İtibar neyle olur?

Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenler korona virüs pandemisini en iyi yöneten ülke olmakla övünürlerken biz de sade bir vatandaş olarak bununla gurur duyuyorduk.

Ne güzel, sağlık sistemimiz şöyle iyi, kurallara şöyle riayet ediliyor diyerek aylarca kendimizi oyalamışız demek ki.

Ama şimdi dönüp baktığımızda vaka sayısında Avrupa'da liderliğe oynuyoruz.

Zaten kötü giden ekonomiyi de oldukça etkiledi bu illet.

Kahvehaneler, kıraathaneler, restoranlar, lokantalar, seyyar satıcılar, halı saha işletmecileri, internet kafeler geçim derdine düştü.

İşlettikleri mekanların çatısına çıkıp kendini yakmak isteyen esnaflar oldu.

Bir sosyal devlet bu gibi afetlerde önce vatandaşının, esnafının yanında olacak.

Bu vatandaşlar adeta kendi kaderlerine bırakıldı.

Böyle sosyal devlet anlayışı olmaz.

Hazinede para mı var diye soracak olabilirsiniz.

Olacak.

İtibar; alınan lüks araçlar, uçaklar, saraylar ile değil hazinendeki paran ve halkına sağladığın refah ile belli olur.

İtibar, Tunus'a 5 milyon dolar hibe etmekle değil, bu süreçte canlarını dişlerine katarak çalışan sağlık çalışanlarının yanında olmak ile olur. 

Asıl itibar işte budur.

Başka bir şey değil.

***

Bildiğiniz üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan, korona virüs tedbirleri kapsamında sokağa çıkma sınırlamasını yılbaşı gecesini de kapsayacak şekilde 31 Aralık Perşembe saat 21.00'den 4 Ocak Pazartesi saat 05.00'e kadar kesintisiz uygulayacaklarını açıkladı.

Restoranlar ve eğlence yerleri de tedbirler nedeniyle kapalı.

Milyonlarca vatandaş evinde oturup kurallara uymak zorunda kalacak.

Tabii ki doğru olan da bu.

Ancak ve ancak bazı kişilere iltimas geçilmesi diğer vatandaşlara ayıp değil de nedir.

Barış Yarkadaş geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon yaptığı açıklamayla Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un pandemiye rağmen otelinde yılbaşı partisi düzenleyeceğini ifade etmişti. 

Şimdi bu durum gecesini gündüzüne katan sağlık çalışanlarına hakaret etmek değil de nedir.

Yapılanları insanın aklı havsalası almıyor.

***

Daha geçen gün CHP'nin eski Manisa Milletvekili Doktor Tur Yıldız Biçer'in yaptığı paylaşımı gözlerim dola dola okudum.

Biçer; sağlıkçılara verilen birkaç dilim domates, lavaş, iki dilim peynir ve ayrandan oluşan yemeğin fotoğrafını paylaştı sosyal medya hesabından.

Ve aynen şunları yazdı:

"Manisa Halk Sağlığı Laboratuvarı'nda Covid-19 tanısı için kullanılan PCR testini yapmak üzere 24 saat boyunca nöbet tutan sağlık personeline 24 saat boyunca gelen tek yemek..."

İşte bir tarafta bu halkın canı, sağlığı için yüreğini ortaya koyanlar var.

Diğer tarafta ise vur patlasın, çal oynasın eğlence düzenleyecekler.

Mevzu eğlenmelerinde değil yanlış anlaşılmasın.

Mevzu yasakların bazı kişilere yönelik esnetilmesinde. 

Hiç zannetmiyorum ama umarım Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca bu haksızlığa, adaletsizliğe isyan eder de bu tür organizasyonların önüne geçer. 

Bunu yaptığı takdir de biz de kendisine teşekkür ederiz.

***

Bir diğer vicdansızlık haberi Ankara'dan geldi.

Korona virüse yakalanan ve solunum yetmezliği nedeniyle ömür boyu oksijen tüpü kullanmak zorunda kalan Ankaralı bir vatandaşın elektriği EnerjiSA tarafından kesildi.

Bakın, üç gün ya da 5 gün demiyorum.

Ömür boyu oksijen tüpü kullanacak vatandaşın elektriğini kestiler.

Bunun daha ötesi yok!

Eşi de kanser hastası olan vatandaşa 322 lira elektrik borcu olduğu için uygulanan bu muamele hangi vicdana sığar.

Zor koşulları yaşadığımız bu süreçte bari halkın yanında olun.

İşçinin, emekçinin yanında olun.

Bu kadar zor olmamalı.

Sadece içinizde bir nebze olsa insanlığın kalması yeterli.

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları