Medyaya yansıyan haberlere göre ünlü bir kripto para borsasının kurucusu "dahi çocuk" diye adlandırılan Sam Bankman-Fried bir günde tam 14.6 milyar dolar kaybetmiş.

Bir diğer kripto para borsası son iki yılın en düşük seviyesine inmiş. 1000 dolar yatıranın 750 doları uçmuş. Hesapta görünen 250 doların ne olacağı ise meçhulmüş.

Milyonlarca yatırımcı kara kara düşünüyormuş.

Bana kalırsa insanlar hiç emek harcamadan kolayca para kazanmak, bir anda büyük servetlere ulaşmak için bu alana yöneliyorlar.

Kapitalist dünya görüşünün "hediye"si hastalıklı bir anlayış var ortada yani.

O yatırımcılara keşke sözlerini dinleyecekleri biri şu tavsiyeyi yapsa:

"Zengin olmak, mutlu yaşamak istiyorsanız bunun sağlıklı yolu çalışmak ve üretmektir.

Kişisel kurtuluşunuzu lütfen başka yerde aramayın!"

***

Onlar bizim misafirimizdir

Geçen hafta çok üzücü iki olay yaşandı.               

Bunlardan ilki Bursa''da bir evde 8''i çocuk 9 Suriyelinin sobadan çıkan yangında yaşamlarını yitirmesiydi.

İkinci olay ise Ankara''da bir evde oldu. 5 Afganlı gençten biri boğularak 4''ü ise bıçaklanarak öldürüldü.

Bu iki olay vesilesiyle şunu söylemek istiyorum:

Korkunç bir savaştan kaçıp gelen Suriyeli sığınmacıları da, daha iyi bir yaşam özlemiyle Türkiye''ye koşan başta Afganlılar olmak üzere tüm düzensiz göçmenleri de ülkelerinde güvenli ortamlar oluştuktan sonra göndermek gerekir.

Buna hiç itirazım yok.

Ama o insanları ülkemizde bulundukları sürece koruyup gözetmeliyiz.

Örneğin, Suriyeli ailelerin insanca yaşayacakları konutlarda oturmalarını, geçinebilecekleri bir işte çalışmalarını, çocuklarının okula gitmelerini sağlamamız gerekir.

Aynı şekilde Afganlılar başta olmak üzere düzensiz göçmenleri de ülkemizden ayrılacakları tarihe kadar temel ihtiyaçlarını karşılayarak güvenli ortamlarda tutmak boynumuzun borcu olmalıdır.

Bize yakışan budur.

***

Maçın süresi

Real Madrid Başkanı Florantino Perez, futbol maçlarının süresinin çok uzun olduğunu, bunu kısaltmak gerektiğini söylemiş.

Barcelona''nın ünlü oyuncusu Gerard Pigue de Perez''in görüşüne destek vermiş.

Bir futbolsever olarak bu iki spor adamına da yürekten katılıyorum.

Stadyuma gitmek, bilet almak, tribünde yer aramak, iki saate yakın maç izlemek, sonra evin yolunu tutmak neredeyse bir gününü alıyor insanın.

Maçları televizyonda izleyenler için de benzer bir durum var. Saatlerce ekran karşısında durmak hiç de kolay bir şey değil.

Bugünün dünyasında zamanı bu kadar cömertçe harcamak büyük savurganlık gibi geliyor bana.

...

Konunun bir diğer önemli boyutu da şu:

Kamplar, antrenmanlar, seyahatler, maçlarda durmaksızın koşturmak, mücadele etmek, toplara kafa atmak, faullere maruz kalmak, çeşitli sakatlıklarla karşılaşmak futbolcuların sağlığını olumsuz etkiliyor.

Böylesine zorlu bir yaşam çoğu kez ortalama ömür süresini bile görmeden ölüme götürüyor futbolcuları.

Yani hem seyirci, hem sporcu, hem televizyon izleyicisi açılarından değerlendirildiğinde, maçların süresinin kısaltılmasında yarar var.