Türkiye İstatistik Kurumu''nun yayımladığı istatistiklere göre, ülkemizde 2021 yılında 1 milyon 186 bin 353 trafik kazası oldu. Bu kazalarda 5 bin 362 kişi yaşamını yitirirken 274 bin 615 kişi yaralandı.

Bir diğer deyişle ülkemizde her gün ortalama 3 bin 250 trafik kazası oluyor, bu kazalarda 15 kişi yaşamını yitiriyor, 752 kişi yaralanıyor.

Kaza tablosu böylesine ürkütücüyken 1 Temmuz itibariyle bazı otoyollarda hız sınırının 140 kilometre/saate yükseltilmesini, yüzde 10''luk tolerans payıyla birlikte 154 kilometre/saat olmasını anlamak gerçekten zor.

...

Kara yollarındaki kazaların birinci nedeni sürücülerin aşırı hız yapması olarak biliniyor. Bunu alkollü araç kullanmak, dikkatsizlik, kırmızı ışık ihlalleri izliyor.

Bu durumda İçişleri Bakanlığı''nın yapması gereken şey, bazı otoyollarda hız sınırını artırmak değil düşürmek olmalıydı.

Yani, hız sınırının artırılması kararı enine boyuna düşünülmeden, uzmanların görüşlerine başvurulmadan, yeterince tartışılmadan,  alınmış gibi görünüyor. 

...

Medyanın trafik kazalarına yaklaşımı da ilginç.

Kazalar adeta sıradan magazin haberleri gibi veriliyor. Nedenleri sorgulanmıyor, nasıl önlenebileceği üzerinde pek durulmuyor.

Çoğu medya kuruluşu kazadan ziyade ondan sonra çıkan kavgalarla ilgileniyor, onu ekranlarına ve sayfalarına taşımakla yetiniyor.

Oysa medyanın kadına yönelik şiddet olaylarına gösterdiği haklı duyarlılığı trafik kazaları konusunda da göstermesi gerekiyor.

Hangisi daha önemli?

Son günlerde hangi dostla sohbet etsem konu dönüp dolaşıp asgari ücret ile emekli maaşlarına yapılan zamlara geliyor.

Söyledikleri, daha doğrusu yakındıkları şey özetle şu:

"Asgari ücret ve emekli maaşlarına yapılan zamlar kesinlikle enflasyonu karşılayacak düzeyde değil.

5-6 bin lirayla geçinmek çok zor.

Ancak bundan daha üzücü olanı milletvekili ve emekli milletvekillerinin maaşlarına gelen zamlar.

Milletvekili maaşı 56 bin, emekli milletvekili maaşı 26 bin lira oldu.

Millet mi önemli, vekili mi önemli?

Milletin çoğunluğu açlık sınırında yaşarken, vekillerinin, emeklileri de dâhil olmak üzere yüksek maaşlar alması hakkaniyete sığar mı?"

Makul bir öneri

Asgari ücret ile memur ve emekli maaşlarındaki düzenlemeler yoğun şekilde tartışılırken DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu''ndan dikkat çeken bir öneri geldi.

Özetle diyor ki:

"Böyle yüksek enflasyon dönemlerinde ücret ve maaşlar her 3 ayda bir yeniden belirlenmelidir.

1 Temmuz itibariyle yapılan zamlar kısa sürede önemini yitirecektir.

2023''ün Ocak ayını beklemek yanlış olur. Ücret ve maaşlar Ekim ayında bir kez daha artırılmalıdır."

Makul bir öneri gibi geldi bana.

Acele edildi...

Sokakta ve özellikle de kapalı alanlarda maske takma zorunluluğunun kaldırılmasında çok acele edildiği artan korona vakaları nedeniyle her geçen gün biraz daha iyi anlaşılıyor.

Bazı uzmanların ifade ettikleri gibi sonbaharda büyük bir salgın dalgasıyla karşılaşabiliriz.

Bakın, İngiltere şimdiden artan vakalarla mücadele etmekte zorlanıyor.

BBC''nin haberine göre, 30 Haziran itibariyle hastanelerde 9 bin korona hastası yatıyormuş.

Öyle görülüyor ki bizde de yakında benzer bir durum yaşanacak.