Değerli okuyucularım asgari ücret tartışmaları; İstanbul'a ihanet değil, cinayet olarak adlandırılan Kanal İstanbul'un gölgesinde kaldı.
Bakan Hanım; "Asgari ücretlileri ezdirmedik" dedi. Şaka değil aynen böyle dedi. Açılık sınırının 2 bin 500 TL olarak açıklandığı ülkemizde asgari ücreti Bakan Hanım, 2 bin 300 TL olarak açıkladı. Bakan Hanım işçiyi nasıl enflasyona ezdirmediniz?
Türk-İş'in toplantıyı terk ettiği yerde Bakan Hanım şaka gibi "İşçiyi enflasyona ezdirmedik" diyor. Yazık!..
AKP iktidarına yakın Hak-İş bile bu komik asgari ücrete karşı çıkmış sayın Bakan Hanım!.. Bu alıştığımız bir durum değil. Onlar bile sizin bu asgari ücretinizi onaylamadı.
İnanılır gibi değil.
Kanal İstanbul mu Kanal Amerika mı? Bu tartışma çok yapıldı. Montrö, Kanal İstanbul ile delinip ABD'nin Karadeniz'e çıkma projesi olduğu artık gün yüzüne çıktı. O yüzden Kanal Amerika diyebiliriz.
Kanal Amerika projesine İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbullular adına direniyor. Yandaş medya ekran süsleri İmamoğlu, Cumhurbaşkanımıza dik başlılık yapıyor diye bas bas bağırıyorlar. Bu yandaşlar; "Erdoğan, İmamoğlu'nun amiri" diyor, "amirine kimse böyle hitap edemez" tarzında ifadeler kullanıyorlar.
Bu ekran süsü yandaşlar gitsinler dönemin İBB Başkanı Erdoğan'ın Çevre Bakanı ile sert tartışmasını iyi izlesinler. "İstanbul'da sizin yetkiniz yok sayın Bakan" diyen Erdoğan'ı, bu ekran süslerine hatırlatırım. Burada İBB Başkanı İmamoğlu da Erdoğan'a veya onun Çevre Bakanı'na böyle sert de konuşmuyor.
Başkan İmamoğlu, Kanal Amerika projesine İstanbulular adına sadece muhalefet yapıyor.
Kanal Amerika'ya sadece ABD'nin Karadeniz'e çıkacağı için mi karşı çıkmalıyız? Hayır!.. Çevremizi de katledecek... Onun için de bu projeye karşı durmalıyız.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, tıpkı Bakan Hanım gibi hepimizi şaşkına çeviren bir açıklama yaptı. Bakan Bey diyor ki: "Kanal İstanbul depremi tetikleyecekse, o zaman tonuyla araba garajı İstanbul'a yaptırılıyor onlar da mı deprem tetikliyor?"
Bakan Bey resmen araba garajları ile Kanal Amerika projesini kıyasladı. İnanılır gibi değil. İşin ciddiyetini de buradan anlayabiliriz. Tıpkı, ÇED raporundaki bir uzmanın Hz. Adem'in cep telefonu ile konuştuğunu iddia etmesi gibi.
Evet, Kanal Amerika'ya İstanbul depremini tetikleyeceği ve tarım alanlarını yok edeceği için karşı çıkmalıyız. Dahası var yazarsam bu satırlar yetmez.
Kanal Amerika polemiği ilerleyen günlerin yegane tartışma konusu olmaya devam edeceğe benziyor.
MEDYA İĞNESİ!
Kanal Amerika tartışmaları, merkez medyanın da yegane polemik konusu oldu. Meslek büyüğümüz duayen gazeteci yazar Tele 1 TV Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ Bey, Emre Kongar ile yaptığı 18 Dakika programına merkez medyadaki Kanal İstanbul tartışmalarına değindi.
Merdan Bey, merkez medyaya bu konuda çıkan muhalif isimleri uyardı. "Oraya bir tane muhalif isim çıkartıyorlar. 5-6 tane yandaş isme o muhalifi resmen dövdürüyorlar" diyor. Merdan Bey doğru da diyor.
Merkez medya güya tarafsız kisveye bürünüp, "Bakın, muhalif isim de çıkartıyoruz" diyorlar. Hayır durum öyle değil!.. Merkez medyanın televizyonlarının amacı muhalif isimleri çıkartıp 3-5 yandaşa bu kişileri dövdürüp, Kanal Amerika projesi "bakın haklı" diyorlar.
Merkez medyasının da bu iktidardan sonra dizayn edilmesinin zorunluluğu bu tartışmalarda açığa çıkmıştır.
