Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Oğuz Ekici

Oğuz Ekici

Her Telden

Koronada gizlenen gerçek

Evet, belki sizi artık sıktık. Hem medya genelinde, hem de şahsım olarak söylüyorum bunu. İnsanlar artık korona virüs ile ilgili hiçbir şey okumak istemiyor, duymak istemiyor. Belki de haklılar. Ancak daha konu hakkında söylenmesi gereken önemli sözler var.

Mesela bunlardan ikisi, sürü bağışıklığı ve aşı konusunda. Sürü bağışıklığı noktasında İngiltere'de yaşanan olayları, BBC'nin haberinden inceleyelim:

İngiltere'de 12 Mart Perşembe günü hayat normal bir şekilde devam ediyordu. Gazetelerin arka sayfalarını Atletico Madrid'in Anfield Stadı'nı dolduran 50 bin taraftar önünde Liverpool'a karşı aldığı zaferle ilgili haberler süslüyordu.

Gün boyunca, dükkânlar dolu, milyonlarca kişi de evinden işine arabasıyla ya da kalabalık trenlerle ulaşmaya çalışıyordu.

Akşam çöktüğünde ise birçok kişi dışarıya çıkmaya başladı. İngiltere'nin dört bir yanında insanlar irili ufaklı birçok etkinliğe katılıyordu.

Her şey olağan akışında görünse de, çok da normal bir zaman değildi. Yeni tür korona virüs dünya geneline yayılıyordu.

Aynı gün İtalya, hayati malzeme satmayan dükkânları kapatmış, İrlanda ve Türkiye de okulların kapanacağını açıklamıştı.

Şimdi geriye dönüp bakıldığında hep aynı soru soruluyor: İngiltere, kısıtlayıcı önlemler almakta geç mi kaldı? Ülkenin dört bir yanında bu dönemde kalabalık etkinliklerin düzenlenmesine devam edilmeli miydi?

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Şubat ayı sonundan bu yana hükümetlere virüsün yayılmasını kontrol altına almak her türlü önleme başvurmaya çağırıyordu.

Bazı ülkeler de virüsün yayılmasını baskılamak için test ve takip programlarına hız vermişti.

Ancak, 12 Mart'ta İngiltere test çalışmalarını durdurarak, hasta olanların hastanelere kabul edilmesine odaklanmaya başladı. Bu dönemde, İngiltere'de bilinen korona virüs vaka sayısı 590'dı. Vaka sayısı bir haftada dört katına çıkmıştı.

Hükümet, "kontrol altına alma" aşamasından "geciktirme" aşamasına geçtiğini açıkladı. Risk düzeyi, yüksek olarak belirlendi ve semptom gösteren herkesten bir hafta boyunca kendini karantinaya alması istendi.

Sokağa çıkma kısıtlamaları ise henüz gündemde yoktu. Başbakan Boris Johnson, Bilim Baş Danışmanı Sir Patrick Vallance ve Sağlık Direktörü Prof. Dr. Chris Whitty, düzenledikleri basın toplantısında okulları açık tutma ve kamuya açık büyük etkinliklerin düzenlenmesine izin vermeyi içeren politikalarını açıkladı.

Johnson, bilimsel tavsiyelerin büyük etkinliklerin iptal edilmesinin hastalığın yayılmasında etkili olmayacağına işaret ettiğini söyledi.

Prof. Dr. Whitty, sosyal mesafe kurallarının "çok erken" uygulama sokulmasının insanların bıkmasına ve kurallara uymamasına yol açma riski taşıdığını aktardı.

Vallance da "sürü bağışıklığı" kavramından bahsetmeye başladı. Korona virüsle ilgili olarak, "Herkesin bu virüsü kapsamını engelleyemeyiz ve ayrıca bu da arzu edilebilir bir durum değil. Zira, toplumda belli bir bağışıklık düzeyine ulaşmak istiyoruz. Bu virüsten ileride de kendimizi koruyabilmek için bağışıklığa ihtiyacımız var" dedi.

Johnson, insanların ellerini sık sık yıkamayı unutmamaları gerektiğini tekrarladı.

