NBA''de geçtiğimiz günlerde playoff dönemine girişimizi yapmıştık. Playoff her zaman normal sezona göre daha kısır ve sert maçların yaşandığı dönemdir. Haliyle şampiyonluk hedefiyle yola çıkan takımlar bu yolda 72 maç oynadı. Normal sezonda 10-11 kişilik rotasyonlarla maçları idare eden takımlar şimdi bu sayıyı 7-8 bandına kadar indirebiliyor. Maç başı pozisyon şansı oldukça düşüyor ve topun kıymeti oldukça artıyor. Bir rakiple birden fazla maç oynamak ve rakibi analiz edebilmek maçların normal sezona göre daha az skorlarla bitmesine neden oluyor. Bu seneki playoff serileri de bu anlatıyı destekler nitelikte geçiyor.
Doğu ve Batı konferanslarında finalistler belli oldu. Doğu''da Baston Celtics-Miami Heat. Batı''da ise Golden State Warriors- Dallas Davericks ile karşılaşacak. Sona kalan dört takım da playoff maceraları boyunca elit seviyede savunma performansı gösterdi. İlk olarak Batı finalistlerine bakalım. Doncic önderliğinde geçtiğimiz senenin NBA finalistini 4-3 ile geride bırakan Dallas beklentilerimin üzerinde bir performans sahaya koydu. Suns gibi daha deneyimli ve görece daha çok maç kazanma yöntemi olan takımı elemeyi başardılar.
Dallas Luka Doncic gibi bir genç süper starın etrafına kurulması gereken takım mı? Bence en iyi opsiyon olmasa da olması gereken takıma yakın. Doncic çekim gücü yüksek ve bir çok hücum silahı olan bir oyuncu. Onun maksimum verimle oynayabilmesi için etrafına min. 3 şütör ve iyi bir pick and rol partneri lazım. Ek olarak iyi bir ikincil top yönlendirici bu planı daha da iyi noktalara taşıyacaktır. Dallas bu gereksinimlerin çoğuna sahip. Yan parçaları en iyisi olamasa da görevlerini iyi bir şekilde yerine getiriyor. Savunmada geri adım atmayan Dallas yan parçalardan istediği sut performansını da bulunca ezici bir son maç galibiyetiyle beraber seriyi 4-3 ile geçmeyi başardı. Suns cephesinde de Chris Paul 7. maç karnesine bir mağlubiyet daha yazdı.
Golden State Warriors-Memphis Grizzlies serisi ise beklenen şekilde GSW üstünlüğü ile sonuçlansa da enteresan maçlara sahne oldu. 4-2 biten seride iki takım da iyi ivme alabildiği maçları büyük skor üstünlükleri ile kazandı. Serinin en enteresan noktalarından biri Memphis''in genç yıldızı Ja Morant''ın oynadığı dakikalarda hem savunmada hem de hücumda takımının aksaması oldu. Onun kenarda olduğu dakikalarda Memphis oyunun her iki alanında da oldukça akıcı ve verimliydi. Bu mağlubiyet kariyerin daha başında olan Ja Morrant için büyük bir kazanç aynı zamanda. GSW gibi tecrübeli bir takıma karşı oynamak onun hücumda nereye saldırması ve oyunu nasıl kontrol edeceği konusunda geliştirecektir.
NBA''in Doğu tarafına dönecek olursak Miami Heat-Philadelphia 76ers serisi bizi karşılıyor. Süper star gücü olarak Phl önde gözükse de yine yan parçaların katkısı serinin kaderini belirledi. Phl''de Toronto serisinde yıpranan Embiid ve eski günlerinde uzak kalan Harden Miami''nin hücum ve savunmadaki hareketliğine yanıt veremedi. Butler''ın da oldukça iyi bir seri geçirdi. İşin savunma kısmında her zaman üst düzey konsantrasyona sahip olan Butler bu seride hücumda da oldukça agresif ve başarılıydı.
Doğu''nun ve belki de playoffların en dikkat çeken eşleşmesi geçen senenin şampiyonu Bucks-Celtics''in eşleşmesiydi. Bu eşleşmeyi sonraki yazımda daha detaylı bir şekilde anlatacağım.
