Coşkulu bir neşesi, kabına sığmaz bir mizah yeteneği, istediği kişiyi fazla incitmeden eleştiren bir hiciv gücü vardı.

Hukuk fakültesini bitirmişti ama hâkim, savcı ya da avukat olmanın karakterine uymadığını düşündü, komedi oyunlarıyla tanınan bir grupta yazar ve oyuncu olarak görev aldı.

Buradaki performansıyla kısa sürede dikkat çekti, çok izlenen bir televizyon kanalında mizah programları yapmaya başladı.

Bu programlar ona yeni kapılar açtı. Komedi filmleri ve dizilerde oynadı.

Başrolünde oynadığı "Halkın Hizmetkârı" dizisi şöhretine şöhret kattı.

Dizinin gösterildiği günler sokaklar bomboş kaldı, milyonlarca kişi evlerinde o diziyi seyretti.

İlginç bir konusu vardı dizinin:

Kıyıda köşede kalmış bir okulun mütevazı tarih öğretmeni ülkedeki yolsuzluklara, rüşvetlere, ihale oyunlarına, adam kayırmalara, gelir dağılımındaki adaletsizliklere karşı çıkıyor ve bunlarla mücadele edip halkını esenliğe çıkarmak amacıyla "Halkın Hizmetkârı" adlı bir parti kuruyordu.

Başlangıçta kimsenin şans vermediği bu parti kısa sürede büyük ilgi görüyor ve girdiği ilk seçimde iktidara geliyordu. Mütevazı tarih öğretmeni artık seçim kampanyasında dile getirdiği vaatleri yerine getirmek isteyen devlet başkanıydı.

*

Bu çok tutulan dizi sonraki yıllarda birebir gerçek oldu:

2019 yılında ülkede seçim yapılacak ve hem yeni devlet başkanı hem parlamentonun yeni üyeleri seçilecekti.

Seçime kısa bir süre kala "Halkın Hizmetkârı" dizisini seyredenler onu adeta mesaj bombardımanına tuttu.

Mesajlarda özetle, "Neden oynadığın dizideki gibi parti kurup devlet başkanlığına adaylığını koymuyorsun" deniyordu.

O da mevcut devlet başkanı ve partinin yeniden seçilmesi halinde ülkenin daha kötüye gideceğini düşünüyor, buna çareler arıyordu.

Sonunda halktan gelen büyük talebe uydu, "Halkın Hizmetkârı Partisi"ni kurdu, Mayıs 2019'da yapılan seçime katıldı.

Meydanlarda ve çıktığı televizyon programlarında ağırlıklı biçimde yolsuzluklarla mücadele edeceğini söylüyor, NATO ve Avrupa Birliği'ne girmek için çalışacağını ifade ediyordu. Milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması bir diğer vaadiydi. 

Seçimde aldığı oy inanılacak gibi değildi.

Rakibi mevcut cumhurbaşkanını yüzde 23'e karşı yüzde 74 oyla ağır bir yenilgiye uğrattı. Bir diğer deyişle dizide canlandırdığı karakteri gerçeğe dönüştürdü.

*

Ne var ki sonraki gelişmeler istediği gibi olmadı.

Evet, yolsuzluklarla mücadele ediyor, ülke ekonomisini sağlıklı bir yapıya kavuşturmaya uğraşıyor, NATO ve Avrupa Birliği'ne girmek için elinden geleni yapıyordu.

Ama Rusya'yla ilişkiler bir türlü yolunda gitmiyordu.

Rus askerleri ülkesini işgal etmek için sınırlarına dayandı. Buna karşın Batı dünyası da ona gerekli desteği vermekten uzaktı. Avrupa Birliği ülkeleri sıradan demeçlerle itidal çağrıları yaparken, ABD Başkanı, "Rusya, küçük bir bölümü işgal edebilir" diye akıl almaz bir açıklamaya imza atıyordu.

Ve sonuçta ne oldu biliyor musunuz?

O güler yüzlü, neşeli, her sözüyle mizah konfetileri patlatan hiciv ustası komedyen gitti, yerine asık yüzlü, kaygılı, adeta derin depresyona girmiş bir devlet başkanı geldi.

Bir komedyenin dramıydı aslında yaşanan.

Ukraynalı Vladimir Zelenski, bir komedyenden devlet başkanı yaratmayı başarmıştı ama bunun bedelini ağır ödemiş, neşesini ve mutluluğunu kaybetmişti.

Kim bilir, bu günleri de belki ileride  "Komedyenin Dramı" adlı bir dizide anlatır.