoranlar var.
Her gün birkaç saat elektrik kesintisi yapılması tartışılıyor.
Yüzme havuzlarında bile suyun belli bir sıcaklığın üstüne çıkmaması isteniyor.
Kapatılan nükleer santraller yeniden açılıyor. Yeni santraller açılması için hazırlıklar yapılıyor.
Enerji tasarrufu önlemlerine uymayanlara hapis cezası verilmesine ilişkin yasa teklifi hazırlayan ülke bile var.
***
Avrupa böyleyken bizde tasarruf önlemlerinin zerresi yok.
"Rusya''yla iyi geçiniyoruz, bu nedenle gazımız kesilmez. Biz idare ederiz!" havası hâkim.
Yanlış bir yaklaşım bu.
Putin''in sağı solu belli olmaz.
Bugün yüzümüze güler, yarın bir şeye kızar vanaları kapattırır.
Şu aşamada yapılması gereken, enerji tasarrufu önlemlerini vakit geçirmeden başlatmaktır, bir...
Güneş ve rüzgâr enerjisi yatırımlarına daha fazla kaynak ayırmaktır, iki...
Denizlerimizde doğalgaz ve petrol arama çalışmalarını yoğun biçimde sürdürmektir, üç...
Akkuyu''da yapılmakta olan nükleer santralin devreye girmesinin öne çekilmesi için gayret göstermektir, dört...
