Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Oğuz Ekici

Oğuz Ekici

Her Telden

Korona aşısı olmazsak başımıza bunlar gelecek! Koronada yeni tehlike...

Korona virüs salgını hızla can almaya devam ediyor. Salgının, başladığı Nisan ayından bile daha korkutan boyutlara ulaşması, virüs ile ilgili başlangıçtaki kehanetleri bir kez daha akıllara getiriyor.

Korona testi yaptıran herkesin patır patır 'pozitif' çıkması, 'acaba mı?' dedirtiyor... Üstelik, bilim insanlarının 'Dünya üzerinden 850 binden fazla korona benzeri virüs var' demesi ile birlikte, bazı tezler daha da kuvvetleniyor.

Birazdan yazacaklarımızı ciddiyetle okumayın, ancak ciddiyetsiz şekilde de okumayın. Biz elinde kalemi olanların tek amacı, okuyucularının aklını çelmek, bir konu hakkında düşünmelerini sağlamaktır. Bunun haricinde elimizde birilerini suçlayacak kesin bilgiler ya da belgeler yok.

İsterseniz başlayalım...

Dünya genelinde korona virüse yakalanan hasta sayısının 50 milyonu geçtiği söyleniyor. Bunlardan 1 milyon 260 bininin ise hastalıktan öldüğü kaydediliyor. Son veriler bu şekilde.

Şimdi gelelim asıl konumuza, hastalığın doğada var olduğu zaten bilim insanlarınca söyleniyor. Yani korona virüsün insan eli ile üretilmediği, üretildiğinden daha net. En azından elimizde buna dair bilgiler daha açık. Ancak insan eli ile üretilmediği, insan eli ile yayılmayacağı anlamına gelmiyor.

Yani, belki de virüs vardı ve 2019 yılında dolaşıma sokuldu. Peki neden? Bunun da arkasında yatan nedenler var...

Yapay zekâ ve daha teknolojik bir dünya için hazırlık yapılıyor olabilir mi? Dünya nüfusunun azaltılması planlanıyor olabilir mi? Belki olamaz ama belki de olabilir. İşte yukarıda söylediğim bu yüzden önemli. Yazdıklarımızı ciddi olarak okumayın ama aklınızın bir kenarına not edin.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ KİLİT NOKTA

Üstelik korona virüsün, bağışıklık sistemi zayıf olan insanları daha çabuk hayattan koparması da bize önemli bilgiler sunuyor.

Yine bir kehanete göre, daha önce insanlara yapılan bazı aşılar, bağışıklık sistemini güçsüz hale getirdi. Korona virüs salgını da bu aşıların güçsüzleştirdiği bağışıklık sistemine yerleşme konusunda zorluk çekmedi. Bu da bir ihtimal olarak kenarda dursun.

KORONA TESTLERİ ÇOK HATA VERİYOR

Şimdi geldik asıl noktaya, korona virüs testlerinin hata oranlarının yüksek olmasının nedeni olarak, SARS-COV virüsünü henüz tam anlamı ile test eden bir yapının oluşturulamaması. Yani testlerin de yüzde 100 güvenilir olduğundan şüpheliyiz.

Korona testlerinin SARS-COV yerine, zaten insan vücudunda bulunan sayısız ve insan vücuduna zararsız mikropları test ettiği, bu nedenle de testlerin pozitif çıktığı iddia ediliyor. Bu da farklı bir bakış açısı. 

KİMSE İLE TEMAS ETMEYEN İNSANLAR NASIL VİRÜS KAPIYOR?

Korona virüs ile ilgili belki de en çok merak edilen konuların başında, hiç kimse ile temas etmeden virüs kapan insanların varlığı geliyor. Kehanetçiler, bu konuda da fikirlerini söylemekten geri durmuyor. Onlara göre çoğu kişi, test yaptırdıktan sonra hasta olmasa bile 'pozitif' çıkıyor. Kehanetçilerin iddiasına göre test yapanların çoğu pozitif çıkmaya devam edecek.

Ancak konu ile ilgili Türkiye'de ilginç bir örneğe rastladık. Buna göre köyde yaşayan, maske takan ve hemen hemen kimse ile temas etmeyen bir vatandaş da vücudunda kırgınlık hissettikten sonra korona virüs testi yaptırıyor ve testi pozitif çıkıyor.

Olamaz mı?

Elbette ki olabilir ancak virüsün bu kadar kolay bulaşmadığı da bilenen bir gerçek. En azından virüsün teması sevdiğini biliyoruz. Yoksa bu da testlerde meydana gelen küçük hataların bir sonucu mu? Bilinmez... En azından şimdilik.

"VİRÜSÜ TAŞIMAK HASTA OLDUĞUMUZ ANLAMINA GELMİYOR"

Kehanetlerden bir başkası da ülkemizde de tartışmaların yaşandığı gibi 'hasta-vaka' tartışması. Yani, bu virüsü taşıyabilirsiniz ancak virüs sizi hasta etmez. Fakat, bu kehaneti savunanların yanıldığı bir nokta var... Pozitif çıkan kişilerin hasta olmaması, virüsü başkalarına bulaştırmayacakları anlamına gelmiyor. Bu yüzden de uzmanlar, semptomu olan veya olmayan insanlara aynı izole yöntemlerinin uygulanması gerektiğini söylüyor.

VEE AŞI KONUSU

Geldik asıl noktaya. Bilindiği üzere aşı demek, hastalığın kendisinden üretilen panzehire verilen ad. Yani aşının içinde de korona virüs var. Aşı, virüse karşı bağışıklık kazandırıyor. Ancak aşı çalışmalarında da sorun yaşayan insanlar olduğunu biliyoruz, yani aşı çalışmalarının da henüz yüzde 100 etkili olduğunu söylemek mümkün değil.

Ayrıca aşı için küresel şirketlerin birbiri ile rekabete girmesi de kehanet meraklılarının ağzını sulandıran bir başka nokta. Bu kehanetçiler, test yaptırmanın yanlış olduğunu ve test yaptırılması durumunda, bilgilerinizin karşı tarafa geçeceğini savunuyorlar. Yani aşı şirketlerine. Ayrıca korona virüsü de 'toplu imha' olarak değerlendiriyorlar.

Kehanetçilerin can alıcı bir iddiası daha var. Buna göre, aşı yaptırmayan insanların gelecekte toplumdan dışlanacağını savunuyorlar. Yani korona virüs aşısı olmayan insanların seyahat edemeyeceğini, sinemaya gidemeyeceğini ve aşı olmadan kendi evini bile terk edemeyeceğini iddia ediyorlar.

Aşı olmayan insanların toplumdan dışlanabileceğini söylüyorlar. 

Üstelik, iddialarını da 'Çin'de yaşanmaya başladı' diye de temellendirmeye çalışıyorlar. Küresel şirketlerin kitlesel aşılanma için tetikte beklediğini ve bazı pilot bölgelerde bu aşılanma işlemlerinin başladığını söylüyorlar.

Bir kez daha tekrar ediyorum, yukarıda yazdıklarımı ciddiyet ile okumayın ama aklınızın bir kenarında da tutun.

 

 

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları