Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

İstanbul'un yorgun mermileri

"Televizyonlarda izlediğim, gazetelerde okuduğum haberlerin etkisinden olacak, bir günlüğüne geldiğim İstanbul çok tedirgin etti beni.

Dışarıda yürürken silahlı bir çatışmanın içinde kalacakmışım gibi bir duyguya kapıldım.

Yorgun mermiye dünden razıydım ama merminin sekiz saatlik bir uykudan kalkıp dinlenmiş olarak bana gelmeyeceği ne malumdu?

Elimdeki çantayı kapkaça kurban vermemek için öyle sıkı tutuyordum ki birkaç güne kadar nasır ilacı kullanmaya başlayabilirim.

Sürekli çalmasına karşın korkumdan telefonumu da cebimden bir türlü çıkaramadım.

Geceyi geçirdiğim otel odasına, yoldan geçenlerin küfür, tehdit, hakaret sözcükleri, bitip tükenmeyen naraları doldu uzun süre. Tek kelimeyle söylemek gerekirse korkunçtu. Sabaha karşı ambulans, itfaiye ve polis araçlarının sirenleri bile Nihavent makamında bir şarkı gibi gelmeye başladı."

Yıllardır Ankara'da yaşayan emekli bir dostum, İstanbul izlenimlerini böyle anlattı.

Güzelim kenti, bir ziyaretçisine bunları düşündürtecek kadar değiştirenler ne kadar övünseler azdır. 

"ÖĞRETMENİM, DOPİNG YAPTINIZ MI?"

Doping yaptığı gerekçesiyle ömür boyu pistlerden men cezası alan ünlü bir kadın atletimiz, Ankara'da bir ortaokula beden eğitimi öğretmeni olarak atanmış.

Doping yapmak; centilmence yarışmamak, hile yapmak, insanları kandırmaktır.

Yarın derste bir öğrencisi kalkıp, "Hocam, neden doping yaptınız? Bu davranışınız etik değerlerle bağdaşıyor mu" diye sorsa ne yanıt verir acaba?

ANTRENÖRÜN HATASI

A Milli Erkek Voleybol Takımımız, Avrupa Şampiyonası'nda Hollanda Milli Takımı'yla karşılaştı.

İlk seti almamıza karşın işler istediğimiz gibi gitmedi, kılpayı sayılabilecek farklarla diğer setleri verip mağlup olduk.

Burada maçın teknik analizini yapacak değilim.

Anlatmak istediğim, takımımızın antrenörü Nedim Özbey'in tutumu.

Mola dakikalarında oyuncuları azarlıyor, "Yazıklar olsun size!" diye bas bas bağırıyordu.

Ekran başında büyük bir üzüntüyle izledim onu.

Torunu yaşındaki sporculara böyle davranmaya hakkı yoktu.

Nitekim her azarın ardından oyuncularımız daha iyi olmadı, aksine moral bozukluğuyla çöktüler, sonuçta yukarıda belirttiğim gibi kaybettiler.

Nedim Özbey'e tavsiyem, antrenör-oyuncu iletişiminin nasıl yürütülmesi gerektiği konusunda A Milli Kadın Voleybol Takımımızın Antrenörü Giovanni Guidetti'yi dikkatle izlemesidir.

SORUMLU KİM?

Altyapı eksikliği sadece aşırı yağışlarda yıkıp geçen öfkeli seller olarak göstermez kendini.

Futbol Milli Takımımızın yaşadığı gibi bazen 6-1'lik ağır yenilgi şeklinde de çıkar karşımıza.

Kulüplere ta yıllar önceden, kendi altyapılarından yetişen en az 4-5 Türk futbolcuyla maçlara çıkma zorunluluğu getirilseydi, eminim Hollanda karşısında hezimet yaşamazdık.

İşin kolayına kaçtık. Yabancı futbolcularla ligimizi götürmeye çalıştık.

Geçen yıl maçlara 11 yabancı futbolcuyla çıkan takımlarımız oldu.

Bu yıl da 11'lerinde 8 yabancı futbolcuya yer verebiliyor takımlar.

Genç nüfusumuzun Avrupa ülkelerine göre fazla olmasının avantajını bir türlü kullanamıyor, takımlarımızı Türk futbolcuların enerjisiyle, ruhuyla buluşturamıyoruz.

Böyle bir anlayış bizi galibiyetlere değil yeni hüsranlara götürür ancak.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları