Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hasip Sarıgöz

Hasip Sarıgöz

Yazar

Körler ve sağırlar ülkesinde astsubay olmak...

Yıllardır ezildiler!

Yıllardır sömürüldüler, istismar edildiler, haksızlıklara uğratıldılar ve yıllardır yok sayıldılar!

Hani yok sayıldılar dediğim; görev verilirken değil, hakları verilirken yok sayıldılar!

Türk Silahlı Kuvvetleri dediğimiz ve gözbebeğimiz olan bu yapı, çok uzun zamandır; astsubay ise en az bir ek görev, subay ise yanına ek bir personel mantığıyla işledi!

Silah arkadaşları da dahil olmak üzere kimse onların dertleriyle dertlenmedi, kimse onlar gibi hislenmedi ve hiç kimse onların adalet isteyen acı çığlıklarını duymadı!

İşte o yüzden, 1984'te TEMAD diye bir sivil toplum örgütü oluşturdular.

Seslerini duyurabilmek adına neler yapmadılar ki...

İnanın bana öyle böyle değil... Kâh 100.000'lerle meydanları doldurup inim inim inlettiler, kâh twitter üzerinden devrim yaparcasına dertlerini haykırdılar, il il gezdiler, sosyal medyada ne fırtınalar estirdiler, hükümet ve ilgili kurumlar nezdinde aşındırmadıkları kapı kalmadı.

Bir "Pes Hareketi" düşünün ki, emin olun başka bir ülkede olsaydı yer yerinden oynardı. Zulme varan bu haksız uygulamaları sürdürmeye devam eden ve bu haklı sese kulak tıkayanların itibarları azalmaya ve koltukları birer birer kaymaya başlardı.

Ama bizde öyle olmadı. Aşındırdıkları her kapı önlerine duvar oldu. Ne onların feryatlarını duyan, ne de haklı davalarını gören oldu.

Çünkü onlar sanki körler ve sağırlar ülkesinin astsubalarıydılar.

Bir milyonluk büyük bir aile olan ve neredeyse bütün il ve ilçelerde teşkilatı bulunan TEMAD bile, bu körlük ve sağırlık karşısında pes etti! Son bir iki yıldır eylemsellik özelliğini yitirerek, büyük bir sessizliğe büründü.

Fakat, astsubayların hak ve adalet arayışları bitti mi?

Tabii ki hayır.

İçlerinde öyle cesur yürekler var ki, her biri tek başına "Tek Kişilik Bir Ordu" gibi çırpınıyorlar.

Hala daha Ordumuzun bu vefakar ve cefakar emekçileri gasp edilen haklarını arıyorlar.

İşte adı gibi hak aramaktan hiç yılmayan ve "Tek Kişilik Ordu" deyimini sonuna kadar hak eden bu cesur yüreklerden birisi de emekli Komando Astsubayı Yılmaz Demir Özçelik... (Komando Demir Özçelik)

Kendisi %70 engelli ve ailesinin de çok ciddi sağlık problemleri olmasına rağmen mücadeleden vazgeçmiyor, asla yılmıyor ve her ortamda aynı bir fişek gibi dinamik, astsubay haklarını aramaya devam ediyor. Tabii yalnız da değil, diğer cesur yürekler de her yerde onunla beraber, kader ve gönül birliği yapıyorlar.

Adını yazın bakın, gerek sosyal medyada, gerek Youtube uygulamasında ve gerekse de televizyon programlarında sesini ve nefesini nasıl duyurmaya çalıştığını siz de göreceksiniz.

En son 3 Aralık 2019 tarihinde, tam 15000 imzayı arkalarına alan bir avuç cesur yürek Eskişehir'de bir araya geldiler, ağızlarını siyah bantlarla bantladılar, kendileri sustular ama siyasilerce  kendilerine verilen ve bir türlü tutulmayan sözleri yine siyasilerin kendi ağızlarından dinlettiler. Uğradıkları haksızlıkları anlatan dövizleri sessizce havaya kaldırıp 10 maddelik bir basın açıklaması yaptılar.

Aslında bu bir çağrıydı...

Acı bir çağrı... Üstelik yalnızca astsubaylara yapılan haksızlıkları değil, ordumuzun operasyonel yapısındaki mızrağın ucunu oluşturan uzman çavuşlarımızın ve yine haksızlığa uğrayan binbaşılarımızın haklarını da dile getirdiler.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları