Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mehmet Akif Cenkci

Mehmet Akif Cenkci

Koronavirüsle çalışma hayatı ve sağlık tedbirleri...

Kıymetli okuyucularım, bir önceki köşe yazımda koronavirüsün iş dünyası ve çalışma hayatına olan etkilerinden bahsetmiştim. Yazımın sonunda koronavirüsün tehlikesinin büyük etkisinin ise çok yönlü olduğunu yazmıştım. Tabii ki bu çok yönlü etkilerinin başında iş dünyası ve çalışma hayatı gelmektedir.

Koronavirüs için tedbirler alınmaya ve hatta alınan tedbirler gün geçtikçe arttırılmaya devam ediyor. Memlekette insanlar sokağa neredeyse çıkamaz hale gelmişken, birçok işletmenin kapalı olması ekonomik dengelerin bozulmasına ve ayrıca birçok kişinin işsiz kalmasına neden olacaktır. Spor salonları, kıraathaneler, kafeler, oyun salonları, gece kulüpleri ve eğlence mekanları, çay bahçesi, gazino, internet kafe, tiyatro ve sinema salonları, okullar gibi birçok kurum ve işletmelerin kapalı olması dolaylı ve direkt olarak bir takım ekonomik dengeleri bozmuş, bu işletmelerde çalışan insanları da etkilemiştir. Ham madde ithalatında yaşanan sıkıntılar nedeniyle fabrikalarda üretime ara verilmiş, işçiler ise şimdilik yıllık izine çıkarılmış veya ücretli ve ücretsiz izine gönderilmişlerdir. Hâl böyle olunca var olan işsizler ordusuna yeni katılımların olması kuvvetle muhtemeldir.

Elbette ki halk sağlığını korumak ve kollamak için gerekli tedbirler alınmalı ve harfiyen uyulmalıdır. Koronavirüsün ekonomik ve çalışma hayatındaki olumsuz etkilerini azaltmak için devletin gerekli önlemleri alması kaçınılmaz olacaktır.

Sayın Cumhurbaşkanının açıkladığı ekonomik paket incelendiğinde kamuoyunun pek de memnun olmadığı açık ve nettir. Umarız ki çok da zaman kaybetmeden reel anlamda gereken önlemler alınır, halkın mağduriyeti giderilir.

Peki vatandaş siyasi iktidardan ne bekliyordu ne aldı?

Öncelikle iş yerlerini kapatmak zorunda kalan küçük işletmeler kira desteği bekliyorlardı, elektik, su ve doğal gaz faturalarında KDV'nin sıfırlanması ve borçların ileri bir tarihe ötelenmesini bekliyorlardı. Bu sıkıntılı süreçten çıkabilmek için kamu bankalarından düşük faizli ve en az 6 ay ödemesiz kredi imkânın sunulmasını bekliyorlardı. İşverenler ve işçiler bireysel banka borçlarına erteleme bekliyorlardı. İşçiye ücretli izin desteği, işsize ise sosyal ücret desteği bekliyorlardı. SSK, BAĞ-KUR ve vergi borçlarında faiz indirimi yapılarak yapılandırma bekliyorlardı. 'Evde Kal, Dışarı Çıkma' kampanyası başlatan siyasi iktidar iç hat uçuşlarında KDV'yi %1'e indirirken, temizlik ve gıda ürünlerinde herhangi bir KDV indirimine gitmemesi mantıkla ilişkilendiremediğimiz durumlardan sadece biridir.

Yapılan resmî açıklamalardan da anlaşılacağı üzere koronavirüs illetinden dolayı ülkemizde 150 bin civarında işletmelerin faaliyetlerine ara verdiği anlaşılmaktadır. Bu işletmelerin SGK ve VERGİ borçlarının ötelenmesi kararı yerinde ve doğru bir karar olup, alınması gereken önlemler bakımından yetersizdir. Tarafıma da ulaşan birçok şikayetlerden de anladığımız işverenlerin bu zorlu süreçte personellerini yıllık izine çıkardıkları veya ücretsiz izine gönderdikleridir. Hatta işten çıkardıkları da olmuştur. Hükümet tarafından bu durum görmezden gelinmiş ne işvenler ne de işçiler tarafından beklentiler karşılanmıştır.

Koronavirüs sürecinde işçi işveren ilişkisinde uygulanabilecek yöntemler ise;

İşçilerin yıllık ücretli izin hakları var ise bu kullandırılır. Yıllık izine çıkışta yazılı izin talebi alınmalıdır.

Telafi çalışma uygulaması yapılabilir, İş Kanunu 64. Maddesine göre zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra iş yerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle iş yerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, işveren iki ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilir. Bu çalışmalar fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmaz. Salgın hastalık nedeniyle ücretli izin verilen işçilere çalışılamayan bu süreler için telafi çalışma yaptırılabilinir. Bu iki aylık süre destek paketi kapsamında 4 aya çıkarılmıştır. 

Ücretsiz izin sisteminde ise; işveren tarafından işçilere ücretsiz izine çıkmaları teklif edilebilir. Ancak işçiyi ücretsiz izine göndermek işverenin tek başına alabileceği bir karar değildir. İşçinin rıza göstermesi gerekmektedir ve bu durum da yazılı olarak belirtilmelidir. Tarafıma ulaşan şikayetlerde birçok işverenin işçilerin rızasını almadan ücretsiz izine çıkardıkları görülmektedir. Bu durumda işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshetme hakkı olup, kıdem tazminatı talep edebilmektedir.

Kısmi süreli çalışmada da aynı şekilde işçinin yazılı rızasının alınması gerekmektedir.

Uzaktan çalışma modeli, iş kanununa 2006 yılında girmiştir. İşçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme borcunu evinde teknolojik araçlarla gerçekleştirilmesidir. Salgın hastalık nedeniyle uzaktan çalışma yaptırılacak personellerin iş sözleşmelerine ek bir protokol yapılabilir.

Tüm bu tedbirlerin sonuç alınmaması veya işçinin kendisine teklif edilen değişiklikleri reddetmesi halinde işverence iş sözleşmesi geçerli nedenle feshedilerek kıdem ve ihbar tazminatları ödenir.

İşverence yapılacak toplu işçi çıkarma durumunda, işverenlerin dikkatli olmaları gerekmektedir. Bu durumu en az 30 gün önceden İŞKUR'a bildirmelidirler. Gerektiğinde de konusunda uzman kişilerden destek almalıdırlar.

Kısa çalışma ödeneği koronavirüs salgınında gündemimize tekrar gelmiştir. Ancak kısa çalışma ödeneği sanıldığı kadar çok da basit bir sistem değildir. İşverenin zorlayıcı sebeplerle iş yerindeki çalışma süresinin önemli ölçüde azaldığı veya durduğu zamanlarda İŞKUR'a başvuruda bulunarak ve iş müfettişleri tarafından uygunluk tespitinin verilmesi gerekmektedir. Kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilmek için işçinin kısa çalışmaya başladığı tarihte, çalışma süreleri ve işsizlik sigortası primi ödeme gün sayısı bakımından işsizlik ödeneğine hak kazanmış olması yani kısa çalışmanın başladığı tarihten önceki son 120 gün hizmet akdine tabi olanlardan son 3 yıl içerisinde en az 600 gün süreyle işsizlik sigortası primi ödenmiş olmalıdır. Kısa çalışma ödeneği kapsamında işçilere kısa çalışma ödeneği verilir ve genel sağlık sigortası primleri ödenerek sağlık hizmetlerinden yararlanabilirler. Ödenek miktarı ise işçinin son 12 aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının %60'ıdır. Kısa çalışma ödeneği miktarı, aylık asgari ücretin brüt tutarının %150'sini geçemez. Örneğin; son 12 ay boyunca asgari ücretli çalışan biri için damga vergisi düşüldükten sonra 1.752,40 TL kısa çalışma ödeneği alabilir.

Koronavirüs ile hem sağlık açısından hem de ekonomi açısından devlet, millet, işçi, işveren hep birlikte mücadele etmeli, devletin aldığı önlemlere harfiyen uymalı, ekonomik yönden alınması gereken tedbirlere ise sağlık yönünden alınan tedbirler kadar önem gösterilmeli ve artırılmalıdır. 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları