Sayın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Bey;
Dün Sözcü Gazetesi'nde, İsmail Saymaz'a yapmış olduğunuz açıklamada, kokain çektiği iddia edilen, lüks ve şatafatlı yaşantısının görüntüleri üç gündür Türkiye'nin gündeminde birinci sırada yer alan Kürşat Ayvatoğlu hakkındaki düşüncelerinizi okudum.
Özetle;
"Bu konudan siyasal sonuç bekleyenlere acıdığınızı, meseleyi siyasi boyuta getirenleri ayıpladığınızı" söylüyorsunuz.
Diğer söyledikleriniz zaten, devlet ve yargı kurumlarının yapması gereken müdahaleler.
Yani bir özellik veya erdem olmadığını sanırım siz de takdir edersiniz.
Sayın Soylu;
Siz hiç OHAL döneminde gözaltına alındınız mı?
Siz hiç tutuklanıp cezaevinde kaldınız mı?
Siz sevenlerinizin ve yakınlarınızın, böyle bir durumda dışarda neler yaşadıklarına şahit oldunuz mu?
Siz cezaevine girişin, orada bir gün bile kalmanın, kişide ve yakınlarında nasıl bir travmaya sebep olduğunu bilebilir misiniz?
Yaşayıp yaşamadığınızı bilmiyorum.
Yaşadıysanız ne demek istediğimi anlayabilirsiniz.
Yaşamadıysanız ne kadar anlatılırsa anlatılsın, ne kadar bilgi sahibi olursanız olun, anlayabilmeniz mümkün değil.
Derler ya;
"Anlatmakla anlayamazsınız, yaşamak lazım!"
Sn. Soylu ben yaşadım!
2018 yılına kadar adliye dahi görmeyen ben, iki kez yaşadım.
Birinci de 15 Temmuz 2016 gecesi attığım twitler nedeni ile, 1 Haziran 2018'de "Fetö üyeliği" suçlaması ile gözaltına alındım, dört gün nezarette kaldım.
"Tutuklama isteği" ile mahkemeye sevk edildim, mahkemenin "tutuklamayı reddetmesi ve yurt dışı çıkış yasağı" ile bir yıl süren yargılama sonucunda beraat ettim.
Siz, mahkeme salonu kapısındaki duruşma listesinde, isminizin karşısında suçun "terör örgütü üyeliği" yazmasının ne demek olduğunu bilebilir misiniz?
15 Temmuz gecesi henüz Fetö'nün "F" si bile konuşulmadığı, sokağa çıkmanın hata olduğunu ifade etmenin "terör örgütü üyeliği" ile suçlanmaya yeterli kabul edilmesinin, yedi sekiz memur arkadaşın evinizin kapısına silahlarla sizi almaya gelmelerinin sizde, eşinizde, çocuklarınızda nasıl bir etki yaratabileceğini bilebilir misiniz?
O hain kalkışmanın Fetö tarafından gerçekleştirildiğinin, devleti yönetenler tarafından bilinmemesine rağmen, dönemin İçişler Bakanı 81 İl'in 74 Emniyet Müdürü'nün Fetö'cü olduğunu bilmez iken, Genel Kurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanı en yakınlarında bulunan görevlilerin Fetö'cü olduklarını bilemezken, ben sıradan bir vatandaş olarak nasıl bilebilirdim?
Benim 23.50 civarında "sokağa çıkmanın tehlikesini, polis ile askerin karşı karşıya gelebilme endişesini" ifade ettiğim bir twit ile terör örgütü üyesi olabilme ihtimali yanında, aynı gece MHP resmi twitter hesabından Saat 02.02'de kalkışmanın Fetö tarafından gerçekleştirildiği, resmi merciler tarafından açıklandıktan sonra "halkın sokağa daveti, Türk askeri ile muhtemel bir çatışma içine girmesi vahim bir tehlike olarak önümüzde durmaktadır" twiti benim ile aynı düşünceyi yansıtmasına rağmen, neden ben "terör örgütü üyeliği" ile suçlanıp bir yıl yurt dışı yasağı ile yargılandım, bilebilir misiniz?
Ben biliyorum Sayın Süleyman Soylu!
Twit tarihinden iki yıl sonra, sizin mensubu bulunduğunuz partinin trolleri tarafından hedef gösterildiğim için!
O günlerde siz, İçişleri Bakanlığı'na atanmış ve bakanlık görevinizi sürdürüyordunuz.
Ben sizinle aynı siyasi gelenekten gelen, 2010 Anayasa Referandumu'na kadar aynı siyasi görüşte olan biriyim.
1998-1999 Yıllarında Demokrat Türkiye Partisi'nde Bursa'nın en büyük ilçesi olan Osmangazi İlçe Başkanlığı yaptım.
2010 Yılında Demoktat Parti Bursa İl Yönetim Kurulu'nda bulundum.
Bugün partinizin personeli olan kokainman olduğu iddia edilen, partili belediyenizi hortumladığı da tanıyan ve bilenler tarafından iddia edilen şahıs ile ilgili "siyasi alana çekilmesini ayıp sayarken", benimle ilgili iktidarınızı destekleyen medya organlarının "Akşener'in Fetö'cüsü" manşetlerini görmediniz mi Sn. Soylu?
Diyorsunuz ki;
"Görevim sebebi ile bir çok kişi hakkında bilgi sahibiyim"!
Benimle ilgili istihbari bilgiye sahip olmanıza gerek dahi yoktu Sayın Soylu.
Bursa'da Demokrat Parti'de birlikte yol yürüdüğünüz, il ilçe başkanı, yönetici, bir iki kişiyi arasanız, benim sülalemi tanıyan, benim "Fetö ile bırakın ilişkimi, selâmımın bile olamayacağını" size söylerlerdi.
Gündeme gelen kişi sizin partinizden olunca "siyasi alana taşınması ayıp" ise, muhalif olan benim hakkımda, iktidar partisinin en üst kademelerinde yer alanlar, İYİ Partili olduğum için partime çakarlarken siyasi alana girmediler mi Sayın Soylu?
Yarın ikinci kez gözaltına alınışımı, beş yıl sonra attığım twitlerin günün gündemine bakılmaksızın, nasıl algı operasyonu yaratıldığını ve sonucunda gözaltına alınarak tutuklandığımı, 53 gün cezaevinde kaldığımı da anlatacağım.
Türkiye'de siyasi ve hukuksal zeminin nasıl çifte standart yaşadığını, dilimin döndüğünce anlatmaya devam edeceğim.
