KrediSuis ve DoçeBank isimli bankaların durumunun zorda olduğu ve insanların parasını çekmek için bankaların önünde uzun kuyruklar oluşturduğuna dair haberler vardı hafta sonu.

Ne kadarı doğru, yine bir manipülasyon mu bilmem.

Ben bu konunun detaylarını öğrenmek için tee oraların muhabiri Muittin''e sordum.

O da hemen mikrofonu kuyruktakilere uzatmış.

Buyurun o zor durumdaki halkın tepkilerine…

Veronica: "Allah bunların cezasını versin. Bizim burada Kristofır Mristofır ismindeki bakanının sözüne güvendik, gözlerime bakın dedi, baktık, meğerse gözü toprağa bakıyormuş. Şimdi bu kuyruklarda sürünüyoruz."

Hans: "Haklısın sevgili arkadaşım. Hadi Kristofır komedi bir karakterdi, ya devlet büyüklerimiz? Enkaz devraldık, şimdi gökdelen diktik diyenlere inandık da ne oldu? Gökdelende kullanılan demirler üstümüze düştü. Bu ülkede Türkiye''de olduğu gibi TOKİ yok ki sağlam konutlar yapılsın."

Canıtın: "Hepiniz haklısınız. Emekli olduk, yılların birikimi paramızı güvenip bu bankalara yatırdık, düştüğümüz duruma bak. Utanıyorum. Komşularımızın çoğu Türk. Bakın adamlara, bakın. Adamlar aldıkları asgari ücretle çocuklarını yabancı ülkelerdeki üniversitelerde okutuyorlar, ev, araba alıyorlar, üstelik her sene istedikleri ülkede tatile gidiyorlar cümbür cemaat, biz de burada kuyruklarda sürünüyoruz."

Meri: "Sormayın ya, sormayın. Ben de o cümbür cemaatine girmek için ne taklalar attım bu yaşımda. Hatta bir seferinde takla atarken bacaklarım havada kaldı, komşuların yardımıyla düzeldim. Almadılar o cemaate. Saçımda cümbür yokmuş, kocamın bıyıkları da Hindistan cevizi bıyığı değilmiş diye anında elediler bizi. Aslında biz cümbür nedir, cemaat nedir bilmeyiz de sırf oğlumuz buradaki üniversitelerden mezun olunca işsiz kalmasın, Türkiye''de iş bulup, orada gurbetçi olsun, bir eli yağda, bir eli balda yaşasın diye çabaladık ama olmadı."

Mortingen: "Eee, boşuna dememişler, coğrafya kaderdir diye."

En son demeç veren Mortingen Bey''den sonra aklıma nedense, senelerdir atanamadığı için pazarda maydanoz satan coğrafya öğretmeni Kader geldi.

Sahi, ne oldu Kader?