Kayseri maçında kendi evinde oynuyormuş rahatlığıyla performans sergileyen Fenerbahçe, büyük fırsatları kaçırarak kaybetmişti.

Kasımpaşa maçında ise kötü oynayarak kazandı.

Elbette futbolun içinde normal durumlar.

Kimi zaman çok iyi oynamanız, atak üstüne atak yapmanız kazanmanız için yeterli olmaz.

Biraz da şans gerekir.

Ama kimi zaman da kötü oynayarak kazanabilirsiniz.

Kadro imkânı yeterli mi yeterli…

Her mevkiinin birkaç alternatifi var.

2-3 kulvarda oynasa bile rahatlıkla farklı 11'ler çıkarılabilir.

Fakat geçtiğimiz yıldan beri takımın başında bulunan Ersun Yanal istikrarlı bir görüntü ortaya koyabilmiş değil maalesef.

Bir hafta 5 gol atıp rahatlıkla yenebiliyorken, bir hafta lig sonuncusuna kaybedebiliyor.

Süper Lig'te sıralama ise gittikçe kızışıyor.

1 puan bile bütün dengeleri alt üst ediyor.

11 haftayı geride bırakırken, Fenerbahçe için net olan tek bir şey var.

Kale ve savunma kırmızı alarm veriyor.

Ligin ilk yarısının bitmesine 6 hafta var.

Sanırım teknik heyet ve yönetim bir tasarrufta bulunacaktır.

Aksi halde şampiyonluk yarışında büyük hayal kırıklığı yaşanabilir.

Galatasaray şoku atlatmış

Şampiyonlar Ligi'ndeki büyük hezimeti unutarak sahaya çıkmış Galatasaray.

Gerçekten zor bir iş…

Hafta içi dünya devlerinin yer aldığı organizasyonda mücadele verip, ardından hafta sonu lig maçına çıkmak.

Beşiktaş - Denizlispor maçının ardından Rıdvan Dilmen, "Keyifsiz bir hafta sonu, oyun olarak. İşkence gibiydi. İddia ediyorum, Avrupa'da bizden kötü lig yok" demişti.

Sadece keyifsiz ve sıkıcı da değil.

"Kasaplık" izliyoruz.

Korkunç pozisyonlar… İnsanın içinin cız ettiği! Anadolu kulüpleri kıran kırana mücadeleyi çok yanlış anlamış gözüküyor.

Sert müdahaleleri de…

Kafes dövüşlerinde izlediğimiz görüntüler hafif kalıyor.

Yazık…

İnsan insana bunu yapmaz. Bütün Süper Lig hocalarının oyuncularına ciddi uyarılarda bulunması lazım…

Hiçbir şey insan sağlığından önemli değil.

Allah korusun sakatlığın ötesinde durumlar yaşanabilir.