Tamam, konu ekonomi ile ilgili değil ama ekonominin de üzerine bina edildiği ulus devlet yapımız ile doğrudan doğruya ilgili! Bu yüzden bu konuya değinmek zorundayım. Emin olun nasıl temelsiz, altyapısız, plansız programsız bir ev olmazsa her ekonominin de üzerine bina edildiği bir siyasi görüş ve sistem vardır. İşte İsmail Kahraman bu sisteme saldırmakta, bu sistemi yıkmaya çalışmaktadır.
Ayrıca ortada bu kadar vahim ve alçakça bir saldırı varken bunu ifşa etmekte her Türk aydınının birinci görevidir, duymazdan gelip kulağımızın üstüne yatmak asla olmaz!
TBMM başkanlığına kadar yükselmiş birinin "İstanbul''un kurtuluşu 6 Ekim, kim demiş? İzmir''in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet. Cihan harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki. 2 Mart''ta da aynı şey var. Ruslar çekildi gitti. Çarpışmadık, dövüşmedik, vuruşmadık. Tarihi doğru dürüst niye bilmiyoruz? Övünecek büyük bir tarihimiz varken kölelikten kurtulduğumuz tarihe niye bayram diyeceğiz. Fethettiğimiz tarihe diyeceğiz" demesi saçmalık derecesinde tuhaftır...
İsmail Kahraman, Kadir Mısıroğlu gibilerin rahle-i tedrisinden geçmiş, komünizme karşı mücadele kapsamında beyni yıkanmış arkaik politikacılardan biridir. Bu lafları kahve muhabbetinde sıradan biri söylese önemli değil, zırva tevil götürmez der geçerdik, lakin tam 30 Ağustos Zaferimizin öncesinde bu kadar önemli makamları işgal etmiş, Atatürk''ün koltuğunda oturmuş, Cumhuriyetimizin en kutsal mekânı Türkiye Büyük Millet Meclisi''ne başkanlık etmiş biri söyleyince zırva tevil götürmez diyerek bu sözler duymazlıktan gelinemez.
Önce şunu söyleyeyim bu zat hakikaten tarih bilmiyor ağızdan dolma alaybozan tüfeği gibi atıyor, papağan gibi başkalarının ezberlettiği lakırtıları tekrarlıyorsa bu zaten başlı başına çok büyük bir sorundur. Yok, eğer gerçekleri bildiği halde politik hedefleri uğruna gerçekleri görmezden gelen bu lafları ediyorsa çok ama çok tehlikelidir.
İsmail Kahraman kafasındakilerin derdi belli, onlar demokrasinin kendilerine tanıdığı olanakları kullanarak demokrasiye savaş açan, rasyonel akla, bilime, sanata, insan hak ve özgürlüklerine düşman şeriat, hilafet ve saltanat savunucularıdır.
Bunlar şeriatı, saltanatı ve hilafeti çıkıp erkekçe doğrudan savunamadıkları için Cumhuriyet değerlerine sinsice saldırıp, kendi arkaik görüşlerine alan açmaya ve taraftar kazanmaya çalışıyorlar, asıl dertleri bu. Bu yüzden de tek kurşun atılmadı gibi saçma sapan argümanlar geliştiriyorlar.
Bak canım kardeşim, kurtuluş ve kuruluş mücadelesinde tek kurşun atılmadı diyorsun ya aslında on milyonlarca kurşun atıldı!
Bu kurşunlardan çok büyük bir kısmı işgalci emperyalist güçlere sıkıldı ama önemli bir kısmı da senin düşüncelerini savunan ve işgalciler ile iş birliği yaparak Türkiye Büyük Millet Meclisi ordularına saldıran hainlere sıkıldı! Senin gerçek derdin o zamanki iş birlikçilerin uğradığı büyük mağlubiyetin hırsı ile yanmak.
Mustafa Kemal önderliğindeki ordularımız iki cephede savaştı, bu cephelerden birincisi yabancı işgal güçleri ikincisi ise yabancılar ile de iş birliği yapan hilafet ordusuydu. Türk ordusu savaşarak sıfırdan bugünkü Türkiye Cumhuriyetinin hükümran olduğu toprakları kazandı, hem emperyalist işgalcileri ve hem de Osmanlı hanedanını defetti. Ama kurtuluş ve kuruluş mücadelesinin asıl büyük başarısı toprak kazanmak değil, Türk Milleti''nin egemenlik hak ve özgürlüklerini kazanmak olmuştur. Türkler tarihte ilk defa egemen bir halk olarak vatan sahibi ve vatandaş olmuşlardır.
Senin gibiler adamın birinin kulu kölesi olduğun Osmanlı ailesinin düzenini göğe çıkarıp, özgür ve eşit yurttaş ilkeleri üzerine kurulmuş cumhuriyete çemkirmeyi marifet sayıyor ama bunu hangi duygu ve düşünce ile savunduğunuzu anlamak gerçekten de zor, kul köle olmanın savunulacak nesi olabilir ki?
Türkler kurtuluş ve kuruluş mücadelesinde emperyalist işgale direndi, işgalcileri kurşun ata ata yendi, sizin saltanat ve hilafet sisteminizi de hilafet ordusuna karşı savaşarak yıktı. Sizin arkaik köleci düzeninizin yerine tam bağımsız ve millî egemenlik ilkesi üzerine inşa edilmiş bir cumhuriyeti kurdu. Hazımsızlığınız, egemenlik haklarını halka kaptırmaktan dolayı.
Cumhuriyetin eşit vatandaş ve özgür insan ilkeleri, insanları kul-köle olarak gören saltanat ve hilafet yandaşlarını elbette çıldırtıyor. Saçmalamaları bu yüzden, lakin nehirler terse akmaz, Cumhuriyet son derecede sağlam temellerde kurulmuştur, saçmalamalar ile yıkılmaz.