Ertesi gün 10 binlerce insan Altın Kupa yarışlarını izlemek için Cheltenham Hipodromu'na akın etti.

Sir Patrick Vallance, BBC Radio 4'ün Today programına katıldı. Burada, hükümetin yaklaşımının arkasında "zirveyi aşağı çekme" ve insanların çoğunlukla hastalığı "hafif atlattığı" için "belli bir derecede sürü bağışıklığı oluşturarak… daha fazla kişinin bu hastalığa karşı bağışıklık kazanması ve yayılımı azaltma" çabasının yattığını düşündüğünü söyledi.

Aynı zamanda, sağlık durumu iyi olmayan kişilerin de bu virüsten korunması gerektiğini aktardı.

Hastalığın daha sonra değil de şimdi yayılmasına izin vermenin "iyi birşey" olup olmadığına ilişkin soruya ise, kısa bir süre zarfında yüksek enfeksiyon rakamlarına ulaşarak, Ulusal Sağlık Hizmetleri'nin (NHS) kapasitesinin zorlanmasını istemediğini söyleyerek yanıt verdi:

"Yani, eğriyi düzleştirmekten bahsediyorum. Bunu durduramazsınız. Dolayısıyla, daha düz bir zirve oluşturmanız gerekir. Bu zaman zarfında da daha fazla kişinin bu virüse karşı bağışıklığı oluşacağını ve bu sürecin önleyici bir parçası olacağını beklersiniz."

Geçmişte yaşanan salgınların, virüsü çok güçlü bir şekilde baskılamak için alınan önlemlerin, etkisi azaldığında geri tepme riski taşıdığını ortaya koyduğunu da sözlerine ekledi.

İŞTE KORONADA GİZLENEN GERÇEK

Peki, şimdi İngiltere'de günlük hasta ve toplam vefat sayıları kaç biliyor musunuz? Toplam vaka sayısı 465 bin 704, toplam vefat sayısı 37 bin 753, günlük vaka sayısı ise 11 bin 528…

Bu ne demek oluyor? Bilimsel verilere göre, sürü bağışıklığı koca bir yalandan ibaret oluyor. Siyasetçilerin kendi çıkarlarını korumak için ortaya attıkları koca bir 'hiç' oluyor.

Üstelik 'sürü bağışıklığı' yalanı ortaya atılırken, toplumda bağışıklık sistemi zayıf olan kronik hastalar, kanser hastaları ve 65 yaş üstü vatandaşlarla ilgili hiçbir söz söylenmiyor. Bu gruplar resmen kendi kaderine bırakılıyor…

Bahsettiğimiz gruplara sürü bağışıklığı durumunda ne olacağını kimse söylemiyor, ya da söylemek istemiyorlar. Gizliyorlar, çünkü işlerine öyle geliyor.

Nerede insanlık? Nerede tüm insanların can ve mal güvenliğini korumaya sözleşme yapmış devlet anlayışı? Ortada yok, uçmuş…

AŞI MESELESİ

Şimdi geldik aşı meselesine… Son zamanlarda üst üste haberle çıkıyor, zenginlerin korona aşısına önceden eriştiği hatta bu aşıların önemli bir bölümünü satın aldıklarını yönünde.

İşte tam burada, dünyadaki tüm devletlere önemli bir görev düşüyor. Dünya vatandaşları da kendi devletlerinin bu sınavı nasıl verdiğine iyi bakmak zorunda, çünkü ülkelerinde mutlu ve mesut yaşamalarının koşulu buna bağlı.

Eğer devletler, korona aşısını öncelikle kendi ülkelerinde yaşayan riskli gruplara değil, cepleri dolarla dolu olan 'gizli' gruplara verirse, orada devletin devletliğinden önemli bir bölümü eksilmiş demektir. Sağlık hizmetleri her insanın, parası olmasa bile ulaşması gereken en hayati ve en temel hizmetlerden biridir.

Yani, hepimiz gibi olan Ayşe Teyze, Corc Amca,  ya da Jenifer Abla bu aşıya ulaşamayacak da küresel baronların, şımarık çocukları bu aşıya ulaşacaksa, bu dünyaya adalet gelmesi için bir bu kadar zaman daha gerekiyor demektir.

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları