Özellikle toplumda sıkça karşılaşılan çarpıntı hissinin aslında kalp atışlarının fark edilmesi olduğunu belirterek, bu durumun genellikle anksiyete, stres veya aşırı kafein tüketimi gibi nedenlerle ortaya çıkabileceğini ifade etti. Kocaman, bu tür durumlarla karşılaşan hastalara gerekli incelemelerin yapılmasının ardından rahatlama sağlamak için önerilerde bulunduklarını, bazen ise psikiyatrik destek aldıklarını belirtti.
"Yapısal bir hastalık olmadığını ortaya koyduktan sonra bu ritim bozukluğunun ne olduğunu ortaya koymaya çalışıyoruz" diyen Kocaman, kardiyolojinin geniş bir alana hizmet veren bir branş olduğunu dile getirdi. Kalp ritim bozukluklarının altında yapısal bir kalp hastalığının olup olmamasının önemine dikkat çeken Kocaman, bu durumun tedavi yaklaşımını belirlemede kritik olduğunu ifade etti.
Kalbin yapısal olarak iki odacık ve iki karıncıktan oluştuğunu hatırlatan Kocaman, her bir odadan ritim bozukluğu olabileceğini belirtti. Yaşanan tüm ritim bozukluklarının tedavi edilebilir olduğunu vurgulayan Kocaman, modern sağlık teknolojisinin kullanımıyla başarı oranlarının yüksek olduğunu kaydetti.
"Kişinin ritim bozukluğunu külliyen ortadan kaldırmak için çok acayip tedaviler yapmaya gerek yoktur" diyen Kocaman, yapısal problemleri olan hastalarda ritim bozukluğunun tekrarlamasının önüne geçmek için iyi bir medikal tedavinin önemine değindi.
Kişinin yaşlanmasıyla birlikte kalp elektrik sisteminde kuruma meydana geldiğini söyleyen Kocaman, bu durumda kalp pili gibi cihazların kullanıldığını ve kalbi istenen şekilde yönetmeyi sağladığını ifade etti. Kalp içine yerleştirilen defibrilatör cihazlarının, hayatı tehdit eden ritim bozukluklarını tedavi etmek amacıyla kullanıldığını belirtti.
