Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

Kazalarda "şeker" faktörü

Trafik denetimlerinde sürücünün ehliyetine, aracın ruhsatına ve zorunlu trafik sigortasının yaptırılıp yaptırılmadığına bakılıyor genellikle. Şüpheli durumlarda da alkol muayenesine başvuruluyor.

Bana kalırsa ciddi bir eksiklik var bu uygulamada.

Sürücüler yılda hiç olmazsa bir kez sağlık kuruluşlarında şeker testinden geçmeli veya hasta olmadıklarına ya da hasta olup tedavi gördüklerine dair raporları ehliyet, ruhsat ve sigorta belgesi gibi yanlarında taşıyıp trafik denetimlerinde göstermeliler.

...

Bakın, geçtiğimiz günlerde yurdun çeşitli yerlerinde ardı ardına meydana gelen otobüs kazalarında onlarca kişi öldü ve yaralandı.

Kazalar sırasında otobüslerde yolcu olarak bulunup kurtulanların ifadelerindeki ortak nokta şuydu:

"Sürücü çok yorgun görünüyordu ve ara sıra uyukluyordu."

Yolcuların sözünü ettiği yorgunluk ve uyku hali aşırı çalışmadan olabileceği gibi şeker hastalığından da kaynaklanabilir.

Bu olasılık gözden kaçıyor hep.

...

Şeker hastalığı konusunda uzman kuruluş Türkiye Diyabet Vakfı, ülkemizde nüfusun yüzde 13''ünün şeker hastası olduğunu, yüzde 20''sinin de hareketsizlik, yanlış beslenme ve aşırı şişmanlık gibi nedenlerle bu hastalığa yakalanma potansiyeli taşıdığını belirtiyor; kişilerin halsizlik, ani uyku bastırmaları, bacaklara kramp girmesi gibi sorunlarla karşılaştıklarında sağlık kuruluşlarına başvurup şeker testi yaptırmalarını öneriyor.

Bu bilgiler ışığında merak ettim doğrusu:

Ülkemizde şeker hastası olduğundan habersiz ya da şeker hastası olup bunu denetim altına alacak tedavi sürecine girmemiş kaç kişi direksiyon sallamaktadır acaba?

***

 

Rekor üstüne rekor

Resmî nüfus istatistiklerine göre Ankara''nın Kalecik ilçesinin nüfusu 12 bin, Ayaş ilçesinin nüfusu 13 bin.

İstanbul ilçelerinden Adalar''da 16 bin, Şile''de 41 bin kişi yaşıyor.

İzmir''den de iki ilçe nüfusu vereyim: Foça 33 bin, Güzelbahçe 37 bin.

Bunlara karşı cezaevlerimizde uyuşturucu üreticisi, satıcısı ve kullanıcısı oldukları gerekçesiyle tutuklu ve hükümlü olanların sayısı 117 bin kişi.

Üstelik bu sayı her geçen gün artıyor.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Haftada ortalama 5 bin uyuşturucusu satıcısını veya imalat yapanını gözaltına alıyoruz" demedi mi?

Daha bitmedi.

Cezaevlerimizdeki uyuşturucu suçlularının sayısı bazı ülkelerin nüfuslarını ona, yirmiye, otuza, kırka, hatta bazılarında elliye katlıyor.

Falkland Adaları''nda 2 bin 932, Saint Helena''da 4 bin 255, Montserrat''ta 6 bin, Nauru''da 10 bin kişi yaşıyor.

Bizim için pek övünülecek istatistikler değil bunlar.

...

Peki, neden böyle oluyor?

Bunun birinci nedeni, sınırlarımızdan kaçak girişlere olanak vermeyecek önlemlerin yeterince alınmamış olması.

Örneğin doğu sınırımız sıkı denetim altına alınsa dünyanın en önemli uyuşturucu merkezlerinden biri olan Afganistan''dan ülkemize kaçak göçmenler giriş yapamayacakları gibi onlarla ya da onlarsız tonlarca uyuşturucu da gelmeyecek.

Uyuşturucu üretenlerin, satanların ve kullananların sayısındaki artışın bir diğer nedeni ülkemizde yasal iş olanaklarının sınırlı olması, bu yüzden bazı kişilerin yasa dışı geçim yollarına başvurması.

Sık sık çıkarılan aflarla cezaevlerinin boşaltılması da uyuşturucu suçlarının artmasında önemli bir neden olarak sayılabilir. Yakalanıp cezaevine konulsa bile birkaç yıl içinde afla çıkacağını düşünenler ceza korkusunu fazla hissetmeden suça yönelebiliyorlar.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları