Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

"İyi hâkim varsa kötü yasa yoktur"

Mahkeme kapılarında "Adalet istiyoruz" feryatları yükseliyor her gün.

Hâkimlerin verdiği birçok karar kamu vicdanını tatmin etmiyor.

Bunun son örneği, Soma'da 301 madencinin ölümüyle sonuçlanan kazayla ilgili davada yaşandı.

Ölen işçilerin yakınları, kazanın sorumlusu olarak gösterilen şirket sahibiyle iki mühendise verilen hapis cezalarını yetersiz buldu. Hatta bir kişi ayakkabısını çıkarıp hâkimler heyetine doğru fırlattı.

*

Peki, ortaya neden böyle bir tablo çıktı, yanlışlık nerede?

Yasalarda mı eksiklik var, yoksa hâkimler önlerine gelen dosyaları değerlendirirken hata mı yapıyorlar?

Bana kalırsa, yasalar yeterli ama kimi hâkimler yetersiz.

Şu ünlü söze aynen katılıyorum:

"İyi hâkim varsa kötü yasa yoktur."

*

Türkiye'de 84 hukuk fakültesi bulunuyor.

Çoğu doğru düzgün eğitim kadrosuna sahip olmayan, bazı derslere avukatların girdiği fakülteler her yıl binlerce mezun veriyor.

Sonuçta, yeterli hukuk bilgisi ve bilincine ulaşmadan mezun olup hâkimliğe yönelenler şu ya da bu davada karşımıza çıkıyorlar.

Mahkeme önlerindeki "Adalet istiyoruz" feryatlarının en önemli nedeni bu işte.

*

Siyasi nitelikli davalar ayrı bir âlem tabii.

Orada da hâkimler iktidarın ağır baskısını duyarak veriyorlar kararlarını.

Bunun da önlenmesi, Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun hiçbir siyasi baskıya boyun eğmeyecek biçimde düzenlenmesi gerekiyor.

Geçmişte de büyük hatalar yapıldı

Yargının yanılgıya düşmesi, hatalı kararlar vermesi bugüne özgü değil.

Geçmişte de çarpıcı örnekleri yaşanmıştı bunun.

27 Mayıs askeri darbesinden sonra oluşturulan Yassıada Mahkemesi'nin adil kararlar verdiğini, Adnan Menderes ile iki arkadaşının asılmasının doğru olduğunu söyleyebilecek bir kişi var mıdır bugün?

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam kararlarının yanlışlığı da her fırsatta dile getirilmiyor mu?

Biraz daha geriye gidersek; İstiklal Mahkemeleri'nin verdiği birçok karar da tartışma konusu.

Yine Mithat Paşa'nın sözde bir mahkemede yargılanıp sürgün cezasına çarptırılması ve gönderildiği sürgünde boğdurularak öldürülmesi de korkunç hâkim hataları arasında yerini alıyor. 

ONLARI İHMAL ETMEYELİM

Şu haberi birkaç gün önce Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle geçti:

İnsani yardım kuruluşu World Vision; Türkiye, Brezilya, Kolombiya, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Ürdün, Peru, Uganda ve Venezuela'dan bin 914 sığınmacı ile görüştü.

Sığınmacılardan sadece birinin Koronavirüs aşısı yaptırdığı ortaya çıktı. Yüzde 70'i ise bulundukları çevrede kendilerine yönelik bir aşı planı olduğunu duymadıklarını söylediler. Sığınmacıların yarısı ise aşı hakları olduğunu bile bilmediklerini ifade ettiler.

Söz konusu sekiz ülkede sığınmacılar arasında aşılama oranının düşük olmasının nedeni, bu ülkelerde yeterince aşı olmamasına bağlanıyor.

*

İlginç, ilginç olduğu kadar da üzücü değil mi?

Diğer ülkeler ne yapar bilmem ama mademki biz aşı temini sorununu çözdük, öyleyse aramızda yaşayan başta Suriyeliler olmak üzere 5 milyona yakın sığınmacıyı bir an önce aşı programı içine alıp aşılamamız gerekir.

İnsani bir zorunluluktur bu.

Onlar bizim misafirimizdir.

Yok, Deutsche Welle'nin haberi doğruyu yansıtmıyorsa, ülkemizdeki sığınmacıları da ayırt etmeden aşılamaya başlamışsak, bu defa da bunu tüm dünyaya duyurmamız gerekir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları