Bir imam "Hanımın üniversitede ne işi var, otursun evinde. Fatih Sultan Mehmet''in annesi de üniversite okumadı" demiş.

Bu demeci eleştirenleri hayretler içinde dinledim.

Ben o imamın yerinde olsam ilave olarak şunu söylerdim.

"Hanımın üniversitede işi olmaz, olamaz. Otursun evinde. Hatta çok oturmasın, her 5 dakikada bir ayağa kalksın, evin odalarını gezsin.

Evde bir sehpa varsa etrafında tavaf etsin.

Saksı varsa, taşları alıp sevmediği komşunuzun kapısını taşlasın.

Hangi katta oturuyorsa otursun, zemin katta oturan komşusunun kapısını olur olmaz saatte çalısın ve -Sen zemin kattasın. Zemin katın musluğundan zemzem suyu akar derler. Zemzem suyu da zem ile başlıyor, senin kat da zemin, o da zem ile başlıyor- desin ve bidon bidon su alsın. Zemin kattaki komşusu su vermezse de -Bidon kafalı- diye hakaret etsin.

Kendisi üniversitede okumadığı için, evlilik yaptığı kocası da kendi gibi cahil olmamasına önem göstersin.

Kocası mutlaka üniversite mezunu olsun.

Üniversite mezunu kocası eve her geldiğinde -Diploman nerde?- diye sorsun ama ıslak imzalı olup olmadığına dikkat etsin.

Islaksa hemen kurutsun.

Kocası -Ne yemek var?- diye sorarsa yazımın başındaki imamın demecini bahane olarak öne sürsün ve -Hanımların üniversitede ne işi var, otursun evinde diyen hocanın sözünden çıkmadım. Tüm gün evimde oturdum. Hem koskoca imam hanım mutfağa girsin dememişse, ben ona nasıl karşı gelirim. Kocamın karnı doyacak diye öbür dünaymı mı mahvedeyim?-