Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

Kadının kadına şiddeti

Dünya Kadınlar Boks Şampiyonası''nda 5 boksörümüzün altın madalya kazanması ve takım olarak birinci olmamız milyonlarca kişiyi sevince boğdu.

Gazeteler ve televizyonlar alınan sonucu "Destan yazdılar", "Gurur duyduk" "Altın kızlar", "Tarihe geçtiler" gibi coşkulu başlıklarla duyurdular.

Ben konuya biraz farklı yaklaşıyorum.

Boks iki insanın ring denilen alanda birbirleriyle öldüresiye bir kavgaya tutuşması ve sonuçta daha az dayak yiyenin başarılı olarak ilan edilmesidir.

Boksun spor filan olmadığını, yasaklanması gerektiğini ısrarla belirten tıp adamları ve yazarlar var dünyada.

Bunlar yazdıkları makalelerde ve yaptıkları açıklamalarda boks yapanların en az yarısında kalıcı nörolojik hasarlar oluştuğunu ısrarla belirtiyorlar.

Onların düşüncelerini saygıyla karşılıyorum.

İki kişi ringde olduğu gibi sokakta birbirlerine saldırsalar önce karakola götürülüp ifadeleri alınır, sonra mahkemeye çıkarılıp "taammüden öldürmeye tam teşebbüsten" yargılanırlar. 

Dünya Ağır Sıklet Boks Şampiyonu Muhammed Ali''nin başına gelenlerin ringdeki şiddetin spor sayılamayacağının önemli bir kanıtı olduğunu unutmamak gerekiyor.

Gelmiş geçmiş en iyi boksör sayılan Muhammed Ali, yaptığı karşılaşmalarda yediği yumrukların beyninde yarattığı tahribat sonucu 42 yaşında parkinson hastalığının pençesine düştü. Yıllarca bu hastalıkla yaşadı ve 72 yaşında acılar içinde öldü.

Türkiye yıllardır erkeklerin kadınlara yönelik şiddetini konuşuyor, yasalarda değişiklik yapıyor, cezaları ağırlaştırıyor.

Erkeğin kadına şiddetini durdurmak üzerinde kafa yorduğumuz, çareler aradığımız bir dönemde kadının kadına şiddetini kutsamak doğru bir yaklaşım olamaz.

Yakalanan "baronlar"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bir baron daha yakaladık" dedi.

Baron dediği kişi büyük bir uyuşturucu çetesinin elebaşısı olan biri.

Bakan Bey elbette bunu uyuşturucuyla etkin mücadele içinde olduklarını vurgulamak için iyi niyetle söyledi ama gene de yanlış bir ifade kullandığını belirtmeliyim.

Türkçe sözlükler baronu, "Eskiden kimi Avrupa ülkelerinde soylulara verilen kont, şövalye gibi unvanlardan biri" diye tanımlıyor.

Bu kişilerin eşlerine de barones denirmiş o dönemde.

Tabii baron demek gibi, uyuşturucu çete üyelerine uyuşturucu örgütünün lideri demek de yanlış. Onlara bir paye verilmiş gibi oluyor.

Bence bu kişilerden söz ederken "uyuşturucu çetesinin elebaşısı" demek galiba en doğrusu.

...

Hazır söz uyuşturucudan açılmışken resmî raporlarda yer alan şu bilgileri paylaşmakta da yarar var:

- Uyuşturucu ticareti terör örgütü PKK''nın en önemli gelir kaynaklarından biri. "Narkoterör" operasyonlarında 6 yılda 243 ton esrar, 279 milyon adet kök keneviri ele geçirildi.

- Afganistan''da uyuşturucu ticaretiyle uğraşanlar Türkiye üzerinden Avrupa''ya uyuşturucu sevk etmek için her yolu deniyorlar. Göçmen kaçakçılarının önemli bir bölümü uyuşturucu ticareti yapanların elemanları.

- Cezaevlerimizde 106 binden fazla uyuşturucu suçlusu bulunuyor.

- Uyuşturucuyla daha etkin mücadele için komşu ülkelerin yanı sıra uyuşturucu ticareti yapanların hedef seçtiği tüm ülkelerle iş birliği içinde olunması zorunlu görünüyor.

- Özellikle ülkemizdeki sığınmacıların uyuşturucu ticaretinde kullanılması söz konusu. Buna çok dikkat etmek gerekiyor.

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları