Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

Mağduriyet galibiyet getirir

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında YSK üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla verilen 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis cezasının önemli siyasi sonuçları olacaktır.

Birkaç maddede toplayalım:

-Ekrem İmamoğlu''nun Cumhurbaşkanı adayı olması çok zorlaşmıştı. Mahkemenin verdiği kararla İmamoğlu adaylık potasına yeniden ve güçlü bir şekilde girdi.

-Mahkemenin kararını açıklayacağı önceden bilindiği halde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu''nun Almanya gezisine çıkması büyük hataydı. Kararın açıklanması sırasında ve bunun hemen sonrasında Saraçhane''deki toplantıda İmamoğlu''nun yanında bulunması ve karara tepki vermek için gelen vatandaşlara seslenmesi gerekirdi. Gerçi sonradan alelacele yurda döndü ve sert sözler söyledi ama kararın ardından sıcağı sıcağına yapacağı konuşmanın anlamı herhalde daha başka olurdu.

-İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, siyaseti en iyi okuyan ve bunun gereğini yerine getiren lider olduğunu bir kez daha gösterdi. Mahkemenin kararından hemen sonra İmamoğlu''nun yanında yer alması, birlikte halka hitap etmesi etkin bir muhalefetin nasıl yapılacağı konusunda diğer liderlere örnek niteliğindeydi.

-Ak Parti, ekonomik krizin yarattığı oy heyelanını toplumun çeşitli kesimlerine ardı ardına verdiği vaatlerle ve kimi dış politika ataklarıyla durdurmaya, kayıplarını telafi etmeye çalışıyordu. Mahkemenin kararı bu havayı bozdu, çoğu seçmende iktidar partisinin yargıyı kullanarak rakiplerini yok etmeye çalıştığına ilişkin algı güçlendi.

-Siyasette mağduriyetin son toplamda mağdur olana yarayacağını Ak Partililerin geçmişte yaşananlardan, özellikle de Recep Tayyip Erdoğan''a bir şiir okudu diye verilen hapis cezasından ve sonrasında olup bitenlerden gayet iyi bilmeleri gerekirdi. Ne yazık ki bunu unutmuş oldukları görüldü.

                                                                                                                      ***

"Jüri" görevini iyi yapıyor

Mevzuatta yoksa da uygulamada var.

Bir hâkim ne zaman kamuoyu vicdanını rahatsız eden bir karara imza atsa "toplumsal jüri" hemen sosyal medyada toplanıp tepkisini ciddi biçimde ortaya koyuyor ve sonuçta hâkim verdiği kararı değiştirmek zorunda kalıyor.

Bunun son örneğini 6 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismar olayında yaşadık.

Davanın görüleceği mahkemenin hâkimi 2023''ün Haziran ayına gün vermişti. "Toplumsal jüri" bastırdı, dava tarihini 2023''ün Ocak ayına çektirmeyi başardı.

6 yaşındaki kızın babası ile sözde eşi için mahkeme tutuklama kararı vermemişti. "Toplumsal jüri" bir kez daha devreye girdi ve mahkemenin iki zanlı hakkında da tutuklama kararı vermesini sağladı.

...

Bu olay vesilesiyle şunu da vurgulamak isterim:

Hâkimler vicdanları yaralayan kararlar verdiklerinde bunu siyasi baskıya bağlayanlar oluyor.

Bazı davalar için böyle bir şey mümkündür.

Ama siyasetin hiç konusu olmayacak konularda da çok tartışılan kararlar verebiliyor hâkimler.

Bunun nedenini ben son yıllarda ardı ardına açılanlarla birlikte hukuk fakültelerinin sayısının 84''e çıkarılmasına bağlıyorum.

Yeterli öğretim kadrosu olmadan açılan hukuk fakültelerinden mezun olanlar hâkim olduklarında baktıkları davalarda bazen fena halde bocalıyorlar, evrensel hukukun temel ilkeleriyle hiç bağdaşmayan kararlara imza atabiliyorlar.

Doğru bir hukuk sistemi oluşturmak isteniyorsa buna yargının bağımsızlığını sağlamanın yanı sıra hukuk fakültelerine çeki düzen vererek başlamak gerekiyor.

Yeterli öğretim kadrosu olmayan hukuk fakülteleri ya tümüyle kapatılmalı ya da öğretim kadrosu tamamlayıncaya kadar eğitimine arar vermelidir. 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları