Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Prof. Dr. Osman Erk

Prof. Dr. Osman Erk

Sağlıkla kalın

İçtiğiniz su nasıl olmalı?

Alkali su tüketmek sağlık açısından önemlidir. Gerek bebek, çocuk, gerek yetişkin, gerekse yaşlıların tüketeceği suyun pH'ı alkali olmalıdır. pH (power of Hydrogen) hidrojen iyon kontrasyonunun kısaltılmış yazılışıdır. Suyun asitlik derecesini gösteren bir terimdir. Suyun içerdiği hidrojen (H+) ve hidroksil (OH-) iyonlarının miktarına göre pH'ı değişir. Hidrojen iyonu fazla ise su asidik, hidroksil, iyonu fazla ise su alkalidir. Yani pH 7'den küçük ise asidik, 7 ise nötr, 7'den fazla ise alkalidir. 7,5-8,5 arasında olması idealdir. Alkali su ile daha fazla mineral emilir ve bu mineraller hücrelere daha kolay giriş yapar. Alkali suda bulunan magnezyum, potasyum, kalsiyum, sodyum gibi mineraller oldukça aktiftirler. Alkali su asidik yükleri, serbest radikalleri nötralize eden önemli bir tampon aracıdır ve aynı zamanda antioksidan kapasitesi yüksektir. Vücutta hastalığa yol açan bakteriyel ve viral mikroorganizmalar ve kanser hücreleri asidik ortamı tercih eder. Alkali su aynı zamanda kemik ve diş sağlığını da korur, mide asidini azaltır, reflü gelişmesini önler. Alkali su cilt sağlığı açısından önemlidir. Sabah aç karnına içilecek 2 bardak alkali karakterde su metabolizmayı hızlandırarak yağ yakılmasına neden olur. Alkali su içine yarım limon suyu veya 1 tatlı kaşığı elma sirkesi eklemek suyun alkalik derecesini daha da güçlendirir ve olumlu etkiye yol açar.

Sertliği nasıl olmalı?

Suyun sertliği, suda çözünmüş olarak bulunan kalsiyum ve magnezyum iyonlarının toplamıdır. Orta sertlikte sular tercih edilmelidir. (10-30 arası…) Şişelerin etiketine sertlik derecesini yazmak zorunlu olmadığından, şimdilerde tüketici içtiği suyun sertliğini bilemiyor. Peki bunu nasıl mı anlarsınız… Basit bir testle… Sabunu köpürtmeyen su sert sudur. Suyun sertliği bazı sularda ise Fr (Fransız Sertlik Derecesi) şeklinde belirtiliyor.

Hangi mineralleri içermeli?

Su bir besin maddesi gibi değerlendirilmelidir. Besinlerin sindirilmesi, oksijenin hücrelere kadar dağıtılması, bütün metabolik faaliyetler su sayesinde gerçekleşir. Su ayrıca vücuttaki zehirlerin atılmasını sağlar ve en önemli detoks aracıdır. Suyun içinde birçok mineral bulunmaktadır. Mineraller vücutta birçok metabolik olaya aracılık etmektedir. Gıdalar ve su bu mineralleri sağlayan en önemli kaynaklardır. Mineraller inorganik maddelerdir ve vücut tarafından üretilmedikleri için dışarıdan alınmalıdır. Kalsiyum, magnezyum, potasyum, sodyum, flor, demir, selenyum, bakır, çinko ve kobalt bu minerallerden bazılarıdır. Bu minerallerden kalsiyum ve magnezyum kalp ve damar sağlığı için son derece yararlıdır. Özellikle çocukların içeceği su, bu minerallerden zengin olmalı, bu mineraller suda gerekli ve yeterli konsantrasyonda olmalıdır.

İçtiğimiz sular ne kadar hijyen?

Su sağlığa zarar verebilecek her türlü kirleticiden arındırılmış olmalıdır. Ağır metaller (alüminyum, arsenik, cıva, kurşun, kadmiyum, çinko), toksik inorganik ve organik kimyasal kirleticiler (akrilamid, amonyum, nitrat, nitrit, asbest, benzen, boryum, berilyum, PAH, bor, fosfat ve diğerleri), radyoaktif kirleticiler (uranyum, maden) asla suda olmamalıdır. Sudaki bulanıklık mikrobik kirlenme veya diğer toksik maddelerin varlığını gösterir. Suda bağırsak bakterilerinden olan koliform bakteri bulunmamalı; su bakteri, virüs ve parazitlerden temiz olmalıdır. Suda bulunmaması gereken diğer kimyasallar nitrat ve nitritlerdir. Bu azotlu bileşikler hücre için toksik ve kanserojendir. Suyun bu bileşikleri içermesi veya çok sınırlı sayıda ihtiva etmesi önemlidir. Temizliğinden şüphe ediliyorsa veya temiz su bulunamıyorsa su kaynatılıp-dinlendirilip içilebilir. Normal koşullarda suyun kaynatılması ise suyun içinde bulunan minerallerin azalmasına, bozulmasına yol açar. Su çevremizdeki en fazla kirlenmiş ve toksin içeren kaynaklardan biridir. Suda doğal olarak bulunan toksik maddeler dışında, suya değişik amaçlarla katılan bileşikler insan sağlığına olumsuz etki yapar. Sudaki zararlı mikroorganizmaları öldürmek için suya katılan klor bu toksik bileşenlerin başında gelmektedir. Klor toksik ve uçucudur. Sıcak su ile duş almak bile toksik ve uçucu klor gazının çıkışına neden olabilir. Suda klor miktarı 1mg/L'den fazla olmamalıdır. Su kaynakları çevreden gelen pek çok toksik etkiye açıktır. Endüstriyel kimyasallar, zirai tarım ilaçları, lağım suları, çöplerden kaynaklanan toksinler petrol ürünleri suları kirletir. Tarımda kullanılan kimyasal gübreler, yağan yağmurlar ve sulama sonucu su kaynaklarına sızmaktadır. Sentetik yemle beslenen hayvanların gübreleri yine aynı şekilde su kaynaklarına bırakılmaktadır. Suların içinden geçerek dağıtıldığı borular yapılarına göre kurşun, kadmiyum, bakır, asbest, demir ve nikel gibi toksik bileşikler içerirler.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları