Korona virüs salgını nedeniyle alınan önlemler gerekçesiyle internet kafelere kilit vuruldu.

Bu durum internet kafe işletmelerini büyük bir krizin eşiğine getirdi.

İşletmeciler sosyal medyada "tükeniyoruz" diyerek seslerini duyurmaya çalışıyor. 

Alış veriş merkezilerine, otobüslere, uçaklara HES kodu ile girilebiliyorken internet kafelerin de bu şartlarla çalışabileceğini düşünüyorlar.

Baktığımız zaman haksız da sayılmazlar.

Alınan önlemler kapsamında bir koltuk boş bırakılarak, hijyen kurallarına uyarak hem ekonomini çarkı hem de işletmecinin biraz olsun yüzü güler.

İktidar olarak 25 bin internet kafe işletmesi ve 100 bine yakın ailenin bu durumuna gözleri kapatmayın.

Seslerine, haykırışlarına kulak verin. 

Bir internet kafe işletmecisi okurum mağduriyetini belirten bir mesaj attı.

Esnaf olarak zor durumda olduklarını belirten işletmeci pandemiden nedeniyle kapatılan iş yerlerinden dolayı yardım alamadıkları ifade etti.

"Dayanacak gücümüz kalmadı" diyen okurumun yazdıkları şöyle:

"Daha önce de 107 gün kapalı kaldık.

O süreç içinde çektiğimiz hem esnaf hem de ziraat kredilerini yeni ödemeye başlamışken yine ilk bizler kapatıldık.

AVM'ler, berberler, düğünler, metrobüslerden, spor salonlarından, tıklım tıklım otobüslerden covid bulaşmıyor fakat bir dolu bir boş masalarla ve her türlü önlemleri alan internet kafelerden mi bulaşıyor.

Bizler bu salgında en iyi önlemlerle çalışan kesimdik, hiçbir temas söz konusu olmuyordu.

Lütfen sesimiz olun, bizler tükeniyoruz.

Kredi, BAĞ-KUR, kira ve diğer giderlerimizi karşılayamıyoruz.

Evlerimize, çocuklarımıza karşı zor durumdayız.

Bizlerin sesi olun lütfen."

Bir insanın bile zor durumda kalmasına müsaade etmemesi gereken iktidar, 100 bin ailenin yaşadığı mağduriyete ise hiç kulak tıkayamaz, tıkamamalı. 

Onları görmezden gelemez.

Tükenmekte olan bu işletmecilerin sesine ses olun.

Mağduriyetlerini bir an önce giderin.

***

GENÇ MUTSUZLAR

Türkiye, nüfusun yüzde 15,60’ına denk gelen 12.955.672 genç ile Avrupa’nın en fazla gence sahip ülkesi konumunda bulunuyor.

Peki, genç nüfus sayısında Avrupa birincisi olmamıza karşın bu ülkenin gençleri gidişattan memnun mu?

Yapılan son araştırmaya göre bu ülkenin gençlerine "İmkânınız olsa yurt dışına yerleşip orada yaşamak ister misiniz?" diye soruldu.

Bu soruya "Evet ülkeden ayrılıp yurt dışında yaşarım" diyenlerin oranı yüzde 62,5.

Gençlerin yarısından fazlası ülkede bir gelecek göremiyor demektir bu.

Peki, bu bilgileri neden aktardım?

Hemen anlatayım. 

Sokak röportajları halkın nabzını tuttuğu için sıkça takip ettiğim bir alan.

Özellikle Youtube'da genç muhabirler koca koca televizyon kanallarından daha büyük işler çıkarıyorlar.

Yine bir gencin isyanına denk geldim.

Belli ki iktidar yanlısı olan yaşlı bir vatandaşla tartışan genç kendisine inanmayan kişiye cüzdanını göstererek isyan ediyordu.

Sağlık çalışanı olduğunu ifade eden genç, parasının olmadığını söyledikçe diğer adamdan "o zaman patronuna söyle" tavsiyesine maruz kalıyordu.

O adam çevredekilerin de tepkisiyle oradan uzaklaşınca genç isyanını şu sözlerle ifade etti:  

"Ben 21 yaşında bir gencim. O kadar sabrım kalmadı ki, o kadar umutsuzum ki. O kadar önümü göremiyorum ki. Bu röportajı yaptıktan sonra evime giderken bana bir araba çarpsa ölsem. Gözüm arkada kalmaz. Umudum kalmadı."

Gençlerimiz mutsuz olduktan sonra dünyanın en genç nüfusuna sahip olmuşsun ne fayda!

Bu gençlere umut olun.

Bu gençlerin umudunu geri verin.